Anthony Edward Stark

917 76 28
                                    

benim güzel bal gözlü bebeğim 💓 seninle gurur duyuyorum.

UYARI : legal olmayan alkol/uyuşturucu tüketimi, evet/hayır denildiğini hatırlanmayan sex, ağır depresyon, intihar fikirleri. (elimden geldiğince detaya girmedim.)
tony afganistana kaçırılmadı ama hala iron man ve avengersler felan var + canon avengerslerden biraz daha genç (36 yaş civarı)

(ulan tony ne çökük adamsın gözümün nuru)
-

Anthony Edward Stark'ın ilk tanıdığı duygu nefret olmuştu.

Küçük yaştan itibaren herşeye meraklı olmasına rağmen en çok hissettiği duygu nefret olmuştu. Anthony dört yaşındayken babası annesine tokat atmış ve çıkan sesten nefret etmişti. Büyüdükçe evinde olan şeylerden daha çok nefret etmeye başlamıştı. Hatta hayatının bir döneminde tüm evinden nefret ediyordu. Hayatında nefret etmediği insanlar sadece Edwin ve Anna Jarvis'ti.

Edwin ve Anna, Anthony'i ilk seven insanlardı.

Anthony bundan emindi. Hayatında ilk defa sevildiğini Edwin ve Anna sayesinde hissetmişti. Annesi onunla pek zaman geçirmez ve babasıyla geçirdiği zaman genellikle şiddetli geçerdi.

Anthony o kadar kişi tarafından nefret ediliyordu ki bir müddet sonra kendisinden nefret etmeye başladı.

Ve ah, nefretlerin en güçlüsü bu olmuştu sanırım. Çünkü babasının, medyanın ve adını bile bilmediği insanların nefretinden kaçabilirdi ama kendinden bir türlü kaçamıyordu Anthony. Denemişti, inanın ona on iki yaşındayken beyninde intihar planları dört dönüyordu. Bu sefer oldu, bu gece bitecek dediği her an Jarvis odasına girip (sanki yapacaklarını biliyordu) başını okşar ve onu sevdiğini söyleyip giderdi.

Anthony bir kez daha duymak için o nazik, ingiliz aksanı ile söylenilen 'seni seviyorum' sözünü duymak için yaşamaya devam etti.

On dört yaşına bastığı an MIT'ye yatılı olarak gitti ve nefret bir anda azaldı.

Anthony'nin tanıdığı ikinci duygu ise hayal kırıklığıydı.

Ne yaparsa yapsın babası bir türlü onunla gurur duymuyordu. Adamın yüzünde ki nefret ve hayal kırıklığı hiç bir zaman değişmedi. Hatta bazen hayal kırıklığı göstermeyecek kadar tiksiniyordu Anthony'den. Esmer çocuk kendini pis, hastalıklı bir böcek gibi hissediyordu çoğu zaman.

Ve sonra içmeye başladı. Anthony çok ama çok alkol içmeye başladı. İlk birasını on bir yaşında almış birisi için pek şaşırtıcı değildi kendini ilerde alkole vurması. Genelde insanlara yüz dolar uzattığunda kimlik sormuyorlardı. İşin ironik tarafı ise, Anthony içki içmeyi sevmiyordu bile.

Ama içmeye devam etti çünkü babası hayatında ilk defa ona gururla bakıp, kadehini kaldırmış ve 'Stark erkeklerine yakışır bir hareket' demişti kocaman bir gülümseme ile, Anthony boğazını yakan sıvının acılığının buna değer olduğuna karar vermişti.

Anthony birisiyle ilk defa cinsel ilişkiye girdiğinde on beş yaşındaydı ve evet dediğini bile hatırlamıyordu. Bir saniye Jack şişesini su gibi kafasına dikiyor, diğer saniye ise birisi üstünde ki tişörtü çıkartıyordu. Anthony kızı saçlarından tutup öptüğünü hatırlıyordu ama geri kalanı bulanıktı.
Uyandığında ise birisi Philippe Grand -özel tasarım- saatini çalmıştı. Çıplak ve içinde bağırarak ağlama hissi ile ayağa kalkmıştı. Odada on kişiye yakın genç yatıyordu ve Tony kimseyi uyandırmadan yerde ki yarım kalmış Vodka şişesini aldı, kafasına dikti ve umursamaz bir tavırla evine yürümeye başladı.

 *STONY ONE SHOTS*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin