SELIRFT

Parti Devam Ediyor?

Murat uyandığında bir odadaydı. Kafası çok ağrıyordu. Bir anlık durdu ve nelerin olduğunu anlamaya çalıştı.

Kaçırılmıştı!!!

Yataktan kalktı ve kapıya ilerledi. Kapı kilitliydi! Kapıyı zorlamaya başladı. Ama çabaları boşunaydı. Galiba kapı arkadan zincirle bağlanmıştı.

Başka bir yol bulmalıydı. Ah neden?

Yatağın üzerinde oturdu ve beyninin en derin katlarında düşünmeye çalıştı.

Neden yani? En son hatırladığı şey benzin istasyonunda şöförün..

Dur bir dakika! Şöför tanıdık gelmişti. Ama kimdi o?
Neden bir şey sıktı ve Murat bayıldı?

Murat artık sinirlenmişti. Yani, hangi çağda yaşıyoruz ki, biri kaçırılsın?
Yavuz ve Emreye n'oldu peki?

Kapı tıklamasıyla irkildi:
" Seni görebiliyorum, yemeğini getireyim mi?"

Ses tanıdık gelmişti. Yukarı baktığında bir kamera görmüştü. Yeri aramaya başladı.

Bulduğu ilk aleti: levye'yi kameraya fırlattı.

- Hasss.. Lan n'apıyorsun? Kaç para o haberin var mı?
- Ulan sen kimsin? Benden ne istiyorsun?
- Aslında hiçbirşey. Birileri seni kaçırmamı söyledi. Ben de yaptım.

Evet bu oydu.. Yoksa...Süleyman?!

- Öhm, peki, ben kim kaçırdı söyle. Süleyman buradan çıkınca senin ağzına..
- Hey ben o değilim, ya da o kim?
Murat bak, söyleyemem, büyük para alacam.
- İyi de biri neden kaçırılmamı sağlasın ki?!
- İnan ki, bilmiyorum.
- Lan peki, olan oldu. Kaç yıldır görmüyorum seni. Hadi gel.
- Dime? Merak etme, seni ben gördüm, yeter böyle bence.
- Süleyman, olm kaçmicam. Sana da birşey yapmayacağım. Gel lan!
- Olum, biliyorumki, elin sakin durmayacak. Sen öyle kal.
- Kim yaptırıyor bunu sana?
- Boş veeer
- Süleyman, biri senden hoşlanıyor.
- Oha len, bekle.- Süleyman

Süleyman hemen kapıyı açmaya başladı. Seslerden kapının güçlü kilitlendiği belliydi.

Kapı açıldığı an Murat hemen Süleymana tekme attı ve bunun sonucuyla Süleyman bayıldı.
Murat hemen Süleymanı bir masaya bağladı.

Evi aradı. Süleymanın telefonunu eline aldı. Parmak izi gerekliydi! Hrmen Süleymanın parmağına dokundurdu. Arama Kayıtlarına göz attı: " Paralı Güzellik". Murat hiç bir şeyi göze almadan bu ismi aradı. Telefonu bir kız açmıştı. Ayşe açmıştı.

"- Ulan şuan partideyim, sen Muratı tut, ben paranı vereceğim. Bir az sabırlı ol yaa. Konuşmam saolll."

Telefon kapanmıştı. Ulan Ayşe, geri dönüp seni harcamaz mı Murat? Yaktım çırağını....

Süleyman kendine geldiğinde sorular yağmaya başlamıştı bile.

- Ayşe seni nasıl aradı? Neden kaçırmamı istedi?
- Ahmak Murat, lan bırak beni. Off hiç çekemicem. Şuan içki içiyor ola bilirdim.
- Sen şapşalsın! Ayşe gibilere nasıl güvenirsin? İçki mi? İşte o yüzden şuan 5 paran yok.
- Lan kız çok güzel tekliflerle geldi. 100 dolar mı, lira mı bilmem. Ama 100 var lan. Hem güzel biletler verecek...
- İnanmam!
- İnanma tabi, zaten biletleri satacam.
- Seni şuan öldüre bilirim. Kimseler de farketmez. Öylece sessiz ölümün olur. Ama....
- Hadiii, filmlerdeki gibi git ve ben kendim kurtulayım.
- Lan amk, bu film ve ya pembe dizi falan değil. Parayı bölecez. Ayşe beni neden uzaklaştırdı bilmiyorum, ama biletlerin yarısı benim olacak.
- Hayııırz nie lan?!
- Ya da Öl!
- Sen beni ölsüremezsin. Çünkü, o kadar büyük lokmalara.....- Murat elindeki bıçağı Süleymana tuttu.