Lütfen buraya başlama tarihinizi bırakabilir misiniz.Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ
Bazen insan uzaklaşmak ister. Kaçmak ister korkularından, üzüntülerinden ,hatta bazen anılarından bile.
Aslında bazen daha fazla üzülmemek için uzaklaşır,daha fazla kırılmamak ve kırmamak için...Şu anda bende kaçıyorum.
Uzaklaşıyorum.
Ama ben korktuğum için kaçıyorum.
Daha fazla kırılmaktan ,üzülmekten ve en önemlisi ise O'na bir daha inanıp, güvenmekten korktuğum için...
Aşık olduğum şehir olan İstanbul'dan sırf daha çok ağlamak istemediğim için kaçıyorum.Dalgınlığım düşüncelerden ablamın bana seslenmesiyle çıkarken bavuluma son eşyalarımı da yerleştirip ayağa kalktım. İşte gitme vakti gelmişti benim için. Aşık olduğum şehirden ,benim gözyaşlarımla boğulduğum bu şehirden ayrılma vakti gelmişti işte.
---------
Ablamın yardımıyla eşyalarımı yeni odama yerleştirirken bir boşluktaydım sanki.
Bomboştum.
Ne üzgün ne mutlu...
En ufak bir duygu kırıntısı bile barındırmıyordum . Mutlu olmam gerekmez miydi beni yaralayan şehirden uzaklaştığım için. Ya da üzgün mü olmalıyım en mutlu zamanlarımı geçirdiğim şehirden uzaklaştığım için.
Bir yer nasıl aynı anda bir insanı en mutlu eden yer ve en çok üzen yer olabilir ki?Ablam son eşyaları da yerleştirip yemek yapmak için odamdan çıktı. Etrafıma baktım. Eski odam aklıma gelmişti. Duvarlarına kendi çizdiğim resimleri astığım odam...
Daha fazla düşünmek istemediğim için yemeğe kadar uyumaya karar verdim. Yavaş hareketlerle yatağın yanına gidip içine girdim. Biraz olsun uyuyabilmek umudu ile gözlerimi yumdum.
----------
Ablamın beni yemeğe çağırması ile kalkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Serin suyu yüzüme her çarptığımda biraz daha kendime geldiğimi hissediyordum. Kafamı kaldırıp aynadaki yansımama baktım. Su damlalarının yüzümden aşağı süzülüşünü izledim. Sonra saçlarıma baktım. Bir zamanlar uzun olan ama benim bana O'nu hatırlattığı için kestiğim saçlarıma..
Daha fazla aynadaki yansımama bakmaya dayanamadığım için banyodan çıkıp ablamın yanına gittim.Yemekte bana yeni okulum hakkında bilgi verirken elimden geldiğince onu dikkatli dinlemeye çalışıyordum. Benim yüzümden daha fazla üzülmesini istemiyordum çünkü. Ablam konuşurken sanki çok heyecanlıymışım gibi sürekli yeni okulum hakkında sorular soruyordum. O benim için bu kadar çabalıyorken kendim için olmasa bile onun için bir şeyler yapmalıydım.
Yemek boyunca konudan konuya geçiş yaparak sohbet etmiştik ablamla. Özlemiştim ablamla böyle oturup konuşmayı. İyi gelmişti aslında bana. Ablama sofrayı toplamasında yardım ettikten sonra uykum olduğunu söyleyip odam çekildim. Bugün uyumama rağmen uykum olduğu doğruydu ama ben pek uyuyabileceğimi sanmıyordum.
Yatağın üstüne oturup boş bakışlarımı karşıdaki duvara diktim. Sonra çalışma masasına...
Ablam benim sevdiğim herşeyi getirmişti. Resimerimi,boyalarımı, fırçalarımı..
Bakışlarım masanın yanındaki gitarıma kaydı. Dudaklarımda buruk bir tebessüm peyda oldu. Ablam belki benim mutlu olmam için yapmıştı bunların hepsini ama farkında değildi ki bunların hepsi beni karanlığıma çekiyordu.Yani O'na...
---------
Uyuyamayacağımı anladığımda odamdan çıkıp mutfağa geldim. Bir bardak sıcak kahve belki bana iyi gelirdi. Kahveyi hazırlayıp balkona çıktım. Küçük bir masa ve iki tane sandalye vardı. Birde ablamın sevdiği çiçeklerden vardı.
Sandalyelerden birine kurulup temiz havayı içime çektim. Ankara'ya daha önce bir iki kere gelmiştim. Güzel bir şehirdi aslında. İstanbul'a göre biraz daha sakindi. Sonra gökyüzüne baktım bir umut belki bir iki yıldız görürüm diye. İstanbul'daki hiç yıldız göremezdim gökyüzünde. Hevesle başımı kaldırıp gökyüzüne baktım ama hayal kırıklığı ile başımı aşağı eğdim.
Yıldızlar bize küsmüş gibiydi. Bizden saklanıyorlardı sanki. Aceba onlara da zarar vereceğimizi mi düşünüyorlardı ya da dünyadaki bu eziyeti görmek istemedikleri için gözlerini mi kapatmışlardı ?----------