plan ve koşu sorunsalı

55.9K 5.7K 7.5K
                                    

"Evet Jungkook, şimdi kızın yanına gidip oturabilir miyim diyorsun. Zaten önceki anlattıklarına göre izin verir herhalde."

Elimizde tepsi yemekhane girişinde bekliyorduk. Yanımda Hoseok vardı ve tek başına yemek yiyen kızı göstererek konuşmuştu. Derin bir nefes alıp verdim.

"Daha hiçbir şey planlamadık. Nasıl birden gideyim?" Derin bir nefes aldı. "Jungkook, Jungkook! Plana gerek yok. Zaman da yok."

Kaşlarım çatıldı. "Nasıl zaman yok ya?   Daha yeni başladık." Bakışları etrafta gezdi. 

"Bak hakaret olarak algılama minik tavşan ama... Karşında ki Taehyung. Onu tanıyorum ama sen benden iyi bilirsin, nasıl biri olduğunu falan. Yapacaklarını."

Sinirlendim ama neye sinirlendiğimi kestiremedim. "Ama şu an hiçbir şey yapmıyor. Öndeyiz."

"Neden yapmıyor biliyor musun? Çünkü kendine güveniyor. O kızı dakikasında en geç iki dakikada elde edebileceğini biliyor. Kazanmak istiyorsan bana güven ve hemen başlayalım."

Kafamı sallayıp yutkundum. Sonra bakışlarım daha sıradayken fark ettiğim Taehyung'a kaydı. Bana bakıyordu. Birden Hoseok'la olmam onu şaşırtmış ve meraklandırmış  olmalıydı. Yanında Yoongi, karşısındaysa ise Namjoon oturuyordu. Namjoon ve Yoongi'nin daha dün kavga edip bugün aynı masada oturması garibime gitmişti.

"Tamam, sonra ne konuşacağım? Hem kabul etmezse?"

"Ne bekliyorsunuz, hadi oturalım." Jin'in sesiyle Hoseok açtığı ağzını kapattı. "Geliyorum ben gidin." Jimin ve Jin kafasını sallayıp boş bir yere ilerledi.

"Eder. Edecek. Sonra ise, o konu açacaktır. Sen sadece güzelce devamını getir. Hadi tavşan yaparsın sen" Kafamı onaylarcasına sallayıp ilerledim. 

Bir duygu aradım içimde. Heyecan, korku, gerginlik... Ama bulamadım. Kızın karşısına gelince yan tarafta oturanların bakışlarının bana döndüğünü hissettim. "Oturabilir miyim?"

Mina yemekten başını kaldırıp beni gördü ve samimice gülümsedi. Tatlıydı. "Tabii." Gülümseyip oturdum. "Naber Jungkook?" Elime kaşığımı alırken "İyi, senden naber?".

"İyi bende." Birkaç dakika sessizlik oldu ve kızın çapraz iki masa arkasındaki Taehyung'a baktım o süre boyunca. O da bana. Alayla sırıtıyordu ve kaşı gözü rahat durmazken sinirden kalbim hızlandı ve dil çıkardım ona. Yaptığım hareketle gerçek bir gülümseme verdi.

Kıkırtı duydum ve dil çıkarmayı bıraktım hızla. "Kime dil çıkartıyorsun sen öyle?" Gülerek arkasına döndü ve yüzünde silinen gülümsemeyle Taehyung'a olduğunu anladı galiba.

Taehyung benden bakışlarını çekip kıza bakmaya başladı. Aradan geçen saniyelerde kız hala ona bakarken öksürdüm. Derin bir nefes alarak önüne döndü. Taehyung ise son kez bana baktı ve tepsisini alarak kalktı.

"Jungkook, sana bir şey sormak istiyorum." Bakışlarım ona kayarken hafif kaşlarım çatıldı ve kafamı salladım. "Kim Taehyung, dünkü çocuk muydu?"

Kim Taehyung seni pek alakadar etmemeli.

"Evet..te, niye sordun?" Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken gözlerini hızla etrafta gezdirip dudak büzdü. "Adını fazlaca duydum da. Senin neyin oluyor? Dünkü tavırları falan... sevgilin mi?"

Gözlerim dediği şeyle kocaman oldu. Ne alaka ya! Ne sevgilisi! Kolumu tuttu diye sevgili mi sandın aptal kız! Jimin misin sen!

"H.Hayır. Arkadaşız biz, komşu falan. Hem yönelimim kızlardan yana o da...  O ise yani, onun yönelimi erkeklerden yana. Erkek sever o"

Let's Race? |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin