Büyük Bir Yalan

202 41 17
                                    

Kendimi suçlu hissediyordum.Sanki benim yüzümden ölmüştü.Ben Selma teyzenin sözünü dinleseydim belki de kimse ölmeyecekti.Ben o akşam Selma teyzenin kızı ile beraber gitseydim belki de bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.Kim bilir...
  Gazetedeki haberi okuduktan sonra geri Kadıköy'e dönmüştüm.Arkadaşlarıma acil işim olduğunu söyledim ama büyük ihtimalle inanmadılar.Moda sahilindeki bankların birinde oturarak akşamın geç saatlerini getirmiştim.Deniz o kadar masum akıyordu ki zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.Suçluluk duygusu bir şey düşünmemi,bir şey yapmamı engelliyordu.Sahildeki insanların hepsi mutluydu; sanki sadece ben hayattan zevk almıyor,sadece ben acı çekiyordum.Kimi arkadaşıyla mutluydu,kimi köpeğini gezdirmeye çıkmıştı mutluydu,küçük yaşta olmasına rağmen çay satan çocuk mutluydu...Buraya yakışmayan bir kişi varsa o da bendim.
  Akşam vakti sahilden kalktım ve eve doğru yürümeye başladım.Apartmanın önüne geldiğimde ayaklarım geri geri gidiyordu.İçeri girmek istemiyordum.Selma teyzenin oturduğu kata geldiğimde ses çıkarmamak için nefesimi bile tutmuştum.Onun yüzüne nasıl bakardım bilmiyordum.O günün gecesinde uyuyamadan sabah etmiştim.
Bugün öğle vakti kalkan cenazeye çok kişi gelmişti.İlk defa cenazede Selma teyze'nin yüzüne bakabilmiştim.Göz göze gelir gelmez bakışlarımı kaçırdım.Cenazedeki insanlar..Hepsi buradan ayrıldıktan sonra hayatlarına devam edeceklerdi.Oysa Selma teyzeyi hayata bağlayan tek kişi,kızı artık yoktu.Selma teyze belki de geri Sarajevo'ya giderdi.
  Cenazenin üzerinden bir hafta geçmişti.Saat öğle ikiye geliyordu ve ben yeni uyanmıştım.Cenazeden sonraki bütün günlerde uyandığım gibi bugün de geç uyandım.Evde durdukça aklım hep Selma teyze ve kızında oluyordu.Hazırlanıp Kadıköy'e gidecektim.Evden çıkmak için kapıyı açtığımda karşımda Selma teyzeyi buldum.Ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilmiyordum.Hayattan zevk almaya çalışan ,yüzündeki gülmesi hiç eksilmeyen Selma teyze karşımda çökmüş şekilde duruyordu.Sonunda korktuğum başıma gelmişti ve Selma teyze bana o suçlayıcı cümleyi kurmuştu.
-"Sana baktıkça aklıma kızım geliyor."
-"Selma teyze çok üzgünüm.Keşke o akşam sözünü dinleseydim.Keşke!Bunların hiçbiri yaşanmayacaktı."
-"Öyle düşünürsen daha çok üzülürüm.Nereden bilebilirdin bunların yaşanacağını?"
  Selma teyzenin yüzüne bakamıyordum.Bu suçluluk duygusu beni bütünüyle etkilemişti.
-"Ben kızımı kurtarmak için  savaşın ortasından,dünyadaki cehennem olan esir kamplarından kaçıp buraya sığındım.Bana orada tecavüz edemediler ama burada kızıma..Benim tek varlığım kızımdı.Onunla hayata tutunmuştum.Bosna'daki savaşta annemi, babamı,kocamı kaybettim.Hiçbirinin bir mezarı bile olmadı.Burada ise kızımı toprağa verdim.Beni hayata bağlayan herkes bu dünyadan gitti Furkan."
  Selma teyze güçlükle konuşuyordu.Gözlerinin içi sulanmıştı.Ben ise hala ne diyeceğimi bilmiyordum.
-"İyi görünmüyorsun Selma teyze.Biraz oturup dinleninmelisiniz" diyerek içeri davet ettim.Gerçekten de iyi değildi.En kötüsü ise ona destek olacak ne bir arkadaşı ne de bir akrabası vardı.
   Aklıma takılan bir soru vardı.Şimdi yeri miydi bilmiyorum ama Selma teyzenin kayıp annesini bulma fikri aklımdan çıkmıyordu.Üstelik kızı da bana sürekli anneannesinin bulunabileceğinden bahsediyordu.Bulunduğu zaman hep beraber mutlu bir şekilde yaşayacaklarından bahsetmişti.
-"Annenizin savaşta kayıp olduğunu söylemiştiniz." dedim bu sefer Selma teyzenin gözlerinin içine bakarak.
Selma teyze acı düşünceler içinde başını eğerek, kalbini yaralayan can sıkıntısıyla, hüzünlü bir sesle konuşmaya çalıştı.
-"Ahh! Annem...Kızıma yalan söyledim Furkan.Büyük bir yalan..."

GİZLİ YARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin