Ashley uzun zamandır görmediği Melez Kampı'na bakıyordu. O asla tam bir melez olamamıştı çünkü Hermes kulübesinde kalmayı reddettmişti ve sonrasında annesinin yardımlarıyla Artemis işe tanışmıştı. Ama onlara da ayak uyduramamış sonunda kendi kendins doluşan bir canavar avcısı olmuştu. Herkes onu Kaçınılmaz Ölüm diye anmıştı.
Ashley Artemis'in önünde saygıyla eğildi. "Bizi buraya kadar getirdiğiniz için teşekkür ederim Leydim."
Artemis ona şefkatle gülümsedi. "Kendine dikkat et Ashley. Hem Yunanların hem de Romalıların sana çok ihtiyacı var.
" Tabii Leydim."
Artemis rüzgarlara karışıp kaybolunca Percy, Annabeth ve Nico hüzünle Ashley'i süzdü. Nico öne çıktı ve Ashley'in omzuna elini koydu." Hadi gidelim. Eminim Kheiron eski bir dostla konuşmak ister."
Ashley güldü. "Daha çok eski bir isyankar desen çok daha doğru olur."
Melez Kampı'na girdiklerinde herkes heyecanla onların yanına koştu. Herkes merakla Ashley' i süzüp neler olduğunu soruyordu. Khreiron kulübeden çıkıp yanlarına gelince herkes suspus oldu. Khreiron Ashley'in görünce gülümsedi." Bir gün seni tekrardan görebileceğimizi düşünmezdim Bayan Perez. Yoksa Kaçınılmaz Ölüm mü demeliyim?"
Ashley'in takma adını duyunca herkes şok içinde birbirini dürtüp fısıldaşmaya başladı.
Ashley duruşunu bozmadı."Buraları daha güvenli hale getirdiğim için teşekkür etmenize gerek yok Khreiron. Yapılması gerekeni yaptım. Bu arada düzeninizi değiştirebildiğinize sevindim. Açıkçası bir değişime ihtiyacı vardı. Fakat hala çoğu tanrıçanın ve tanrının kulübesini göremiyorum. Benim kulübem nerede Khreiron? Annemin kulübesi? "
Khreiron gülümsemesini hiç bozmadı. Percy şok içinde Ashley'e bakıyordu." Eğer kamptan ayrılmasaydın Tabiki sanada bir kulübe yapardık. "
Ashley ifadesini ciddileştirdi." Açıkçası burada kalmak gibi bir niyetim yok zaten. Ama anneme biraz daha saygı duymanı isterdim açıkçası. Şiddetin neler yapabileceğini tahmin edemezsin."
Khreiron hala gülümsüyordu." Neler yapabileceğini bence bizim için girdiğin her savaşta hepimiz gördük. "
Ashley ifadesini bozmadı." Ben yapılması gerekeni yaptım. Ve artık izninizi istemek zorundayım. Lord Hades'in isteğini yerine getirdim. "
Khreiron'un gülümsemesi yerini endişeye bıraktı." Bay Perez bana endişelerini dile getirdi. Laneti sandığımızdan daha kötü bir hal almış olabilir. "
Ashley acı bir kahkaha attı." Yıllardır böyle Khreiron. Bunu kimse çözemez. Zeus bile bu işe karışmak istemez."
Herkes şok ve korku içinde Ashley'e baktı. Ashley sinirle onlara döndü." Merak etmeyin millet! Bugüne kadar ölmedim,şimdi de ölmem gayet zor! "
Annabeth korkuyla Ashley'e baktı. Ellerinden kızıl haller şeklinde güçlü dalgalar yayılıyordu." Ashley ellerin... "
Ashley Annabeth'e baktı ve derin bir nefes aldı. "Buraya hiç gelmemeliydim. Buranın havası bana iyi gelmiyor. Çok ölüm çok şiddet arayan ruh var."
Ashley öne birkaç adım atıp Nico'nun saçlarını karıştırdı. " Bana ne zaman ihtiyacın olursa ara. Bir İris mesajına bakar."
Nico onu kafasıyla sessizce onayladı. Khreiron bir şeyler demeye çalıştı ama Ashley onu durdurdu." Fazla lafa gerek yok. Burnum dikine gitmeyi severim merak etme iyi olurum."
Ashley tam yürümeye başladığında Khreiron" Annen geldi. Birkaç gün önce. "
Ashley durup ona baktı. Uzun süre Khreiron'u süzdü ve ellerini beline yerleştirdi." Eeee? Bir şey dedi mi? Onunla 5 yıldır falan görüşmedim. Dualarımı da yanıtlamadı. "
Khreiron ona mahcup bir şekilde gülümsedi." Burada kalmanı istedi. Seni görmeye geleceğini söyledi."
Ashley bir süre yeri süzdü. "Annem hep Artemis'in Avcılarından olmamı isterdi. Eğer Leydi Artemis'e bile bir şey söylemediyse sana neden söylesin? Bu kamptan nefret ettiğimi biliyor."
"Çünkü buraya geleceğini biliyordum. Ve en azından bir geceni burada geçireceğini ummuştum."
Ashley gözlerini konuşan kişiye çevirdi. Simsiyah saçlı parlak metal beyazı gözleri ve şefkat dolu gülümsemesiyle bir kadın belirdi. Üzerinde bembeyaz bir trençkot kocaman beyaz bir fötr şapka ve bembeyaz bir tulum vardı. Açıkçası kimse Şiddet Tanrıçasının bu kadar modern olacağını tahmin edemezdi. Bia kollarını iki yana açtı. "Ashley."
Ashley ifadesini değiştirmeden olduğu yerde dikildi. "Anne."
Percy şok içinde Bia'ya bakıyordu. Her şeyiyle gayet normal gözüküyordu. Ama gözleri. Gözlerine baktığınız an gözlerinde savaşı, acıyı, kavgayı ve nefreti görünüyordu. Kimse kafasını kaldırıp Bia'ya bakmaya cesaret edemedi. Ashley dışında.
Bia gülümsemesini sildi. "Seni bir konuda uyarmaya geldim kızım."
Ashley ellerine baktı. "Gerek yok sanırsam. Kaderlerin benim için ne planladığını bilmiyorum ama bu zamanı dolu dolu geçireceğim kesin."
Bia tuhaf bir şekilde kahkaha attı. Kahkahası şeytani bile denilebirdi. "Sanırım Tartarus yolculuğunu hala unutamadın. "
Ashley ona alayla gülümsedi. "Tatil gibiydi."
Nico şok içinde Bia'ya baktı. "Tar-tarus mu?"
Ashley ifadesini değiştirmeyip ona baktı. "Ya tabii Tartarus. Gaia uyanmadan çok önce -Percy daha melez olduğunu bilmezken- annem bana onu bulmamı söyledi. Beni Tartarusa kadar sürükleyeci akılıma gelmezdi."
Bia mahcup bir şekilde gülümsedi. "Sadece gerçek acıyı görmeni istedim. Her ebeveyin gibi seni hayatın gerçeklerinden saklamam bekleyemezsin hayatım. Zaten ondan sonra ülke ülke dolaşıp melezlerin kurtaran biri haline geldin. Senin bu haline gelmeni sağlayan benim."
Ashley ellerini gösterdi." Bu hale gelmemi sağlayan da sensin. Sen beni çağırmadan önce bir hayatım vardı. Avukatım ben! Sırf senin sesine kulak verdim diye tüm kariyerimi çöpe attım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daughter of Bia
FanfictionPek de bilinmeyen Şiddet Tanrıçası Bia'nın tek melez kızı...