Glitter

869 72 45
                                    

iki-üç sene önce ders verdiğim/bakıcılık yaptığım bir çocuk vardı ve babası gördüğüm en daddy insandı amk sjksjfmjekejdkr bu bölüm ona ithafen..... gözlerime tablo libidoma pornoydun be adam

-

Tony yirmi bir yaşında hayatının buna benzeyeceğini pek düşünmemişti. Kendisini yirmi bir yaşında Stark şirketlerinin başında görüyordu, beş yaşında ki dünyalar tatlısı bir çocukla boyama yaparken değil.

On beş yaşında anne ve babasına eşcinsel olduğunu açıkladıktan sonra olanlara pek şaşırmamıştı, kendini bütün Stark zenginliğinden kesilmiş bulmuştu ve MIT'de yatılı kalmaya başlamıştı. Tanrıya şükürler olsun ki istediği her okul ona burs veriyordu yoksa hayatı çok daha kötüye gidebilirdi.
Annesi ona para vermeye devam etse bile Tony o paraya dokunamamıştı. Neden bilmiyordu, belki gurur belki inatçılıktı ama bir kuruşunu bile harcamamıştı.

Annesi ve babası öldüğünde ise -Maria salak bir kadın değildi- bütün Carbonell zenginliğini oğluna bırakmıştı. Tony ise doktoradan doktoraya atlıyordu.

Yani cidden, şuan beş yaşında ki çocukla boyama yapmasının hiç bir mantıklı açıklaması yoktu. Ama Tony buraya gelmeyi seviyordu. Harley Rogers'e yaklaşık üç senedir bakıcılık yapıyordu ve bir türlü çocuktan kopamıyordu. Steve Rogers'i ise -burda üç senedir çalışmasına rağmen- sadece iki üç kere görmüştü. Eve geldiği an odasına çıkıyordu ve Tony ortalıktan kayboluyordu.

Son altı aydır ise Steve'i çok daha fazla görmeye başlamıştı. Evde çalışmaya başlamış ve genelde Tony ile bir kaç dakika sohbet ediyordu.

Kapının açılma sesini duyunca Tony dudağını ısırıp etrafa baktı. Üstü başı sim ile kaplıydı, Harley'de ondan farksız sayılmazdı. Kızıl dereli olmayı istemiş ve göğsüne kırmızı boya ile tuhaf şeyler çizmişti. Üstünde kahverengi pantolonu hariç bir şey yoktu kafasında ki kızıl dereli taç hariç.
Salon ise savaş alanına benziyordu.

-

Steve gözlerini ovuşturup cebinde ki anahtarı çıkarttı ve kapıyı açtı. Montunu ve çantasını girişe bırakıp salona doğru yürümeye başladı.

Salonunu böyle görmeyi beklemediği kesindi.

Tony'i görmeyi beklemediği ise kesindi.

Esmer çocuğun üstü çıplak ve sim ile kaplıydı. Başında prenses tacı vardı ve ona bayılacakmış gibi bakıyordu. Ugh. Steve zorlukla gözlerini Tony'nin kaslı vücudundan çekip oğluna baktı.

Harley heyecanla bağırıp üzerine atladığında oğlununda Tony'den farksız olduğunu fark etti. Gözlerini kapatıp Harley'e sıkıca sarıldı ve yanaklarına sulu öpücükler kondurdu.

"Baba bak! Tony'i kurtardım!"

"Öyle mi?"

"Hıhı. Yardımıma ihtiyacı olan prensesi kurtardım!"

Steve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve Tony'e baktı. Genç adam ayağa kalkmış ve tişörtünü bulmaya çalışıyordu. Bulamayacağını anlayarak pes etti ve Steve'e bakıp kızaran yanaklarını saklamaya çalıştı.

"Hey, Steve."

"Selam, prenses."

Mümkünmüş gibi Tony'nin kızaran yanakları daha da kırmızılaşmıştı. Harley sırıtıp babası ve Tony'i bir kaç saniye izledi.

Ve sonra elinden geldiğince dramatik bir şekilde ağzını açıp dehşete düşmüş gibi bir ifade belirtti yüzünde. "Baba!"

Steve kafasını sallayıp kendine geldi ve kaşlarını çatıp Harley'e baktı. "İyi misin?"

"Tony'i kurtarman lazım!"

"Ne?"

"Tony'i!"

"Senin kurtardığını sanıyordum?"

"Ama ya zehirlendiyse?"

Steve oğlunun ne yapmak istediğini anlayınca hafifçe güldü. Harley'i kucağından indirip elini tuttu ve Tony'e doğru yürüdü.

"Peki prensesimizi kurtarmak için ne yapmalıyım?"

"Onu öpmelisin!"

"Aman Tanrım." diye mırıldandı Tony yüzünü ellerine gömüp. Az sonra bayılacağına emindi. Steve'e karşı hissettiği saçma duygular yetmezmiş gibi Harley birde onları shiplemeye başlamıştı!

Tony kesinlikle yirmi bir yaşında ki kendisini böyle hayal etmemişti.

"Bence öpücük yerine akşam yemeği işe yarar, ha?"

Harley pek memnun görünmüyordu ama zorlamaması gerektiğini biliyordu. Babasının elini bırakıp Tony'nin bacağına sarıldı ve ondan uzun olan adamın gözlerine bakıp dudağını sarkıttı. "Yemek için kalır mısın Tony?"

"Uhm, gitsem iyi olur sanki?"

"Ama Tony-" Ve ah, Harley gözlerini doldurup dudaklarını büzmüştü. Küçük bir köpeğe benziyordu ve Tony böyle bi tatlılığa nasıl dayanacağını bilmiyordu.

Gözlerini yardım ister gibi Steve'e diktiğinde ise sarışın adam olaydan zevk alıyormuş gibiydi. "Pizza sipariş ederiz?" dedi.

Tony derin bir nefes alıp Harley ve Steve'e yeniden baktı ve kafasını salladı. Harley anında ortalıkta mutluluktan zıplamaya başlamışken Tony gülümsedi.

Harley'i banyo yaptırmak için yukarıya çıkartırlarken Steve Tony'nin kulağına eğildi ve Harley'in duymayacağı bir şekilde fısıldadı, "Belki prenses akşam sonu öpücüğünü alır ha?"

Tony'nin pinpon topu boyutunu alan gözleri ve kızaran yanakları Steve'in duygularının karşılıksız olmadığını onaylamaya yetmişti.

-

köpeğiyim ulan böyle mutlu aile tablolarının
(Steve 27 yaşında hikayede dhksjdj)

 *STONY ONE SHOTS*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin