yakınlaşma ve ayırma sorunsalı

57.9K 5.5K 7.2K
                                    

"Haftaya ödevlerinizi kontrol edeceğim sakın unutmayın!"

Yerimde gerindikten sonra hızla kendimi sıraya uyur pozisyonda gömdüm. Ah sonunda bitmişti şu aptal kadının dersi. Bir de ödev diyordu!

"Kookiee! Kalk hadi." Evet. Bir teneffüs bile huzurum yoktu Park yer cücesi Jimin yüzünden. "Uyuyacağım git başımdan." Tabi ki beni dinlemeyerek ellerini karnıma atmıştı. Hissettiğim ellerle yerimde spastik hareketler yaparken birden sıradan doğruldum. Onu öldürecektim. Jimin kahkaha atarak sıradan kalkmış ve dışarıya koşmuştu. Sınıftakiler bu genel halimize alışık olduğu için siklemezken hızla peşinden koşmuştum. Saniyelik olaylardı tabi bunlar.

Kapıdan çıktığım an gördüğüm manzarayla duraksadım. Yüzümü sırıtma kaplarken daha fazla gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Min Yoongi ve Jimin, çok yakınlardı.

Büyük ihtimalle Jimin çıktığı an Yoongi'ye çarpmıştı ki bedenleri bu kadar yapışık duruyordu. Ha bir de, Yoongi'nin kolları Jimin'in belinde, Jimin'in elleri Yoongi'nin omzundaydı. Etraftan bahsetmeme gerek yoktu herhalde.

İkisi de şaşkınca birbirine bakarken ilk Yoongi kendine geldi. Yüzü normal haline dönerken bakışları Jimin'in dudaklarına kaydı. Tahminimce dudağındaki çok çabuk kabuk tutmuş yaraya bakıyordu. Kaşları çatılırken Jimin kendine gelmiş, o da Yoongi'nin dudağına bakmaya başlamıştı.

Siktir! Yoongi biraz daha dudağına bakarsa Jimin'in kimseyi umursamadan onu öpeceğine adım kadar emindim.

Çünkü en yakın arkadaşım tam bir çatlaktı!

Yoongi bakışlarını Jimin'in gözlerine çevirdiğinde şaşırdığım bir olay oldu.
Jimin Yoongi'yi iterek bedenlerini ayırdı ve ona omuz atıp ilerlemeye başladı.

Yoongi kolları iki yana düşmüş dümdüz bakarken bakışları kimseye deymeden bir şey düşünürcesine etrafta gezdi. Sonra ise iki yanında duran elleri yumruk olurken çenesini sıkarak kaskatı bir hale bürünmüştü. Gözlerini sinir kaplarken kaşları çatılmış hızla Jimin'in tersi yönüne yürümeye başlamıştı.

Şaşkınlığım köşede beni izleyen Taehyung'la gitti. Ben de ona bakarken sırıtarak göz kırptı. Ağzımdan 'hah' nidası dökülürken gözlerimi devirdim ve Jimin'in peşinden ilerledim. 

Koridoru döndüğüm an karşıma çıkan Jin ve Hoseok'la iki saniyelik bir duraksama yaşadım. Onları görmek istemediğim için hızla kenarıya kaydığım an Jin'de kayarak önüme geçmişti. Kaşlarım çatılırken yüzlerine bakmadan sağdan geçmeye çalıştığım an Hoseok önüme kaydı. Sinirlenirken tam ortalarından geçmeye çalıştım.

İkisi de önüme kayarken birbirlerinin omuzlarına sertçe çarpmışlardı. İkisinin eli de acıyan omuzlarını bulurken acıyla inleyerek sinirle birbirlerine bakmışlardı. Bu sırıtmamı sağlarken sırıtışımı silip karşımda kavga eden ikiliye baktım.

"Yeter." dememle Seokjin derin bir alıp gülümseyerek bana baktı. "Merhaba. Biraz konuşabilir miyiz?"

"Hayır." Yüzündeki gülümseme silinirken Hoseok'a döndü. "Ben bunu öldürürüm." Gözlerim kocaman açılırken Hoseok "Sus Jin berbat edeceksin, her neyse. Merhaba Jungkook."

"Oh, adımı öğrenmişsin."

İmalı sesimle gülümsemesi silinirken bakışları Seokjin'e döndü. "Ben bunu öldürürüm." Neden gülmek istiyordum?

"Aptalsın Hobi. Jungkook lütfen konuşalım mı? Eğer yine reddedersen sürekli peşinde dolanacağız?" Tatlı bir şekilde söylediği şey gram etkilememişti beni. Bunu yapmayacaklarını bildiğim için ise  "Hayır." dedim ve bir şey deyip önüme geçmelerine izin vermeden yanlarından geçip kaybettiğim Jimin'in peşine düştüm.

Let's Race? |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin