Tired, baby?

1K 82 35
                                    

🥺🥺 yazdığım en soft şey olabilir bu
-

Steve odalarına girdiği an Tony sevgilisinin yorgun olduğunu anlamıştı.

"İyi misin?" diye sordu tabletini kucağından çekip yatağa koyarken. Steve Tony'e baktı ve yorgun bir gülümseme yer aldı yüzünde.

Sesli cevap vermek yerine kafasını salladı ve üniformasını çıkartmaya başladı. Pantalon kolayca çıkarken üst tarafını çıkartmakta zorlanmıştı. Omuzları ağrıyordu ve yüzünü istemsizce buruşturdu.

Tony Steve'in yüz ifadesini fark ettiğinde hızla yataktan kalktı ve soyunmasına yardım etti. "Seni özledim." diye fısıldadı omuzuna küçük bir öpücük kondururken.

"Bende." dedi Steve Tony'nin yanaklarını avuçlayıp dudaklarına küçük bir öpücük kondururken. "Çok yorgunum." dedi gözlerini açmazken.

"Onu görebiliyorum asker." diye mırıldandı alayla. "Banyo?"

"Uyumak istiyorum ama kaslarım beton gibi, banyo iyi fikir."

Tony başını sallyıp tekrar dudaklarını Steve'in dudaklarıyla buluşturdu. "J, suyu her zaman ki derecesine ayarla." dedi ayrıldıklarında.

Odanın içinde ki banyodan su sesleri gelmeye başlarken Tony hızla üstündekileri çıkarttı ve Steve'in elinden tutup banyoya doğru ilerledi. Küvet neredeyse dolmuştu ve ikiside yerleşince su akmayı bırakmıştı.

Steve sıcak su ile temas ettiğinde küçük bir inleme kaçtı dudaklarından. Gözlerini kapatıp sırtını Tony'nin göğsüne yasladı.

Tony ise sessizce Steve'in saçlarını okşamaya başladı. İkide bir orasını burasını öpüyordu ama sevgilisinden ses çıkmamıştı. Uzun bir süre ikiside öylece bekledi suyun içinde.

"Saçını yıkamamı ister misin?"

"Yapmak zorunda değilsin."

"Değilim, ama yapmak istiyorum." dedi Tony şampuanlardan birine uzanırken. Steve'in şampuanın dünyanın en tuhaf kokusuna sahipti; Tony nasıl anlatır bilmiyordu ama adam özgürlük gibi kokuyordu.

Bu düşünce ile hafifçe kıkırdadı ve ellerine şampuanı döküp ovuşturduktan sonra Steve'in saçlarına daldırdı. Yıkamaktan çok masaj yapıyordu ama Steve halinden memnun görünüyordu.

"Seni seviyorum." dedi birden ve Tony kocaman gülümsedi.

Bu kelimeleri ne kadar duyarsa duysun her seferinde kalbi hızlanıyordu. Hafifçe eğilip Steve'in yanağına bir öpücük kondurdu ve saçlarını yıkamaya devam etti.
Saçlarını duruladıktan sonra hızla kendi saçlarınıda yıkadı ve Steve'in göğsünde daireler çizmeye başladı.

Steve aniden ona yüzünü döndüğünde kaşlarını çattı. Sarışın adam ise derin bir nefes alıp ona bakmaya devam etti.

"Ne?"

"Sana bakıyorum."

"Onun farkındayım, bakma bana öyle."

"Neyle?"

"Böyle işte!" dedi gözlerini kaçırırken. "Sanki dünyanın en güzel şeyiymişim gibi."

Steve hafifçe güldü ve Tony'nin burnunu ucuna bir buse kondurdu. "Öylesin." diye mırıldandı yanağını öperken. "Sen dünyada ki en güzel insansın." Onlarca ard arda öpücük kondururken Tony'nin yüzüne konuşmaya devam etti öpücükler arasında. "Sen tüüüüüüm güzel şeylerin birleşimi gibisin. Tanrı seni yaratırken Steve Rogers'in en sevdiği şeyleri birleştirmiş." Çekilip Tony'nin gözlerine baktı. "Ve tada! Sen olmuşsun!"

"Salak." diye mırıldandı Tony kızaran yanaklarını Steve'in boynuna saklamaya çalışırken.

Steve ise cevap vermek yerine kollarını Tony'nin çıplak bedenine sardı. "Buruş buruş olmak istemiyorsak çıkmamız lazım küvetten."

"Yorgunluğun geçti mi biraz?"

"Başka türde mi yormak istiyorsun beni?" dedi sırıtarak.

Tony ise gözlerini devirip ayağa kalktı ve küvetten çıktı. Steve'de hemen ardından çıktı ve ikiside hızla kurulandıktan sonra yatağa yerleştiler.

Her gece gibi Steve sol tarafına dönmüş ve kendini adeta ona yapıştırmış Tony'e sarılmıştı.

"Bende seni seviyorum." diye mırıldandı esmer adam uykulu bir şekilde.

Steve gülümsedi ve Tony'i saran kollarını biraz daha sıklaştırdı.

Tüm yorgunluğa, saçma Shields toplantılarına hatta uzaylı ve kötü adamlara bile seve seve dayanırdı eğer işin sonunda  Tony'e böyle sıkı sarılabilecekse.

-

sizi yerim oçlar

 *STONY ONE SHOTS*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin