16 | Ölen Ruhun Bestesi

20.2K 1.1K 63
                                    

Yıldız ve yorum atarsanız çok sevinirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yıldız ve yorum atarsanız çok sevinirim. Umarım beğenirsiniz💓

2 gün sonra.

Anılar, acı doğurur. Ölürse mazi, ölmezse yara olur.

Gece sızar gündüze. Acı da tıpkı gece gibi yok eder mutluluğu. Geriye ne kalır ki?

Cebimdeki telefon titrediğinde camın önünde öylece dikilen bedenimi harekete geçirdim ve cebimdeki telefonu alırken bir adım atabildim. Hemen ötede oturan Batı ve Baha'ya bir şey belli etmemek adına yüzümü stabil tuttum. Bir mesaj gelmişti babamdan. Beni tam şimdi gece yarısı evine çağırıyordu. Kaner'in evi bile daha çok evimdi. Buradan gitmek bile istemiyordum.

Belki de Kaner evde yokken daha kolay gidebilirdim. Batı ve Baha yokluğumu fark etmeyebilirdi.

Telefonum çaldı.

Baha bana bir bakış atsa da tek kelime etmedi ve elindeki telefona geri döndüğünde telefonu cevapladım ve kulağıma dayarken salondan çıktım.

"Efendim?" dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Sanki ses tellerimin üstüne acılarımı taşıyan kuşlar konmuştu da titiyordu.

"Neredesin Alaca?" diyen babamın sahte yumuşaklığı büyük bir kasırga doğurdu. Kuşlar kanatlarındaki acıları topraklarıma düşüre düşüre yok oldu. Artık bomboş, içi acı dolu bir mezardı.

"Neden sordun?" Dedem yanında olmalıydı. Yoksa bu cevaba hiddeti tüm gerçekliğiyle karşımda olurdu.

"Tamam. Eve gel hadi kızım. Dedenler de seni merak ediyor. Demiyor muyum geceleri çıkma diye. Endişelendiriyorsun kızım benim."

Yalanlar, neden acıtır bilir misiniz? Gerçekler acıttığı için... Çünkü her bir yalan insana gerçeği gösterir. Gündüzse yalan, gerçek gece olur. Dermanım diyen dil, yara olur.

Dudaklarımdaki buruk tebessümü silmedim. Silmeye mecalim yoktu. "Gelmeyeceğim." Ani bir sessizlik olduğunda telefon birden başka bir kişinin eline geçti. "Abla!" Ahmet... küçük kardeşim, canım. Öyle özlemiştim ki onu... "Ablam?" diye konuştum. "Nasılsın birtanem?"

"Ben iyiyim ama sen gelmediğinde üzülüyorum abla," diyen buruk sesi içimde kırılan camları un ufak etti. "Ahmet'im..." dedim kalbimden kopan sözlerle. "Gelmek istiyorum ama..."

"İstemiyorsun!" dedi küçük bir çocuğun saf hiddetiyle. Nasıl istemem? O kar gecesinin altında ben neden kapıda yattım? Senin için. Babam almasa da eve, senin için bekledim tüm gece. "İstiyorum," diyebildim zar zor konuştuğumda. "İnan çok istiyorum. Bana inanmıyor musun yoksa sen?"

"Ben sana inanıyorum ama," deyip bir sessizlik olduğunda sabırla bekledim. "Babam inanmıyor sanırım. Beni istemediğini söyledi. Ben de sana yaptığım resimleri yırttım." Gözümde biriken tek bir yaşı onun için akıttım. "Gelmek istemiyorsun çünkü."

Kanatları Kuklalanan KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin