POTTER KIZ KARDEŞ

Noel Zamanı

~Noel Tatil'inden Bir Hafta Önce~

"Altı tane erkek kardeşle nasıl başa çıkabiliyorsun anlamıyorum. Çok sinir bozucu olmalılar." dedim hayretle. Ginny ile erkek kardeşlerimiz hakkında konuşuyoruz.

"Charlie ve Bill ile uzun zamandır görüşemiyoruz. Burada oldukları zaman bana hep onların prensesiymişim gibi davranırlar ama. Percy ise benimle dertleşmeyi çok sever. Bana küçük kız kardeşiymişim gibi değil de arkadaşıymışım gibi davranır. Asıl sıkıntılar ikizlerde. Fred ve George için Ron ve ben kardeş değil deneğiz. Türlü şakalarını bizim üzerimizde denerler ve babam onlara çok kızar. Aslında çok eğlenceliler ama bunu aşıyorlar." diyerek bana tüm erkek kardeşlerini anlattı Ginny.

"Fred ve George'un Gryffindor'da olmasına şaşırmadım." dedim gülümseyerek. "Peki Ginny, sen hangi evi istiyorsun?"

"Gryffindor tabii ki! Tüm ailem şimdiye kadar hep oradaydı ve ben de gerçekten cesur biriyim." dedi hırsla yumruğunu havaya kaldırarak. "Sen?"

"Aslında bir fikrim yok. Harry Gryffindor'da. Babam ve annem de Gryffindor'daymış. Ama kendimi hem Gryffindor hem de Slytherin gibi hissediyorum." dedim umutsuzca. İki zıt binaya da aitmişim gibi hissediyorum. "Ama kesinlikle Gryffindor'u tercih ederim."

"Sytherin mi? Neden öyle düşünüyorsun?" dedi merakla.

-FLASHBACK

Mr ve Mrs Weasley, Jasie Potter'ın gizli bir yeteneğini keşfetmişlerdi. Bu beş ay içinde Jasie bir kez hastalandı. Onu iyileştirmek ve yanına gitmek zaman almasın diye salona yatırmışlardı.

Jasie normalde her gece rüya görür ama çoğu zaman hatırlamazdı. Asasını aldığından beri her rüyasını hatırlamaya başladı. Weasley'lere hiç anlatmamıştı.

Gördüğü rüyalar genellikle bir çift göz ve içindeki korku olurdu. Beyaz tenli bir yüzde mavili-grili bir çift göz. Bu gözler çok şey anlatıyordu.

Jasie hastalandığı gün sayıklamaya başladı.

"Baba, öyle söyleme. Ben herkesten iyiyim. Baba bana güven. Bana güven baba, ben senin oğlunum. Ben herkesten mükemmelim. Benim adım M-..." diyordu Jasie.

Jasie'yi kontrol etmek için gelen Mr Weasley bunları duymuştu. Ne anlama geldiğini henüz bilmiyordu. Hemen eşini uyandırmak için yanına gitti.

"Molly. Molly, bir problemimiz var." dedi sadece ve onu Jasie'nin yanına getirdi. Jasie şimdi başka bir şey mırıldanıyordu.

"Babamın bana böyle davranmasından nefret ediyorum anne." diyordu.

"Biraz önce de bir isim sayıklıyordu. Ama tam anlaşılır değildi sesi. Çok kısıktı." dedi Mr Weasley.

"Dumbledore'a mektup yazmalıyız."

Ertesi gün Dumbledore'dan cevap geldi. Endişelenecek bir şey olmadığını ve onunla kendisinin ilgileneceğini söyledi. Jasie'nin zihinfendar olduğunu da notlarına eklemişti.

Mektubu okudukları sırada Jasie sadece su istemek için kalkmıştı ve sadece zihinfendar kısmını duydu.

"Zihinfendar da ne demek?" dedi.

Mr Weasley anlatmaya başladı:
"Zihinfendar bir kişi istediği kişinin aklına girebilir, rüyalarını görebilir Jasie. Sen de bunu yapabiliyorsun. Aslında genellikle bu gücü kolaylıkla Slytherin öğrencileri yapar ama-" derken Mrs Weasley öksürerek araya girdi.

"Jasie hayatım aç mısın?"

FLASHBACK END-

"-annen ve baban bunu biliyor. Bu, bu kadar kolay bir güç değil Ginny. Bununla ilgili kitaplar okudum." diyerek açıkladım.