14. BÖLÜM

3.6K 301 100
                                    

Çevresinde ki insanların onu inceleyip sonra kulaktan kulağa konuşmasına alışkındı ama ilk defa onu gören insanların parmakla göstermesine alışkın değildi. Sıkıntıyla nefes alıp verirken onu anlamadıklarını düşünen kadınlar sesli bir şekilde konuşuyordu.

"Başımıza neler geldi bir bilsen Gülsüm" dedi kadın dizlerini döverek. Alaz'ın annesi son yaşananlardan sonra hala onu suçlu görüyor gibi öfkeyle bakıyordu ona. Kendisini tutamayıp laf atacak ama anlamadığını düşündüğü için susuyordu.

"Meryem ne oldu? Bu kız kim bacım?" dedi kadın endişeyle. Düğün sahibinin annesiydi kadın, Alaz'ın teyzem diye hitap ettiği kadın onu incelemeye devam ediyordu.

"Ah Gülsüm ah! Yapma dedim ama dinlemedi beni, bu kızı tuttu kaçırdı getirdi buralara-"

Kadınlar ağzı kocaman açılıp ağızlarını zor kapatırken Hicran herkesten uzak bir köşede yüz ifadesini bozmadan önüne bakıyordu.

"Bacım neler diyon sen!" dedi kadın korkuyla.

"Kuma mı getirdi İnci'nin başına?" dedi diğer kadın, gelin hanımın annesiydi.

"Kuma getirse iyi, resmi nikahını aldı kızı. Gözü kimseyi görmüyor Zümrüt kızın nişanlısı babası ya peşimize düşerse diye korkuyorum"

Hicran kapıdan içeriye giren kucağında bebekle kadını süzdü. Onun gibi yeşil gözlere sahip kız ona bakarken yüzünde masum temiz bir gülümseme oluştu. Herkes ondan kaçar gibi uzak köşede otururken kız yanı başına oturup ona gülümsedi.

"Hoş geldiniz, Ayaz yani eşim dedi Alaz'ın eşiymişsin. Ben Kader gelinin hem amca kızıyım hem de abisinin eşi."

Hicran kızın masum yaklaşıma sesini bile çıkaramadı. Yüzü o kadar temizdi ki gülümserken aydınlanıyordu sanki. Onun dilini bilmediğini düşünse de ona kendisini anlatmak için uğraşıyordu ve Hicran bu davranışın karşısında sadece tebessüm etti. Zümrüt hanım gelinin Hicran'la olan ilişkisine hayretle seyrediyordu.

"Baksana Meryem, garibim Kader'le nasıl iyi anlaştı. Çok yalnız hissediyordur, sende üzerine gitme kızın. Bir suçu günahı yok diye sen dedin, Alaz'ın kabahati büyük" Zümrüt hanımın sözleri üzerine bütün gözler ikilinin arasına çevrilmişken Gülsüm hanım kardeşine doğru kaşlarını çattı.

"Zorla güzellik olmaz diye bin kere dedim sana Meryem, o kızın suçu günahı yoktu Alaz da kızı korumak için aldı nikahına şimdi ne olacak?"

Meryem hanım kardeşinin sözleri üzerine biraz düşünüp endişeyle yüzünü çevirdi.

"Bilmiyorum bacım, Alaz İnci'yi boşayacağım diye diretiyor.."

Kader'in anası Meryem'in elini tuttu ve gülümsemeye çalıştı.

"Olmayınca olmuyor Meryem, biz Ayaz'ı ikna edebilmek için çok uğraştık ama bak şimdi Kader'im ikinci çocuğu dünyaya getirdi. Belki böylesi daha hayırlı olur, o kıza da yazık günah.."

"Doğru diyorsun Zenan ama o İnci'yi de sokağa atamam. O gece gündüz Alaz'ın yollarını bekledi, beş koca yıl bir kere olsun itiraz etmedi."

"Alaz bu kıza sevdalanmış Meryem, ben o gözleri daha öncesinde iki oğlumda da gördüm." Dedi Zümrüt hanım. Şerbet dağıtan Fatoş hemen arkasında Zeynep vardı. Fatoş ve Zeynep Kader'in hala kızlarıydı. Hicran ona uzatılan kırmızı renkli küçük bardaklara bakıyordu.

"Şerbet içer misin?" dedi Kader gülümseyerek. Hicran bardağı kızın elinden alıp usulca gül kokusunu içine çekti. Kader kızın kokusunu beğendiğini fark edince vazoda duran kırmızı gülleri işaret etti.

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin