Seulgi alarm sesiyle uyandı. Yatağından kalktı, formasını giyindi, yüzünü yıkadı, saçlarını düzeltti, hergün sıktığı lavanta kokulu parfümünden sıktı, çantasını sırtına taktı, annesinin yanağına bir öpücük kondurup evden çıktı. Okula geldiğinde irene ve yerinin yanına gitti. Beraber plan yapmışlardı bugün kütüphaneye gidip geri kaldıkları dersten tekrar yapacaklardı.
Ders başladı, öğretmen sınıfa girdi, ders matematikti. Seulgi, öğretmenin her sorduğu soruyu herzamanki gibi cevaplayabilmişti. İrene ona hayrandı. Nasıl bu kadar zeki olabilir diye düşünürdü hep. Diğer ders ingilizceydi. Öğretmen sınıfı 3lü gruplara ayırıp diyalog kurmalarını istemişti. Yeri, irene ve seulgi aynı gruptaydı. Kendi kısımlarını ezberlemişlerdi. Sıra onlara geldiğinde tahtaya çıktılar ama irenede ters giden bişeyler vardı başı dönüyordu ve başında büyük bir ağrı vardı. Kimseye söylemedi ve belli etmemeye çalıştı.
Seulgi : What is your dream job in the future?
Yeri:I want to be a doctor
Irene söyleyeceği lafı unutmuştu ve ayakta durmakta zorluk çekiyordu. Burnu kanadı ve yere yığıldı. Seulgi şok olmuştu. Yeri donup kalmıştı ve korkudan titriyordu. Seulgi, irene i kucağına alıp hemen revire götürdü.
Revirde ayıltmaya çalıştılar ama irene uyanmamıştı. Seulgi çok korkuyordu. Minik tavşanına bişey olmasından çok korkuyordu. Ambulansı aradılar ve hastaneye gittiler. Seulgi, irenein elinden tutuyordu. Onu böyle görmeye dayanamıyordu. Ağlamaya başladı. Güçlü durmaya çalışıyordu ama yapamıyordu.
Hastaneye geldiler ve irene i ayrı bir odaya aldılar. Seulginin ve yerinin odaya girmesine izin vermediler. Yeri, irenein ailesine haber verdi. İrenein ailesi hemen gelmişti ve doktorla konuşmak istediler. Ama doktor beklemelerini söyledi.
İrene ayılmıştı ama vücudunu oynatmakta zorluk çekiyordu. Doktor MR çekmek için irene i göndermişti. Doktor sonuçları inceledi ve ailesine haber vermek için dışarı çıktı.
İrene'in annesi: kızım iyi mi doktor bey neden odaya almadınız
Doktor: maalesef pek iyi olduğunu söyleyemem beyninde tümör oluşmuş
İrene'in annesi: nasıl yani tedavisi yokmu
Doktor:ameliyat olması gerek ama %100 kurtulacağına garanti veremem
Seulgi yıkılmıştı. Ağlamaktan gözleri şişmişti. Yeri sakinleştirmeye çalışıyordu ama seulgi ölmek istiyordu. İrene'i öyle görmeye dayanamıyordu. Hastaneden dışarıya doğru koşmaya başladı. Yeri de seulgi ye yetişmek için hızlıca koşuyordu. Seulgi ağacın altına oturdu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti. Yeri ne yaptıysa seulgi ağlamaya devaö ediyordu. Yeride ağlıyordu. Yeri başını seulginin omzuna koydu ve ikiside hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
İrene birkaç gün hastanede kaldıktan sonra ameliyata alındı. Ameliyattan sonra hiçbir ilerleme kaydedilmemişti çünkü tümör en son safhasına gelmişti bile. Ama doktor kimseyi ümitsizliğe düşürmek istemiyordu. Herkesi odaya sırayla alıyordu. Seulgi içeri girdi irene in yanına sandalye çekti ve karnına başını koydu. İrene, seulginin başını okşuyordu. Seulgi, irene'in elini tuttu.
Seulgi : beni bırakma tamam mı ben sensiz yaşayamam
Irene ayıcığının yanağından düşen göz yaşlarını sildi. İrene de ağlıyordu. Birbirlerinden ayrılmak istemiyorlardı.
