Kıskançlık.
Damarlarımda kan yerine akmaya başlayan bu, bu, his? Evet, bu his kıskançlık ve deli gibi bedenimi sarıp benliğimi ele geçirirken gözüm hiçbir şeyi görmüyor gibiydi.
Zira sevgilimin etrafında yavru köpek gibi bir saniye bile ayrılmadan dolanan Gayoung başka bir şey görmeme izin vermiyordu.
Gece sadece ikimizin olan evde uyuyup sabah normal evlerimize gitmiş ve hazırlandığımız gibi okula gelmiştik. Kısa yolculuğumuz yine güzel geçmişti.
Okula yaklaşınca ise Taehyung beni çekiştirerek kattığı ara sokakta üstüme kapanıp dudaklarıma yapışmış, beni sersemlettikten sonra ise son bir öpücük ve aklımı götüren sırıtışıyla 'akşam görüşürüz' diyerek okula gitmişti.
Yaklaşık beş dakika falan kendime gelmeyi beklemiştim. Gelinceyse aptal sırıtışımla okula gitmiş, sinir krizlerimin başlamasına sebep olmuştum.
Kaçamak bakışlarımız dışında yine çok bakmamıştık birbirimize kahvaltıda veya teneffüslede ama öğle arasından önceki teneffüs Taehyung'a yapışıp bir daha da ayrılmayan Gayoung benim bakışlarımın bir saniye bile üstlerinden gitmemesine sebep olmuştu.
Şu an ise yemeği yemiş, zar zor bahçeye atmıştım kendimi. Yanımda sevgilisini bırakıp gelen Jimin vardı ve işe yaramayacağını bildiği halde beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Eh, en azından bazen sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Jungkook biraz sakin ol ama ha! Yeter."
Okul binası sayesinde gölge ve neredeyse ful dolu olan amfiye çökmüş, dirseklerimi açtığım bacaklarımda diz uçlarıma koymuş eğdiğim kafamla artan sesten ve sinirden dolayı ağrıyan alnımı ovalıyordum.
"Sakin ol mu? Görmüyor musun iki saattir Taehyung'un peşinden ayrılmıyor geri zekalı kız. Nasıl sakin olayım?"
Ağzından kaçırdığı bıkmış nidayla boynunu kütlettiğini duydum.
"İyi yanından bak, en azından Taehyung yüzüne bile bakmıyor."
Alayla boğazımdan gülerken dilimi ağzımın içinde yanaklarımda gezdirdim. Bakışlarım kirlenmeye başlayan beyaz spor ayakkabılarımda dolandı.
"Ama yanından da kovmuyor."
"Bak Jungkook, Yoongi ve Taehyung arkadaş. İster istemez sevgilimin yanına gittiğimde görüyorum ve duyuyorum ya hani.. Hah, Taehyung kızı sürekli kovup laf sokuyor ama kız salak olduğu için anlamıyor hiçbir şey. Hala yanında hala yanında."
Dişlerimi birbirine bastırıp gıcırdamasına sebep olurken kaşlarım saniyelik çatıldı çıkan sesten.
"Demek kovuyor ha."
"Hım. Kız fark etmiyor ama ben fark ediyorum ifadelerinden. Sürekli ağzını açıp açıp kapıyor."
Anlamadığım için kaşlarımı çatıp ne diyorsun dercesine ona baktım. O ise gözlerini devirip ofladı.
"Gerçekten kıskanınca aklın uçuyor aptal. Diyorum ki, sürekli seni söylemeye çalıştı, sevgilim var demeye çalıştı ama diyemedi sen istemediğin için. Kız da bundan yüz alıyor, malum ayırma planları yapanların içinde o da başı çekiyordu."
Sinirle saçlarımı karıştırıp ofladım ve dikilip derin bir nefes aldım.
"Of! Ne bileyim birden böyle tepesine üşüşeceklerini ya?! Hem ben hiç mi söylemeyelim dedim?! Bir süre dedim! Akşam! Akşam saçını boyuyorum. Kırmızı fazla geldi ona da bana da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Race? |taekook ✔️
FanfictionJeon Jungkook çocukluk arkadaşı Kim Taehyung'la okula gelen yeni kız için yarışa girmişti. • • • "Aynı kız için yarışırken nasıl birbirimize aşık olduk Jungkook?" Bilmiyordum. Ama tahminlerim vardı. Belki de sarhoşken beni öptüğün ve sana karşılık...