(TAMAMLANDI.)
Tehlikeden kaçan bir kelebektim. O ise önüme ağlarını ören bir örümcek. Kaçacağım tek yer kendime kurduğum kozaydı ama bilirdim ki o hep orada olurdu. Kaner Şahiner'den kaçamazdım. Hayat, ikimize büyük bir oyun oynamıştı.
"Gözümü kırpm...
Selaaam. Uzun birbölümle geldim:) gece uyuyamadım ben de yazdım da yazdım. İyi geldi:)
Bu bölüm Kaner'i daha iyi tanıyacaksınız. Artıkolaylara girmeye başladık ve hız kesmeden devamedecek.
Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen^^
Birgüzelhaberimiz deee neredeyse 5k olacağız. Manyak bir şey bu. 1k bile olmaz diyordum amaaa beni şaşırttınız. Daha da şaşırtabilirsiniz ehehehehe:D neyse daha fazla tutamayacağım sizi bölüm sonunda görüşürüz.
Keyifli okumalaar canlar ♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazı kelimeleri bin bir kılıfın içine sokar ve demek istediklerini öyle söyleyebilirdi Kaner. Duygularını saklardı ve sert yüzü ile her şeyi gizlerdi.
Ama bu gece, siyahın güneşi sakladığı bu amansız gecede o ilk defa söylemişti. Kelimelerinin ardında gezen anlamları tek tek dolaşırken kalbimin atışı ayaklarımda bile hissediliyordu.
Kollarının arasında alınlarımız birbirine yaslı bir şekilde nefesleniyorduk. Elleri sıkıca belimdeydi. "Sana inanmak istiyorum," diye fısıldadım gözlerim kapanırken. Beni yavaşça kollarının arasından uzaklaştırıp başını çektiğinde gözlerim de açıldı ve ona baktım. Kehribarları parlıyordu. "Bana inanma," dedi gözleri titreyerek. "Beni sevme." Kaşlarım çatıldı. "Ne demek istiyorsun Kaner?"
"Ohoo! Biz içeride darlanalım bunlar burada takılsınlar!" Baha'nın sesini duymamızla başımız ona doğru çevrildi. Gülerek bize bakıyordu ki bizim ciddi yüz ifademiz ile yavaşça düştü. Ardından Poyraz ile Batı geliyordu ki hızla gülümsedim ve onlara doğru ilerledim. Kaner ile aramızda olan şey kapanmamıştı. Bu konu burada bitmemişti ama şimdi yeri ve sırası değildi.
Baha da benim ani değişimime ayak uydurmuş gülerek kolunu omzuma atmıştı. "Bu gece böyle sıkıcı bitemez." Poyraz da önden giderken elindeki anahtarı havada salladı. "Ben güzel bir yer biliyorum."
"Önceki gibi olmasın da," diyen Batı ile gülümsedim. "Niye ne olmuştu ki?" Batı birden kahkaha attığında diğerleri de gülmeye başlamıştı. "Ne oldu ya?" diye ısrar ettiğimde Baha zar zor konuştu. "Gay bara götürmüş bizi. Tabi haberimiz yok. Sonra adamlar geldi. Bir tanesi geldi Kaner'e elledi." Kahkalarının arasından konuşuyordu ki ben de kendimi tutamayan gülmeye başlamıştım. "Kaner'in kalçasını avuçlamasın mı?"
Gözlerim kocaman açılıp gülmeme devam ederken Kaner ise dudaklarını büzmüş başını iki yana sallıyordu. Sonra hızla gelip yanımdaki Baha'nın kıvırcık saçlarını karıştırdı. "Bir tanesi seni öpmüştü. Bunu niye anlatmıyorsun?" Kaner sırıtarak ellerini cebine koyduğunda Baha'nın gülümsemesi durmuş yüzü iğrenir bir ifadeye geçmişti. "Bunu niye hatırlattın şimdi ya?"
