Harrison sıkıntıyla derin bir nefes aldı ve gerindi. Alexa hala omzunda yatıyordu ve hareket etmemekten her yeri tutulmuştu. Alexa'yı en yakındaki yatağa yatırdı ve üstünü örttü. Alexa mırıldandı ve battaniyesine sıkı sıkı sarıldı. Harrison istemsizce gülümsedi ve yerine geri oturdu.
Cecilia bir anda ayağa kalktı. "Daha fazla burada böylece duramayız. Yönetmemiz gereken bir şirket var."
"Şirket bekleyebilir. Sağlık bekleyemez."dedi Farai.
"Hayır Farai anlamıyorsun. Evet sağlık daha önemli ama zaten bizi buraya apar topar çağırdınız. Yapacağımız onca iş aksadı. Müşterileri daha fazla beklemeye ikna edemem."
"O zaman başka müşteri buluruz."
"Farai 1 milyon doları aşan bir kayıptan bahsediyoruz! Bu kadar kayba şirket dayanmaz!"
"Biz de biraz dişimizi sıkarız."
"Farai bu konuda Cecilia haklı. Hemen şirketi geri açmalıyız."
Farai sinirle Graham'a döndü. "Neden birbirinize arka çıktığınıza şaşırmıyorum acaba? Çünkü hep bizi bırakıp kendinizi kurtardınız!"
Graham dümdüz bir ifadeyle ona baktı. "Gerçekten mi Farai? Yıllar önceki konuları açarak ne yapmaya çalışıyorsun?!"
"Çocuklar."dedi Harrison araya girerek. " Bunu daha sonra tartışırız."
"Hayır hayır bu konu burada çözülüp bitecek!"dedi Farai
Cecilia ifadesini hiç değiştirmeden buz kesen gözleriyle ona baktı. "Hala beni bu konuda nasıl suçlu bulabiliyorsun anlamıyorum."
"Eğer sen hiçbir şey söylemeseydin onları asla bulamazlardı. O zaman bunların hiçbiri yaşanmazdı."
"Hayatlarından endişe duyup mantıklı olanı yapınca ben mi suçlu oluyorum?! Farai lütfen mantıklı ol."
"Mantığını ve kanunlarının seni ele geçirmiş. Onlara hiçbir şey olmayacağını sende biliyordun!"
"Ah bu işi asla kabul etmemeliydim."
"Emin ol senin olacağını bilseydim bende kabul etmezdim."
"Dediklerine dikkat et Farai"dedi Graham. "Karşında düşmanın durmuyor. Ama böyle düşmanca tavırların devam ederse biz de tavrımızı almayı biliriz."
"Bize en başından düşman olan sizdiniz"dedi Artus bir anda tartışma alevlendi.
Harrison sinirle iç çekti. "YETER!"dedi.
Hepsi dönüp ona baktı. Harrison'ın metalik gözleri sinirle parlıyordu.
"Eğer bu kadar bu işin bir parçası olmak istemiyorsanız gidin! Boşu boşuna burada durmayın gidin!"
"Merak etmeyin ben sizin yerinize istifa dilekçenizi hazırlarım, tazminatlarınızı da alırsınız. Ama eğer huzur ortamı kurmayacaksanız gidin!"
Tam Harrison bir şey daha diyecekti birisi bacağına sarıldı. Alexa dolu gözlerle onlara bakıyordu. Harrison'ın gözlerindeki sinir kayboldu ve korkuya bıraktı. Alexa'yı kucağına aldı.
"Tamam canım benim, sakin ol hiçbir şey yok."
Alexa burnunu çekti ve kafasını Harrsion'ın omzuna gömdü.
Harrison "Düşünün, sonra kararınızı bana iletin. Ben artık sürekli Ashley'nin sizi bir arada tutmaya çalışmasını izleyemeyeceğim. Ashley hepinizden çok daha büyük yükleri omuzlarına yüklüyor. Bir zahmet ya saygı gösterin ya da gidin."
"Ama Harr-"
"Ama yok. Ya evet sizinle kalacağım ya da hayır sizinle kalmayacağım. Amayı cevap olara kabul etmiyorum."
Harrison Alexa ile dışarı çıkarken hepsi birbirine baktı. Bir süre sessizce oturdular. Sonra Cecilia ayağa kalktı. "Bu olayı bu kadar uzatmamalıyız. Ashley bunu istemezdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daughter of Bia
FanfictionPek de bilinmeyen Şiddet Tanrıçası Bia'nın tek melez kızı...