CMBYN and kill me slowly

1.5K 81 109
                                    

ABİ 🥺 o bahs ettiğim angstlı çok çalıştığım bölüm karşınızda... aslında içime tam olarak sinmedi ama yazıp yazıp siliyordum...
LÜTFEN YORUM YAPIN! 🥺 düşüncelerinizi inanın okumak istiyorum.
Öptüm sizi lütfen düşüncelerinizi ve tepkilerinizi paylaşın 🤧✌🏻

-

Yaz 1983 - Kuzey İtalya'da herhangi bir yerde

Tony duyduğu araba sesi ile kafasını önünde ki kitaptan kaldırdı ve kulaklıklarını çıkarttı. Hava oldukça sıcaktı ama güzel bir sıcaklıktı, boğucu ve insanı daraltan türden değildi. Tony en çok böyle sıcaklığı seviyordu. Yatağından kalkıp açık olan büyük penceresinin önünde duraksadı ve dışarıyı izlemeye başladı.

Beyaz arabadan babası ardından uzun boylu, oldukça iri yapılı sarışın bir adam indi. Babası ve yabancı gülerek eve girdiklerinde Tony bir kaç saniye kaşlarını çattı. Ah doğru ya, babası ve annesi bu yaz bir arkeoloğu misafir edeceklerini söylemişlerdi.

Babası Stark şirketleriyle koskoca bir buçuk ay uğraşmayacağını söylese bile boş durmayacaktı, İtalyada sonuçta bulacak çok şey vardı.

Elini çıplak göğsünde gezdirdi ve boynunda ki David Yıldızlı kolyesini bulduğunda tebessüm etti. Savaştan sonra pek Yahudi olduğunu göstermiyordu kimse ama Tony, doğduğu andan belli yahudiliği ile gurur duyması gerektiğini öğrenmişti. Kısa bir saniye üstüne bir şey giyip veya giymemesi gerektiğini düşündü, sonuçta adam yabancıydı ve Tony güzel yetiştirilmişti.
Sıcaklığa rağmen üstüne mavi ince bir tişört geçirip aşağıya indi.

Annesini mükemmel yeşil bir elbise ile gördüğünde gülümsedi ve sarışın kadının yanağına uzun bir öpücük kondurdu. Maria, oğlunun kıvırcık saçlarından elini geçirip ona gülümsedi. Salona geçmeden önce mutfaktan bir şeftali aldı.

"Tony, bende seni çağıracaktım! Steve Rogers, sana bahs ettiğim arkeolog. Steve, oğlum Tony ile tanış."

Tony şeftalisini sol eline alıp sağ elini sarışın adama uzattı. Steve ise içten bir gülümseme ile elini kavradı ve usulca sıktı. Tony haddinden fazla el ele kaldıklarını biliyordu o yüzden saçma bir şekilde gülüp elini çekti.

"Memnun oldum." diye mırıldandı.

"Bende memnun oldum, Tony."

Oh wow, adamın ses tonu bile yakışıklıydı diye düşündü Tony koltuğa kendini atarken. Babası ve Steve sohbete dalarken Tony Steve'i izliyordu.

Sarışın saçları yanlardan daha kısaydı ve ortasında daha uzun olan saçlar alnına düşüyordu. Üstünde gözlerine birebir uyan mavi salak bir gömlek ile beyaz bir şort vardı. Altında ise beyaz Converse klasik ayakkabılar. Yüzünde sakal yoktu, yeni traş olmuşa benziyordu. Oturuşu ise babasının ki kadar rahat değildi.
Tony kısa bir süre asker gibi oturduğunu düşündü.

"Steve'e odasını gösterir misin, evlat?"

"Oh tabii." Koltuktan kalktı ve Steve'e kısa bir bakış attıktan sonra onu takip etmesi için işaret etti. Salondan çıkıp mutfaktan geçerken Jarvis'in yanağına sulu bir öpücük kondurdu ve adamın homurdanmalarını umursamayıp neşeli bir şekilde merdivenlerden çıkmaya başladı. Misafir odasının önüne geldiğinde kapıyı açtı.

"Ta da! İşte burası. Şurda banyo ve tuvaletin var. Ben hemen yan odadayım eğer bir şeye ihtiyacın olursa."

"Teşekkür ederim." dedi Steve etrafı incelerken. Oda Tony'nin odasına benziyordu sadece poster ve ortalıkta dolanan kaset ile robot parçaları yoktu.

"Ben gideyim, uhm şey yemeğe kaldırmamı ister misin? Yoksa uyuyacak mısın?"

"Bir kaç saat uyuyacağım ama yemeği kaçırmak istemem. Uyandırırsan sevinirim."

 *STONY ONE SHOTS*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin