BÖLÜM 7

334 20 0
                                    

Destiny 7.bölüm

   Hocalara yakalanmamaya çalışarak -ki bunun için gözlerimi dört açmam gerekiyordu- kızlar yurduna giriş yaptım. Sessizce merdivenleri tırmanırken nihayet odama gelmiştim. Anahtarımı cebimden çıkarıp içeri adımımı attım. İki koca adımda sevgili yatağıma ulaşmıştım bile. Yastığa yüzümü gömüp düşünmeye başladım. Akşamı yemeğini. Dexter ile beraber çıkacağımız akşam yemeğini. O ve ben. Neymiş? Sevgililer böyle yaparmış. Geri zekalı hayvan. Bir süre daha öyle durduktan sonra nefes kıtlığı yaşayıp sırt üstü yatmaya başladım. Gözlerim ağırlaşmıştı. Uyku o anda dünyadaki en güzel şey gibi geliyordu. Aslında zaten öyleydi. Ancak iki ve ya üç tane uyku hapı içip uyumak mantıklı bir fikirdi. Hem bu sayede akşamki yemekten yırtabilirdim. Daha fazla saçmalamamaya karar verip gözlerimi açtım. Bir süre tavanı izledim. Gözlerim bana oyun oynuyor gibiydi. Değişik şekiller beliriyordu. Birden küçüklüğüm aklıma geldi. Babam evlendikten sonra üvey kardeşim Mike bu gördüğüm şekillerin hayaletler olduğunu ve benim de bunları gördüğüm için normal bir insan olmadığımı ve bunları görmeye devam ettiğim sürece delirip erken zamanda öleceğimi söylerdi. Tıpkı annem gibi. O bunları söyledikçe nedensizce ağlardım. Ve tesellimi babamın kollarında bulurdum. Aylardır yüzünü görmediğim, sesini duymadığım, artık babam gibi olmayan yabancı adamın. Güçlü kollarıyla beni kucaklar ve saçımın üzerine küçük öpücükler kondururdu. Mike’ın sadece şaka yapmaya çalıştığını anlatırdı saatlerce. Onu dinlemeden ağlardım bense. Bunun üzerine güçlü bir kız olmam gerektiğini yoksa çok üzüleceğimi de söylerdi. Güçlü olursam insanlar beni üzemezmiş. Ama olamıyordum ki.  Kesinlikle güçlü değildim. Olsaydım üzülmezdim. Olsaydım eğer Dexter şu anda hayatımda olmazdı. Evet güçlü değilim ve bu akşam Dexter Black ile yemeğe çıkıyorum. Sıkıntıyla iç çekip doğruldum. Gözüm duvardaki saate ilişti. 2’ye geliyordu. Acaba kaçta gidecektik? Bir kez daha içimden Dexter’a küfrettim. Kalkıp banyoya girdim. Sanırım uzun bir duş iyi gelebilirdi. Son çamaşırlarımı da çıkarıp küvete oturdum. Su ne çok soğuk ne çok ılıktı. İnsanı kesinlikle rahatlatıyordu. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Saat şu anda kaç bilmiyordum. Ancak parmak uçlarım su sebebiyle buruş buruş olmuştu. Uzanıp havlumu aldım. Bedenime sıkıca dolayıp tekrar odaya döndüm. İlk işim saate bakmak olmuştu. Bir saat geçmişti. Aslında kısa bile sayılırdı. Çamaşırlarımı giyip dolabımın karşısına geçtim. Dexter gibi bir sapık ile dışarı çıkıyordum ki bu da fazla açık, dekolteli giyinmemem anlamına geliyordu. Karpuz kol ve önü kapalı, eteği kat kat, dizimin biraz üstünde ve beli kemerli siyah bir elbise seçtim. Altına kemerimle aynı desende platformlarımı giymem uzun sürmemişti. Saçlarımı da arkadan topladım. Hafif bir makyaj ile işim tamamdı. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Yaklaşık beş dakikadır aynanın önünde dikiliyordum ki kapı açıldı. Luna’nın gözleri şaşkınla öne büyüyüp sonra hesap bekleyen kızgın bir ifadeyle kısılırken belki bugün otuzuncu defa duvardaki saate baktım. Saat beş olmuştu –hangi ara o kadar vakit geçti gerçekten bir fikrim yok- ve bu da dersin bittiği anlamına geliyordu. Ve sanırım beni ortalıkta göremeyen Luna’nın da ilk işi odaya bakmak olmuştu. Luna’nın gözleri uzun bir süre üstümde gezindi.

-“Neler olup bittiğini anlatmak için sadece üç saniyen var. Tanrı aşkına Dexter ile çıkıyorsun resmen ve ben bunu bütün okul ile beraber öğreniyorum. Acaba ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Aslında sorun benim geç öğrenmem değil. Senin o Dexter olacak lanet herifle çıkıyor olman zaten başlı başlına bir sorun teşkil ediyor. Onunla nasıl çıkarsın? Sana yaptığı onca şeyden sonra hem de. Ondan nefret ettiğini sanıyordum Alex. Peki söyler misin David’e ne oldu.? Yıllardır aşık olduğun çocuğa olan aşkın bir anda bitti mi?..”

  O konuşmaya devam ederken gözlerimin dolduğunu hissettim. Luna ile eninde sonunda hesaplaşacağımı biliyordum. Ama bu çok fazlaydı. Luna benden cevabını kendim bile bilmediğim soruların cevaplarını istiyordu. Ama bunu yapamazdım ki. Aslında bütün bunların tek bir cevabı vardı. Birden haykırmak istedim. Onun için bütün bunlara katlandığımı yüzüne bağıra bağıra söylemek istedim. Ama dediğim gibi yapamazdım. Çünkü ben güçlü değilim hem de hiç.

DestinyWhere stories live. Discover now