Aslında tek yapmam gereken ben Mavi'yim diye avaz avaz haykırmaktı. Ama artık yapamazdım, yapmazdım. Şarışın meydan okurcasına gözlerimin içine baktı.
O sırada arkamdaki kapı açıldı. Geleni görmemiştim. Çünkü kapı arkamda kalmıştı. " Aramıza yeni birimi gelmiş ?" dedi . Sağımdan bir ses. " Ahmak onu tanımıyor musun ? " dedi öteki . " Hayat bu , Şah'ın kızı. Uras'ı izleyen." Ne olduğunu anlamak için arkama döndüm. Hayat tamda önümdeydi. " Güzel tesadüf " dedi.
XXXXXXXX
" Ben Çisil , bunu bir intihar mektubundan çok ; bir veda mektubu gibi varsayın. " Neden ? " diye sormayın. Çünkü burada olanlar yaşadıklarım bunlar için yeterli sebepler. İntihar korkaklara göredir. Bende korkusuz değilim. Daha fazla bu acıya katlanamıyorum. İzleyici olmayı sevmiyorum. İnsanları batağa sürüklüyorum. Daha fazla devam etmek istemiyorum. "
Çisil fark etmeden bu mektupla , Gelecekteki hayatının geleceğini de ellerine almış. Onu karanlığa itmişti. Çok sevdiği Mavi'yi bile.
Elindeki kalemi yavaşça masaya koydu Çisil . Notunu parmaklarının arasına aldı. giderken hiçbirşey almadı yanına. Bir hırka bile. Dışarı çıktığında soğuk hava yaladı yüzünü. Titredi narin bedeni. Ve saçları savruldu rüzgarda bir yaprak gibi.
XXXXXXXXX
Herşeyi anlamıştım. Hayat tamda bir sürtüktü. Onun yüzünden buradayım diyip duruyordum , kendi kendime. En azından bu suçu Hayat'ın üzerine atarak anneme toz konduramıyordum.
Hayat'ın üstüne tüm gücümle ve -çok sinirli olduğum için- hızla atılıp boğazına yapıştım. Onu öldürebilirdim. Sinirden gözlerim dönmüştü. Kimseyi göremez haldeydim. Jefri omuzumda bulunan sinir noktlarımdan birine bastırdı ve acıyla inledim. Hayat'ı istemsizde olsa bırakmıştım. Sonra birden gözlerim karardı.
Uyandığımda beyaz bir odadaydım. Bir sandalyeye oturtulmuş , ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Bir adam yavaşça yanıma yaklaştı. "Sen 'Şah' olmalısın " dedim tükürürcesine. " "Ben Şah değilim " dedi. Ve konuşmadan hızla odadan çıkıp gitti. Yaklaşık 5 dakika sonra kapı tekrar aralandı.
*******
4 saat sonra
"Hayat'ın kim olduğunu sana sormayacağım, sende anlatmak zorunda değilsin. Ama eğlenmek zorundasın." Yüzündeki gülümseme gittikçe yayıldı. İzlediğim bir filmin etkisinden dolayı onu bir meleğe benzetiyordum. Erkek bir melek. Melekler cinsiyetsizdi dimi , ama bu erkek melekti. Yani hayalgücüm fazla gelişmişte olabilirdi. Onun amacının ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. " Önce yemek yiyelim, kaçacağımız için dikkat çekmemek için yemeğe gitmeliyiz" dedi. Gözlerimi iyice açtım " Ne kaçmak mı ? " diye sordum alnım kırışırken. " Evet ortak kaçmak." dedi. " Sen daha önce kaçtın mı jefri ? " diye sordum. " Yani birkaç kez , öyle flimlerdeki gibi havalı birşey bekleme ." dedi. Havalı birşeyler hıç beklemedim . Çünkü böyle şeylerin benim hayatımda olmayacağını bilmiştim. Hep bilecektim. Sonra lavobaya gidip, yüzümü iyice yıkadım. Elmacık kemiklerimdeki morluğa su değdiğinde rahatladığımı hissetmiştim. Aynaya baktım. Morluk fazla belirgin değildi , yani anlaşılıyordu ama dikkat çeken bir şey değildi. Jefri'nin nasıl oldu da fark etmediğini , fark edip sormadığını anlamamıştım. Farketmemiş olamazdı. Ama daha fazla düşünmemenin çok iyi geleceğini en iyi bilen kişiydi o . Emindim. Jefri böyleydi. İnsanlara neyin iyi geleceğini anlayan , anlayışlı. O yüzden meleğe benzettim onu.
" Artık yemeğe gitmeliyiz " dedi . Saçlarımı son kez düzeltip , dışarıya çıktım. Siyah pantolonumun üzerine , siyah t-shirtümü de giydim. Sonra birlikte yemek salonuna gittik. Hayat da oradaydı. Onu görmezden geldim. Sonra hiç konuşmadan yemeğimi yedim. Arada gülümseme rolü yapmam gerektiğini söyleyen Jefri'ye gülümserken , yüzümdeki morluklar sızladı. Gözlerim doldu , ama morluklar yüzünden değil. Geride bıraktıklarım yüzünden gözlerim dolmuştu. Ve bırakacaklarım.
Herkes gayet normal sohbetler ediyordu. Güncel konular masada dolaşıyordu. Göz uçlarımla Hayat'a bakmaya çalıştım. Yanındakilerle gayet samimi şekilde kahkahalar atıyordu. Sonra içeri biri girdi. " Evet , yeni görevler geldi. Uras'la başlayalım. Karakol müdürünün kızını tavlaması gerekecek " dedi. Kahkahalar yükseldi. " İyi şanslar" dedi . O Sarışın.
Kimseyi düşünmemeye çalıştım. Arkamda birinin nefessini hissetiğimde irkildim. " Gittikçe koyulaşacaksın Mavi. Siyah olana dek. Gökyüzünü unut. Çisilden daha tehlikelisin."
Arkama döndüğümde yine o sarışını gördüm. " Bana hemen gerçeği anlatmak zorundasın ! " dedim.
Ellerini saçlarına götürdü , dudaklarını yaladı. " Ödeme yapman gerekecek ."
++++++++
Yemekten sonra hızla hazırlandık. Buradan çıkış gayet zordu. Haberlere dair hiçbişey bize bildirilmiyor, sanki yapay bir cam içinde yaşıyormuş gibiydik. Ki pek farkı da yoktu.
Önce odadab koridorun boşalmasını izledik. Sonra hemen koridordan geçip merdivenlere yöneldik. İkinci kattaki şuan boş olan eğitmenler, stilistler odasına girdik. Ve balkon kapısını geçtik. Sonra Balkondan alt kattaki verandanın çatısına atladık. Sonrada duvardaki açıklıktan bir yabancı gibi sızdık. Şimdi koşmamız gerekiyordu. Ve öylede yapıyorduk. Yeterince uzağa koşunca Jefri bir taksi durdurdu. Taksiye bindikten sonra adam bize baktı. Jefri kendinden emin bir şekilde, "Alsancak meydanı " dedi. Adam gözlerime baktı. " Sen tıpkı şu çocuğa benziyorsun " dedi.
" Aras'dı galiba. Konyada kaybolmuş." KAYBOLMUŞ. K A Y B O L M U Ş.
Bu kelime adeta zihnimi deldi geçti. Annem ve okuldakiler onca şeyden sonra kayboldu ihbarımı vermişlerdi. Asla kimse beni kurtaramayacaktı. Bu gece erkenden dönmessek orda olmadığımız anlaşılacaktı. Asla eskisi gibi sadece çizen Uras olamayacaktım. " Ne Aras mı ? hahaha duydunmu kuzen . " diye güldü Jefri. İyi rol yapıyordu. Uras olduğumu kimse bilmemeliydi. Belkide bu hayatı benimseyebilirdim. Eski hayatımda kimse için önemim yoktu çünkü. Sadece yaşamak için yaşıyordum.
" Alsancak meydanı beyler." dedi adam. İndik. Yürümeye başladık. Bir televizyoncunun önüne durduğumda oldu her şey . Almina' nın fotoğrafını görmüştüm. Haberlerde.
Yazılarda. " 4 gündür kayıp olan genç Almina'nın yan komşusu Uras da yaklaşık 1,5 aydır kayıptı " Olduğunu gördüm. Bir alt başlık daha okudum. " Seri katiller Konya , Meram da tekrar mı harakete geçti !!!".
Uzun sessizlikten sonra düşündüm. Almina' ya ne olduğunu öğrenmeli , telefon etmeli. Efsa'yı aramalıydım. Siyah olmalıydım. Siyah gibi düşünmeli. Öyle haraket etmeliydim. " Mavi !" dedi Jefri. 'Hayır 'dedim içimden kafamı sallayarak.
" Uras ben , siyah kadının siyah oğlu. "
Birkac gun icinde yazar notu yayinlayip gecikmenin sebeblerini aciklayacagim . :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
Fiction généraleUras , fark etmeden geleceğini de çizmişti. Ama çizilen geleceğe sürüklenmek biraz zaman alacaktı. Ve Almina , Uras'ın kalbindeki ölümsüz aşkı. Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim. Ama hiç bir zaman yanarak ölmeyi istemedim. Şimdi bunları düşünm...