Açtığım apartman kapısını içeri girince geri kapatırken buraya attığım her bir adımda artan heyacanımı bastırmaya çalıştım.
"Jimin sence işe yarar mı?"
Zamanı geçirmek istercesine yavaşça merdivenleri çıktım ve Taehyung'un kapısının önünde durdum.
"Tabi olum! Öncekilerde yaradıysa bunda da yarar."
Bugün direk eve gelmek istemiştim çünkü ailelerimiz yoktu. Yemek yerken hallederim bu küslüğü diye düşünmüştüm ama içten içe yemek yerken de suratsız duracağını biliyordum.
İşaret parmağım zile çıktığında dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes aldım. Zile basınca dudağımı kemirip beklemeye başladım.
Yarım dakika içinde hala açılmayan kapıya bir kere daha bastım. Asla ama asla bu saatte uyumazdı. Kaşlarım çatılırken arka arkaya basmaya devam ettim. Cebimde titreyen telefonu çıkarıp ekrandaki mesaja baktım.
Gönderen: Salak
uyuyorum kalkamam evine gitŞokla ekrana bakarken dudaklarım aralandı ve bakışlarım kapıyla telefon arasında mekik dokumaya başladı. Kendime geldiğimde sinirle dişlerimi sıktım ve kapıya yumruk indirip evime ilerlerken 'aptal' diye bağırmayı ihmal etmedim ve evime girdim.
"Gerizekalı! Öküz! Hayvana bak! Çok meraklıyım ben sana sanki! Oğlum var ya.. Keşke hazır vurmuşken iki üç daha vursaydım da dağıtsaydım o iğrenç yüzünü!"
Odama çıkıp soyunurken bağırıyordum. En son pantolonumu ayaklarımı basarak çıkarıp kendimi yatağıma attım ve yüzümü birkaç kere sıvazladım. Kollarımı iki yana açıp sakinleşmek amaçlı tavanımı izlemeye başladım. Tabi bu birkaç saniye sürdü çünkü yattığım yerde çığlık atarak tepinmeye başladım.
"Göte bak! Padişah zannediyor kendini! Beyimizin ayağına gidiyoruz kapıyı açmaya tenezzül etmiyor ibne!"
Dağılan yorganım ve yere düşen yastıklarımla durup nefeslendim.
" Canı isteyince yakınlaşmayı biliyor ama."
Mırıldanıp gözlerimi kapattım ve yan dönüp yorganıma sarıldım. Uykum vardı ve uyuyacaktım. Şu an onu düşünemeyecek kadar yorgundum.
~
Aradan geçen iki saatte uyuyamamıştım. Tamam, kabul. Onu düşünemeyecek kadar yorgun değilmişim. Ama! Amaa, sadece onu düşünmemiştim. Genel olarak hayatı düşünmüştüm. Zihnimin içinde konu konuyu açmıştı. Şimdi ise duştan çıkmış kendimi yine yatağa atmıştım. Duş rahatlatmıştı.
Aklıma Jimin ile konuştuklarımız gelirken ileride pişmanlık çekmemek için ayaklandım. Işığımı yakıp dolabımın önüne gittim ve dolaptan çıkardığım pijama altımı giyip üstüme beyaz bir askılı geçirdim. Boynumu kütletip elimi saçlarımdan geçirdim. Nemliydi. Kuruyunca kıvırcık olacakta ama umursamadım.
Taehyung iti katlanmak zorundaydı.
Işığımı kapatıp balkonuma çıktım. Rüzgar vücudumu yalayıp geçerken ürperip yan demirliklere ilerledim ve biraz korkuyla tutunup Taehyung'un balkonuna geçtim. Hızla demirliklerden uzaklaşıp kapısına yaklaştım ve kolu kaldırıp çektim. Kapı direk açılırken alayla gülüp içeriye girdim.
Aptal hiç kilitlemiyordu kapısını.
Derin bir nefes verip kapıyı kapattım ve yatağına ilerledim. Uyuyordu mal. Uyanmayacağını bildiğim için rahatça yatağın kenarına çöküp elimi yatağa yasladım ve ay ışığının aydınlattığı yüzünü ve mavi saçlarını izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's Race? |taekook ✔️
FanfictionJeon Jungkook çocukluk arkadaşı Kim Taehyung'la okula gelen yeni kız için yarışa girmişti. • • • "Aynı kız için yarışırken nasıl birbirimize aşık olduk Jungkook?" Bilmiyordum. Ama tahminlerim vardı. Belki de sarhoşken beni öptüğün ve sana karşılık...