《YAVUZ'UN AĞZINDAN 》
Kara kızın evinden geleli 4 saate yakın bir süre geçmişti.Düşünmemek için saatlerce dosyalarla, ihalelerle uğraşmıştım.
Fatma Sultan beni öyle bir duruma sokmuştu ki mecrubiyetim elimi kolumu bağlamıştı. Ben Yavuz Karahan, bir kıza seninle evlenmesi için onu tehtit edeceksin deselerdi hayatta inanamazdım. Düştüğüm durumun saçmalığına bakarsak gerçekten acımamak elde değil.
Derin bir nefes verip, sekreterden sert bir kahve istedim. Önümde küçük tepecik şeklini alan dosyalara göz devirip sandalyeden yavaşça kalkıp odamın balkonuna çıktım.Sonbahar ayı olduğu için rüzgar sertçe esiyordu. Hissettiğim soğukluk biraz içimi ürpetsede ellerimi cebime koyup karşımdaki manzarayı seyretmeye koyuldum. Esen sert rüzgar içime bedenimle beraber kalbimide soğutmuştu sanki. Babaannemin hastalığı içimi ürpertmeye başlamıştı bile.
Benden saklandığına mı kızsam yoksa böyle ciddi bir hastalığının olduğuna mı üzülsem bilemedim.
Camın tıklatılmasıyla sekreterin elinde ki kahveyi alıp ordaki sandalyelerden birine geçtim.
Doktor Fuat'ı arayıp hastalıkla ilgili en kısa detayı dahi öğrenip gerekli işlemler için hazırlıklı olmasını istedim.
Tehlikeli bir ameliyat olduğu için korkmuyor değildim ama ameliyat olmassa daha fazla acı çekeceğini biliyordum.Doktorla yarım saatlık konusmamızdan sonra Emre'de odaya gelmiş, benim bu soğukta dışarda ne yaptığıma bir anlam vermeye çalışır gibi bakınca,
daha konuşmasına fırsat vermeden şuan karşıda camdan bana anlamasızca bakan Emre'nin yanına gitmiştim
Kendimi bitkince kahverengi deri koktuklara bıraktım. Bitmiş kahve fincanını masaya bırakıp dosyalardan birisini açıp göz gezdirdim." Ee, abi anlatsana, ne oldu."
dedi kıkırdayarak.Sertçe ona bakıp ;
"Bir de ne oldu diye soruyor musun? Hem bu işi benim başıma sen açmadın mı? Kara kızın benim sevgilim olduğuna sen inandırmadın mı Fatma sultanı.
yani bir de hiç utanmadan gelip Ne oldu diyorsun iki gözün oldu Emre." dedim sinirle .
Bu sinirimi fark eden Emre ellerini hafiften yukarı kaldırarak :"Tamam teslim oldum .Sakin ol biraz. Yani bu kadar ciddiye alacağını düşünmemiştim kusura bakma artık."
Ben tam önümdeki dosyayı Emre fırlatmak için hareket etmiştim ki kapı birden açıldı Fatma Sultan'ı karşımda görünce kısa bir şaşırdım ama hemen kalkıp yanına gittim.
" Hoşgeldin Sultanım bir şey mi oldu Niye geldin ."
" Yok oğlum ne olacak öylesine geldim."O sıradan koluna girip onun koltuklardan birine oturttum. Ben de hemen yanındaki koltuğa geçtim.
"Hem ben torunumun yanına gelemez miyim.?" dedi yalandan kızarak ellerini öpüp ;
"Elbette gelebilirsin Sultanım da sen öyle işyerine gelmeyi pek sevmezdin ya ondan dedim ,o zaman sana ne ısmarlayayım." dedim. Fatma sultana bir çay söyledim .
Ben içimden inşallah Kara kızın konusunu açmaz diye düşünmeye yeltenniştim ki birden ;
"Ee oğlum maşita ile konuştun mu?" dedi.Buraya gelmesinin nedeni belli olmuştu .
Şimdi ne diyecektim ben ona ;
Kızın beni reddettiğini mi ?
Yoksa beni kapıdan kovduğunu mu ?
Ya da bir güzel azar işittiğimi mi ?
Sonra bunun üstüne benim de onu tehdit ettiğimi mi söylesem acaba? Hangisinden başlasam diye düşündüm. En iyisi mi dürüstlük en büyük erdemdir diyip gerçekleri mi söylesem acaba?
Babaannem beni böyle düşünceli gördüğünden olacakki ;"Konuştun mu Maşita ile , doğru söyle."
En iyisi ona, beni reddettiğini söyleyeyim belki evlilikten de vazgeçerdi .Babaannem dönüp;
" Fatma Sultan Maalesef ki sana kötü bir haberim var. Kız benimle evlenmek istemiyormuş. Ben söyledim ama kabul etmedi. Artık bu iş benden çıkar Kendisi bilir." dedim Babaannemin yüzü bir anda sertleşti ;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOTUS ÇİÇEĞİM
ChickLitGözlerini usulca kapattı genç kadın . Damlaların geçtiği yerleri her zerresinde hissederken, elinin tersiyle gözyaşlarının yolculuğuna son verdi. Ama nafileydi bu çabası. Bir yenisiyle tekrarlandı gözyaşı yolculuğunun. Yüreğinde hissettiği bu acı...