10. BÖLÜM

3K 291 32
                                    

Sınır 135 vote, hemen bölüm atıyorum ve bol bol yorum 😄

İçinde ki yangınla kavruluyor, incecik boynundan akan soğuk ter usulca iki göğüs arasında bir yağ gibi kaymış bütün tüyleri bu hisle uyanmış gibi havaya kalmış vaziyetteydi. Yalnız iki hızlı nefes sesi vardı odada, ağlayamaya başlamış kızın ince ince sızısı akıyordu yere. Duymak için sabırsızlandığı gerçeklerden kaçıyor, en karanlık kuytularına gömdüğü gerçekler sanki ellerini boğazına geçirmiş onu bekliyordu.

Fatma kadın kızın yıkık haline iki elini ağzıyla örtüp yıllarca sakladığı, uğruna 20 yılını harcadığı yeminin altında ezildi. Kızın saçların aniden bastıran sonbahar yağmurunda ıslanmış, yağmur damlaları usul usul yere akıyordu. Fatma uzun bir süre yaşlı gözlerini sakındı kızdan ama kızın hıçkırık sesiyle dağılan yüreği onu yere diz çöktürmüştü.

"Hicranım.." dedi kadın üzüntülü bir şekilde. Daha zaman vardı, kızın bu kadar erken öğrenmesi sorun yaratacaktı ama artık bu yeminin altında eziliyordu. Kemikleri kemiklerine geçmiş, iki büklüm duran kız zümrüt yeşili gözlerini yere serili eski kilimden çekti bakışlarını.

"Annem öldü dimi?"

Artık haçlıklarına mani olamıyordu kadın, ne dese yalan olacaktı. Yıllarca koynunda büyüttüğü, kızı bellediği kızına ne diyebilirdi ki.

"Onu evladın belle, sev onu öp hep benim yerime Fatma abla." Kadıncağızın kulağında yankılan ince ahenkli sesle sarsıldı tekrar.

"Yavrum" dedi kadın hüzünle.

"Bana doğruyu söyleyeceğine yemin et!" dedi kız aniden gelen öfke ile. Bir anda gözlerinde ki kırmızılık kadını da korkutmuştu. Aniden kızın ayağa kalmasıyla işler daha karmaşaya gitmişti. Fatma kadın endişeyle etrafı karıştıran kızı takip ederken zorlanıyordu.

"Hicran, yavrum korkutma beni-"

Kız aniden aradığını bulmuş gibi küçük el Ku'ranı getirdi. Fatma hanım kızın ne yapacağını anlamış gibi iki elini saklar gibi arkasına atmıştı ki kız mengene gibi kavradığı iki elini üst üste koyup kutsal kitabın üzerinde tuttu.

"Şimdi söyle! Allah'ın kitabı üzerine yemin et bana" durdu kız annesi gibi gördüğü kadının gözlerine bir yabancı gibi bakıyordu.

"Annem yaşamıyor de!"

"Hicra-n etme kızım-"

"DE! Ölüsünü ben yıkadım demiştin! Şimdi de söyle, bunun üzerine yemin ver!" Hicran bağırmaktan kızarmış boğazı ve kıpkırmızı gözleriyle git gibi büyüyen bir balon gibi patlama noktasına her saniye yaklaşıyordu. Kızın sadece ellerini değil bütün bedeni soğuk da kalmış gibi titrerken yaşlı kadın ilk defa öfkeyle çevrilmiş gözlerden kaçıyordu.

"Söyle hadi! O adam yalan söylüyor de, ben niye yalan söyleyeyim sana de! Sen benim Fatma annem değil misin? Anneler yalan söylemez demiştin, şimdi de söyle"

Hicran artık hıçkırıklar şekilde ağlayan kadını bir dolu külçe gibi yere doğru attı. Kadın ellerini bırakan kızla iki büklüm yere kapaklanıp daha fazla ağlamaya başladı.

"..."

Hicran sol gözünden akan yaşla kalkakaldı olduğu yerde. Odada ki ses sadece yerde sürekli ağlayan yaşlı kadının sesiydi. Bir süre bir şey demesi için dağılan aklını toplaması gerekiyordu, sanki süratle süren bir araç ona çarpmış gibi yürürken aksıyordu.

"Yemin ettim ben.. Diyemem" dedi kadın kesik kesik. Hicran kadının ağzından çıkan sözlerle artık altında ki zeminin kaydığını hissediyordu.

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin