4) Yemek Kavgası

8K 442 148
                                    


Multimedya = Emir

Uyandım. Çok şükür dediğinizi duyar gibiyim. kaçıncı derste olduğumuzu bilmiyorum ama sanırım ders matematik. Çünkü şuan tahtada Cansu matematik sorusu çözmeye çalışıyor. Gördünüz mü ne kadar zekiyim.

- Ya hocam sizin bana kastınız mı var !? (Cansu)

- Kızım ne alaka herkese benzer sorular soruyorum. (hoca)

- Hocam bakın cümlenizde 'ne alaka' gibi erkeklerin yalan söylerken söylediği kelimeleri kullandınız. Aşk olsun hocam sizden hiç beklemezdim. (Cansu)

- Tamam Cansu tamam geç yerine 0 (hoca)

- O kadar uğraştım ben yaaa. Yok yok bu okulda adalet yok. (Cansu)

Diyerek yerine geçti Cansu. Göz göze gelince sırıttı ve ağzını oynatarak

- Çok şükür

Dedi. Bende elimi umrumda değil dermişim gibi salladım.
Göz devirerek önüne döndü.

Sınıfa bi göz gezdirdiğimde Emir'le göz göze geldik. Bu çocuk niye beni öldürecek gibi bakıyor.

- Neden acaba ?! (iç ses)

- Ayyyy ne bileyim ben. (ben)

- Bir düşün gerizekalı. (içses)

- Ya tamam mağazada onu az biraz rezil etmiş olabilirim. Ama yani bu kadar da abartılacak bişey yok. (ben)

- Haklısın. (içses)

- Nasıl abartılacak bişey yok ya. Tabikid- bi dakika sen bana haklısın mı dedin ? Ayyyh evet evet biliyorum haklıyım. Sonuçta ben yani. Ada Sargın'dan bahsediyoruz dimi. Ben haklı olmicam da kim olacak.

- Tütütütü maşallah. Nasıl 2 dakika da götün kalktı. (içses)

İçsesimle benim mükemelliğim hakkında olan konuşamama son veren şey zilin sesiydi. Hemen ayağa kalkıp kızlara hadi der gibi elimle işaret verdiğimde hemen ayağa kalktılar.

- Hadi kantine. Açlıktan ölüyorum. (ben)

Elif geri sırasına dönüp eline telefonunu alıp yanımaza geldi. Beraber merdivenlerden aşağıya inmeye başladık. Bu sırada hala herkes bize bakmaya devam ediyordu. Anlamadığım bi yerim açık falan mı niye böyle bakıyorlar tövbe tövbe.

- Kızlar bu kaçıncı ders ? (ben)

- Öğle molası. (Elif)

- Ya keşke daha fazla uyusaymışım. (ben)

Ve karnımdan gelen gurultuyla kızlar gülmeye başladı. Benim karnım açlıktan ölme sinyali versin, onlar mal gibi gülsünler.

Sinirle onlara döndüm ve

- Açım ben açım. (ben)

- Anladık aw. (Yağmur)

Sabır dilercesine kafamı yukarı kaldırdım ve kafamı yukarı kaldırdığım an ile birisine çarpamam bir oldu. Çarptığım Emir'in arkadaşıydı. Hani şu bana o keçi bu keçimi gibi şeyler diyen ve benim asla ne dediğini anlayamadığım kişi.

- Ayyy çok pardon.

- Ayyy çok pardon.

İkimizin aynı anda dediği şey ile beraber güldük.

- Mert

Dedi kendini tanıtarak. Demek adı Mert'ti. Tam ağzımı açıp adımı söyleyecektim ki beni eliyle durdurup gülerek

Yeni OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin