12. BÖLÜM

3.2K 277 71
                                    

Oda da çıt sesi bile çıkmazken bütün meraklı gözler Alaz'a çevrilmişti. Daha önce evli olmadığını söylediğine emin olan Ahmed şaşkınlığını gizleyemeden kızını kontrol etti. Hicran dudaklarında ki sahte gülümsemesiyle adama bakıyor sanki hesap sorarmış gibi burnu kalkık vaziyette bir şey bekliyordu. Ahmed usulca kızından bakışlarını çekip donuk bakışlarıyla cesur bakışlarını kızından çekmeyen adama çevirdi.

"Hicran.." dedi adam fısıltıyla, sesi acı bir hayvanın son soluğunda ki gibiydi. Onu avlayan avcısına son bakışlarını atıyordu.

"Evli olduğunu bilmiyorduk Alaz" dedi doktor şaşkın bir ifadeyle. Yanında duran üç adamda başını salladı.

"Yahu Alaz niye sakladın bizden evli olduğunu?" dedi mühendis Musa bey. Alaz kendisine gelebilmek için kendisini toparlamaya çalıştı ama bu onda ki donukluğu engel olabiliyordu. İnci'yi nasıl öğrenmişti? NASIL! Kahretsin diye içinde ki ses bağırdı. Heyecanından avuçları terlemiş sıkıntıdan nefes zor alıp veriyordu.

İnkar etmesini söyleyen tarafını bastıran onuru yüzünden çenesini bile açamaz haldeydi.

"..."

"Bak yahu kaç yıldır evlisin sen çocuk?" dedi gülerek odada ki en yaşlıları olan Necmi bey.

"Oldu baya" dedi Alaz kızın anlamaması için elinden geleni yapıyordu ama Hicran onun söylediği her şeyi kelimesi kelimesine anlıyordu.

"Sen nereden biliyorsun Hicran?" dedi Hamza öfkeli bir ses tonda. Ahmed yeğenini uyarıcı bir bakış atıp onu kendisine gelmesi için uyardı.

"Annesi söyledi, bizi geliniyle tanıştırmak bile istedi. Hatta bizi Türkiye'ye davet ettiler babacım" dedi Hicran. Ahmed bey kızının saçlarını okşayıp önüne döndü.

"Seninle beş yıldır çalışıyoruz Alaz hiç eşin olduğunu söylememiştin"

"Vallaha bize de Ahmed bey söylemedi" dedi Necati bey. Doktor yarım bıraktığı sigarasından derin bir nefes alıp verdi.

"Karısını çok seviyor demek ki, baksanıza kimselere söylememiş sır gibi saklamış." Adamın neşeli kahkahası Alaz'ın kulaklarında çınladıkça öfkesi katlanıyordu. Anasının böyle bir şey yapabileceğini hiç düşünmemişti. Onu öldürecek gibi duran gözler artık bütün çıplaklığıyla önündeydi.

"Size hayırlı yolculuklar Alaz bey, karınız da sizi çok beklemiştir.." dedi Hicran tekrar gülümseyerek. Alaz zorlukla başını salladı. Hicran'a bütün gerçekleri anlatmak için çok geç kalmıştı ama her şeyi anlatmalı ondan her şeyi dinlemeliydi. Ona hak verecekti, olmayan bir evliliğin yükü yüzünden ondan vazgeçemezdi. Şimdi olmaz diye kıpırdandı yüreği.

Alaz işleri yoluna koyana kadar çadırda kaldı. İşlerin hızlanması için uğraşan iki mühendis ve Ahmed bey planları onaylamak için son kez konuşurken Alaz kızın arkasından hala kafasında farklı senaryolar kuruyordu. Hicran elde avuçta duramayan bir kısrak gibiydi. Ne yapacağı belli olmayan, her an her şey yapabilme yetkisine sahipti. Bir çocuk gibi oyunlar oynarken aniden olgun bir kadın gibi insanın aklını başından alıyordu. Alaz'ın içine düştüğü buhram gece boyunca söndü. Doktor içtiği sigaraları sayarken Alaz ayrılmak için müsaade istemişti. Hicran'ın hemen arkasından çıkacaktı ama belli etmemek için çıkmamış epey zaman geçmesini beklemişti.

"İyi akşamlar size" dedi Alaz ağır ağır.

"Sana da delikanlı" dedi Ahmed bey.

Üzerinde ki kalın siyah paltosuna sızan soğuk içini ürpertirken kör karanlıkta yolunu bulmak için altığı el fenerini açmak için bir iki kez uğraştı. Hicran'ın uyumadığına adı kadar emindi, ondan hesap soracaktı. Işık bir iki kez yandı söndü, Alaz elinin tersiyle fenere vurup küfür savurdu.

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin