The way you look tonight

2.2K 97 53
                                    

The way you look tonight - Frank Sinatra
The way you look tonight - Maroon 5
(Hangi versiyonu daha çok severseniz) Yazılar italikten normale döndüğü an açabilirsiniz.

-

Bir insanın hayatında ki ilk Aşk genellikle genç bir yaşta gerçekleşiyor. Saçma ve pek önemli olmayan şeyler yüzünden yollarınız ayrılıyor. Büyüdüğünüzde ve arkanıza baktığınızda bu duyguyu belki de 'Aşk' olarak saymazsınız. Gerçek şu ki, öyleydi. Aşk'ın ne olduğu hakkında ilk fikriniz bu duygu sonucu oluşur.

İkinci Aşk ise acı ve zor olan. Bu Aşk'ta canınız acıyor. Bu Aşk sizi güçlendiriyor ve ders çıkartmanızı sağlıyor. Bu Aşk'ın size hissettikleri içinde acı, yalan, drama ve güvensizlik vardır. Bu duygu büyümenizi sağlar. Aşk'ın neyini sevip neyini sevmediğinizi görürsünüz. Ve bu Aşk size 'iyi' ve 'kötü' insanlar arasında ki farkı gösterir. Bu Aşk sizi daha sessiz, daha dikkatli ve daha endişeli kılar.

Üçüncü aşk ise birden oluşur. Diğer Aşklar'ın aksine bunun geleceğini görmezsiniz. Sizi sessizce içten içe elde eder. Bu Aşk'ı siz aramazsınız, o sizi bulur. İstediğiniz kadar kalın duvarlar örün hepsi yıkılacaktır. Bu kişiye -istemeseniz bile- değer verdiğinizin farkına varacaksınız. Diğer Aşklarınız'a benzemiyordur bile, hatta 'tipiniz' bile değildir ama gözlerinde kaybolursunuz her bakıştığınızda. Hataları bile mükemmeldir gözünüzde. Ondan bir şey saklayamazsınız. Bir aile kurmak en büyük hayaliniz olur. Evren'e teşekkür ederken bulursunuz kendinizi onu size verdiği için.
Üçüncü Aşk; gerçek Aşkınızdır.
Ve ondan ayrı kalmaya çalışırsanız yavaşça öldüğünüzü hissedersiniz.

Avengers kulesinde saatler sabahın üçünü gösteriyordu ve Steve Rogers ile Tony Stark mutfakta dans ediyordu. İkisininde üstünde sıcaklıktan dolayı boxer hariç bir şey yoktu. Tony başını ondan epeyce uzun olan adamın göğsüne koymuş ve ikisi de birbirine sarılmış bir şekilde huzurla dans ediyordu. Dans olarak saydıkları şey ise yavaşça bir sağa bir sola sallanmaktı. Jarvis aynı şarkıyı belki de dördüncü kez başa sarıyordu ama ikisi de zaman kavramını unutmuş gibiydi.

Tony başını Steve'in göğsünden çekip bakışlarını sarışın adamın yüzünde gezdirdiğinde Steve anında gülümsedi ve Tony kendini otomatik bir şekilde geri gülümserken buldu.
Ah Tanrım, Steve Tony'e tüm kalbi ile aşıktı.
Gülümsemesi gözlerine kadar ulaşıyordu ve adeta bir sanat eseri gibi görünüyordu. Saçlarında belirli olmaya başlayan bir kaç gri tel bile Steve'in binlerce şiir yazması için yeterdi.

Sanki ikisinden birisi konuşsa büyü bozulacak gibiydi. Gerçi, Steve ve Tony'nin ne zaman konuşmaya ihtiyacı olmuştu ki? Bir bakış veya bir mimik ile tüm dertlerini anlatıyorlardı birbirlerine.
Steve yavaşça, çok ama çok yavaşça eğilip Tony'nin dudaklarını öptü.

Öpüşme bile sayılmazdı; iki dudak birbirine basılı bir şekilde duruyordu. Tony yeniden gülümsediğinde Steve kısa bir an çekilip yeniden dudaklarını öptüğünde bu sefer Tony'nin gülümsemesi daha da büyümüştü.

Steve hayatının sonuna kadar bu gülüşün nedeni olmak istiyordu. Ellerini Tony'nin belinden çekti ve esmer adamın yüzünü avuçladı tebessüm ederek.

"Seni seviyorum." diye fısıldadı usulca. Bunu ilk defa söylemiyordu ama her söyleyişinde biraz daha fazla sevgi hissediyordu karşısında ki adama karşı.

Tony elinin birisini yanağından çekip avucunun içini öptü ve aynı tonda -belki biraz daha sevgi ile- fısıldadı, "Bende seni seviyorum."

Steve Rogers hayatında ki insanları eğer Aşk 1, Aşk 2 ve Aşk 3 diye kutucuklara koysaydı büyük ihtimal ilk okulda ki sıra arkadaşı olan Joseph'i Aşk 1'e koyardı. Lise sonda ki tarih partner'i olan Tyler'i Aşk 2'ye koyardı ve son olarak hayatının aşkı olan Tony'i Aşk 3'e koyardı.

Çünkü Aşk 3- yani Tony büyük bir yap boz'un kayıp olmuş ve sonradan bulunmuş parçası gibiydi onun için.

Eksikliği hep fark edilmişti ama bulmayıda pek beklemiyordu, ama, bulmuştu.

-

Ula ne felsefe yaptık gecenin köründe getir sigarayı getir

 *STONY ONE SHOTS*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin