13. BÖLÜM

3.5K 256 57
                                    

Üzerinde sanki ağır bina yıkılmış, o da enkazın altında kalmış gibi hissediyordu. Teni uyuşmuş hareket edemiyor sadece kulağına gelen hafif sesler. Kuş seslerini andırıyordu, yoldan geçen belki bir arada. Genç kız kendisini zorladı, kampta arabalar uzakta dururdu, nasıl araba sesi duyabilirdi ki. Yüzüne vuran sıcak nefes uyuşan bütün hücrelerini canlandırmış gibi titreyerek uyandı en kötü kabuslarından. Gözlerini açmasıyla beraber yanı başında kafasını ona ters bir şekilde koyan adamın yüzünü yakınında hissetti. Koyu kahve gözleri kısılmış vaziyette onu seyrediyor tepki bile vermiyordu. Hicran çığlık atmasına yakın hırsla kalktı. Neredeydi?

Genç kız etrafını incelerken yanı başında duran adamda hafif ayaklandı. Genç kız alçak tavana sahip arabanın içinde olduğunu anlaması zor olmuştu.

"Neredeyim ben?" kızın sesi kısık ama boğazını yırtarak çıkmış gibiydi. Hicran elini usulca kuruyan boğazına yerleştirirken hala ayakta ve dışarıda duran adam bir tepki vermiyordu.

"ALAZ! NERDEYİZ!"

"Sakinleş önce" dedi adam, cebinden bir dal sigarasını çıkarıp sol eline aldığı çakmayı çakacakken Hicran arabadan hızlıca indi. Elinde ki çakmağa vurup onu az öteye attı.

"NERDEYİM DİYORUM ŞEYTAN YÜZLÜ!"

"Şeytan yüzlü" diye onu taklit etti Alaz ve güldü, aldığı en komik hakaretlerden belki bir tanesi buydu. Anası sabah namazını kaçırdığı için kazasını kılmak için caddenin öteki kısmında duran camiye gitmiş olmalıydı. Hicran tek elini saçlarına geçirip hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"S-en! SEN YAPTIN! SEN BENİ KAÇIRDIN!" diye çığlık attı genç kız, Alaz kızın sürekli hareket halinde olmasına gülüyordu şimdi. Hicran yeni gelen aklına bildiği bütün belaları okurken hala dışarıda oldukları için arkasına dönüp arabaya doğru koştu. Alaz kılını bile kıpırdatmadan kızın neler yapacağını merak ediyordu. Hicran hızlıca ön koltuğa oturup elini el frenine geçirecekken kontağı açmak için anahtara uzandı ama eli hava da kalmıştı. Genç kız öfkeli yumruklarını direksiyona geçirdiği için uzun uzun korna sesleriyle yankılandı boş otopark. Alaz pencereden kıza doğru arabanın anahtarını salladı.

"Sence seni iyi tanımıyor muyum?" dedi gülemeyerek. Hicran dişlerini birbirine geçirmiş öfkeyle yüzüne düşen saçlarına üfleyip arabadan bir öfkeyle çıktı.

"Allah senin bin türlü belanı versin! Pislik adam! Nefret ediyorum senden!" Hicran tükürüğünü doğrudan adamın yüzüne doğru fırlarlarken Alaz kızın sürekli yumruklarını havada yakalama çabası içindeydi.

"Sakinleş" dedi Alaz tekrar sabırla.

"Lanetler olsun sana! Lanet!" kız ayağını sert bir şekilde onun ayağına geçirip onun biraz gerilemesini sağlarken çoktan arkasına bakmadan kaçmaya başlamıştı.

"HİCRAN! DUR KAÇMA!"

Kız adamı dinlemeden boş otoparkın çıkışına doğru koşuyor çevresinde ki insanların olmaması ve havanın daha yeni aydınlanması onun aslında sonunu gösteriyordu. Genç kız kaçma konusunda üstün başarılara ve deneyimlere sahipti ilk önce bilmediği bu yerin adını öğrenmeli daha sonra ana caddelerden uzaklaşıp ara sokaklara dalmalıydı. Genç kız arkasından sürekli bağıran adamı inlemeden koşmaya devam etti. Sabahın ilk ışıkları olduğu için etrafta çok fazla araçta yoktu, insanda. Genç kız caddenin başında yazan tabelayı okurken Türkiye sınırı içinde olduğunu anlamıştı. Aşağılık adam onu Türkiye'ye mi kaçırmıştı!

Kilis'in dar ve uzun sokaklarında kendisini kaybettirmeye çalışan kızın peşinde koşarken nefes nefese kalan adam kızın hızına yetişmekte zorlanıyordu. Aralarında mesafenin az olmasının tek sebebi Alaz'ın uzun bacaklarıydı. Kızın koşarken havalanan uzun dalgalı saçları rüzgarla dans ediyordu ve üzerinde ki elbiseyi tutup ayağına dolamadan koşmasını sağlıyordu.

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin