《YAVUZ'UN AĞZINDAN 》
Babaannemin söyledikleri beynimin büyük bir kısmını işgal etmişti bile ne demek istemişti ki o. Gelinini seçtiğini söylemişti. Ne gelininden bahsediyordu. Ve kimden. Beynim tüm algılarını kapatmıştı. Üst üste sorduğum onca sorulara rağmen, babaannem evde konuşmak istediğini söyleyince bir süre daha beklemem gerektiğini anlamıştım.
Boş bir şekilde yola bakıyordum. Arada sırada gözüm yan koltukta oturan Emre'ye takılıyordu. Ya ben çok abartıyordum ya da o şuan başka bir alemdeydi
Eve vardıktan sonra babaannem üstünü değiştirmek için odasına çıktı. Bizde kahve isteyip salona geçtik. Odanın içinde voltalarımın süresi uzamış ama babaannem daha da gelmemişti.
Yarım saat sonra gelmiş, kahvesini yudumlama başlamıştı.
Ne kadar çabalasam bile yinede bir hayli meraklı görünen bir adet Yavuz Karahan vardı. Ve bunun da farkında olduğuna emindim.
Kahvesinden bir yudum daha alıp geriye doğru yaslandı. Hemen yanında olan Emre'ye küçük bir bakış attıp konuşmaya başladı."Şimdi sorabilirsin" dedi ciddi bir ses tonuyla.
"Bence sen direk neyi kastettiğini söylersen, ikimiz için de daha kolay olur."
Kendini daha da dikleştirip gözlerimin tam içine bakmayıda ihmal etmedi.
" Ben kendi gelinimi seçtim." dedi. Kafamdan aşağı dökülen kaynar sudan mı bahsetsem yoksa şaşkınlığımın zirvesinden mi.?"Ne gelini Sultanım, ne dediğin farkında mısın?"
"Evet, gayette farkındayım. Ama galiba sen beni yeterince ciddiye almamışsın. Sana evlilik konusundaki isteğimi söylememe rağmen hiçbir olumlu cevabını alamadım malesef." yüzünden bir gram bile eksilmeyen ciddiyetiyle..."Ama ben sana düşüneceğimi söylemiştim."
"Öyle mi Paşam. Ne zaman peki. Bir kaç yıl ya da bir ömür boyu mu?"
Dedi alaycı tavırla.
Tam konuşmaya yeltenmişken:"Beni iyi dinle Yavuz. Tekbir bir defa söyleyeceğim bunları. Hiç kimse geçmişe takılıp geleceğe adım atamaz. Sen öyle bir takılı kalmışsın ki bir türlü yolunu bulamıyorsun. Tamam yaşadığın ağırdı ama geçti. Ben anladım ki kendini düşünmeye niyetin yok, madem öyle ben senin yerine bir adım atarım. "dedi
Bir yanım geçmişin hüznünü yaşarken diğer yarım babaannemin nasıl bir adım atacağını merak ediyordu.
" Ben gelini mi seçtim" dedi tek seferde"Ne anlamadım." dedim şaşkınlıkla.
"Gelinimi seçtim diyorum, ya o kızla evlenirsin ya da gözünün önünde ölmemi seyredersin". "
deyince bende ki devreler birden yandı.
" Ne dediğinin farkında mısın.? "dedim bir hışımla.
" Evet, Elbette farkındayım fazla uzatmanın da gereği yok. Bu benim son sözümdür, ya o kızla evlenirsin ya da ameliyat olmam. "" Bak Sultanım, şu an sen sağlıklı düşünemiyorsun ne dediğinin farkında bile değilsin beni nasıl sağlığına tehdit edersin, bir de bu konu için. "
" Başka çare bırakmadın. Beni buna mecbur kılan sensin. "dedi." Babaanne şu an cidden çıldırmak üzereyim. Sen beni delirtmek mi istiyorsun. "
O kadar sinirlenmiştim ki. O benim kıymetlim di, O benim tek zayıf noktamdı. Kendini nasıl böyle tehlikeye atabilir di aklım almıyordu. Evliliğimi bu derece mi istiyordu."Neyse ben gidip dinlensem iyi olur bayağı yoruldum."
Tek bir kelime daha etmeme izin vermeden odasına çıktı. Şu an bombanın pimini çekip kucağıma bırakmıştı.
Önümde duran fincanı sertçe duvara fırlattım. Babaannem bunu duysa da tekrardan odasına yöneldi.
Sabahtan sesi çıkmayan Emre yanıma gelip ;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOTUS ÇİÇEĞİM
ChickLitGözlerini usulca kapattı genç kadın . Damlaların geçtiği yerleri her zerresinde hissederken, elinin tersiyle gözyaşlarının yolculuğuna son verdi. Ama nafileydi bu çabası. Bir yenisiyle tekrarlandı gözyaşı yolculuğunun. Yüreğinde hissettiği bu acı...