4. BÖLÜM

3.8K 323 65
                                    

İnci masanın başında oturduğu adama hayran bakışlarını çekemiyordu. Alaz tabağına yemek servisi yapan İnci'yi bakmamak konusunda ciddiydi. Kız sanki onun geleceğini biliyormuş gibi en sevdiği ayva dolmasından yapmıştı. Alaz nar ekşisine uzanacakken İnci hemen ona doğru uzatmıştı. Bir süre bekledi Alaz hemen ardından kızın eline değdirmemeye özen göstererek aldı şişeyi elinden. Çiçek kadın ve masanın diğer ucun da anasıyla birlikte hafif bir sohbet ediyordu. 40 yıldır sofradan eksik olmayan tek şey Çiçek kadındı. Babasının emanetiydi yaşlı kadın, babasına bebekken bakmış onu büyütmüştü.

"Ana Mustafa'ya çok kötüyüm falan demişsin ama sohbetin de çok koyu" dedi alayla. Meryem hanım biraz duraksayıp araya girdi.

"Teyzen aradı öğlen Boran evlenecekmiş birden haberi verince çok sevindim biraz fena olmuşum"

Güldü Alaz, anasının bulduğu en iyi bahane demek ki buydu.

"Teyzem senden daha iyi bahaneler buluyor Boran ağaya"

"Üstüme iyilik sağlık oğul, ne bahanesi?"

Alaz başını sallayıp hemen ardından anasına doğru çevirdi gözlerini.

"Mustafa sana söylesin diye haber ettim ama benden duy, birkaç günlüğüne Halep'e gidiyoruz"

İnci sevinçle oturduğu yerde kıpırdandı.

"Halep mi? Oğlum orada savaş yok mu?" dedi kadın endişeyle.

"Mülteciler için kalınan Türk kamplarındaki durumlara bakacağız Faslı mimar ve ailesi de bize katılacak. Korkma ana, güvenli bölgede sadece birkaç gün."

"İyi o halde git karınla" dedi kadın gülerek. Alaz elinde ki çatalı sert bir şekilde yerine bıraktı.

"İnci gelmiyor" dedi sert bir biçimde. İnci bakışlarını tabağından çekmedi, ayağa kalksa, konuşsa ağlardı. Meryem hanım kızın yüzünde ki ifadeye üzüntüyle baktı.

"Niye oğlum, karın değil mi hem beraber-"

"Ana! İnci gelmeyecek, üniversite sınavları yaklaştı."

"Ben okumak istemiyorum" dedi kız aniden. Alaz ellerini saçlarına geçirip geri çekildi. Olası bir kavganın doğacağı belliydi.

"Niye?" Dedi her zaman ki öfkeyle. İnci okursam beni bırakırsın diyemedi. Alaz'ın sanki planları biliyormuş gibi başını sallayıp başını dik tuttu. Ağır ağır başını ona doğru çevirdi.

"Ayaklarım üzerimde durduğunda ne olacak?" dedi kız fısıltıyla.

"Okuyacaksın küçük" dedi Alaz.

"Ben küçük değilim! 21 yaşındayım" diye devam etti.

"Benim gözümde hala 16" dedi Alaz fısıltıyla. Meryem hanım bile oğlunun söylediğini duymuştu. İnci daha fazla dayanamamış aniden ağlamaya başlamıştı. Alaz kızın gözyaşlarına dayanamayıp onu kırdığının farkına varmıştı.

"Üzdüm seni, sende inatlaşma benimle bak üç seferdir o sınavda boş kağıt verip çıkıyorsun bu kez de çalış öyle gir"

"Ölsem de okumayacağım o okulu" dedi kız aniden gelen öfkeyle. İnci masadan kalkarken herkese afiyet olsun demişti. Alaz kızın gidişini bir süre seyretti.

"Beğendin mi yaptığını?" dedi Çiçek kadın.

"Ne yaptım ki şimdi ben?" dedi öfkeyle Alaz.

"Daha ne diyeceksin o kızcağıza, günah değil? Kaç yıldır yollarını gözlüyor oğul yapma etme okumuyor işte ne var sanki gerçek kıysan bu evliliği-"

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin