Bu yazın sonunda Weasley'lerin evine geldik. Bu yıl Quidditch Dünya Kupa'sının finali var ve Mr Weasley bizi de götüreceğini söylemişti.
Ertesi gün için Ginny'nin odasında uykuya daldım.
Gördüğüm çok acayip bir rüya vardı. Kapkaranlık bir oda, arkası dönük oturan bir ses ve karşısında saygıyla eğilen, dinleyen Kılkuyruk. Karanlık Lord Kılkuyruk'a bir görevden bahsediyor. Bir de yılan görünüyor. Onları dinleyen adamı fark edince Karanlık Lord, yılana o adamı öldürmesini emrediyor. Yılan saldırırken-
"Jasie! Jasie iyi misin? Uyan!" diyerek beni uyandırdı Ginny.
"Ah iyiyim, evet, iyiyim." dedim uykulu sesle. Kan ter içinde uyandım. Sırılsıklam olmuş saçlarım yüzüme yapışmış.Hermione o sırada kapıdan içeri girdi. Bu sabah gelmiş olmalıydı.
"İyi ki uyanıksınız! Harry ve Ron hâlâ uyanamadılar. Mr Weasley kızacak diye korkuyorum." dedi hemen.
Çok geçmeden hepimiz hazırlanmış bir vaziyette yola çıktık. Mr Weasley, ikizler, Harry, Ron ve Hermione, Ginny, ben. Hepimiz ormanda yürümeye başladık. Ama benim aklım hâlâ o rüyada. Harry'yle konuşabilirim.
Yürürken durdum, Harry'nin yanıma gelmesini bekledim.
"Harry," dedim. "dün bir rüya gördüm-"
"Voldemort'un Kılkuyruk'a görev verdiği ve çiftçi adamın yılanla öldürülmesi mi? Ben de aynısını gördüm." dedi Harry hemen."Peki bu ne anlama geliyor?"
"Hiçbir fikrim yok."
Biraz daha yürüdükten sonra karşımızda bir adam belirdi. Mr Weasley onunla konuşmaya başladı.
"Nasılsın Amos?" dedi Mr Weasley.
"Neden geç kaldınız Arthur?"
"Bazıları," Harry ve Ron'a bakarak, "uyanamadı da. Neyse, oğlun nerde?"
dedi ve o anda ağaçtan bi çocuk indi. Onu tanıyordum. Diggory'ydi o. Hufflepuff'lı çocuk. Yedinci sınıflardaki o çok zeki, çevik, başarılı çocuktu!"Bu yakışıklı çocuk Cedric olmalı." dedi Mr Weasley yüzünde ki mutluluk sırıtışıyla.
"Ta kendisi efendim." dedi Cedric.Cedric'le okulda hiç karşılaşmadım. Ama onu çok gördüm ve çok duydum. Onunla konuşmak istedim sadece. Yakınımda olduğu için bir kaç adım hızlanıp yanına gittim.
"Cedric, merhaba." dedim gülümseyerek.
"Merhaba Slythedor." dedi o da bana gülümseyerek."Bu Quidditch'i çok anlayamıyorum. Zor olmalı." dedim boş boş durmamak için.
"Zor ama reflekslerin iyiyse değil." dedi ve göz kırptı bana.
"Nasıl yani?" derken bir an da tuttu beni.
"Ups, önüne bak." dedi ve omuzlarımı bırakmadan ordan geçmemi sağladı.
"Teşekkür ederim." dedim yine gülümseyerek.Biraz daha ilerlediğimizde oldukça yaşlı olan bir botun önünde dikilmeye başladık.
"Bu da neyin nesi?" dedi Harry şaşkınca.
"Bu bir anahtar çocuklar. Hepiniz bota tutunun." diyerek kısaca bilgi verdi Mr Weasley.Harry hâlâ şaşkınca bakarken botu tutmayı unuttu.
"Harry! Tut hadi!" diyerek uyandırdım hemen onu.Harry temas eder etmez mide bulandırıcı bir yolculuk başladı. Karnım kelebekleniyordu ama nedeni Cedric değildi! Tamamen bu saçma ulaşım sihri yüzünden.
Yere bastıktan sonra kendimizi kalabalığın içinde bulduk.
"Burda yollarımız ayrılıyor Arthur. Hoşçakalın çocuklar."
"Dünya kupasında görüşürüz Amos."
"Hoşçakal Cedric." dedim el sallayarak. Kendime engel olamıyordum. O da bana el salladı.
"Birileri aşık olmuş." dedi Ginny ve Hermione.
"Ne? Neyden bahsediyorsunuz siz?!" dedim alayla.
"Hadi ama! Merak etme Harry'nin haberi olmayacak." dedi Hermione. Bu kızı seviyorum cidden.Çadırımıza vardığımızda büyülü olan her şeyi çok sevdiğimi bir kez daha düşündüm. Çadır kadar güzeldi ki, ev gibiydi.
Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra beklemeden stada yöneldik. Kimse kaçırmak istemezdi bu maçı!
Bizim yerimiz en tepeydi. Sırayla en önde Mr Weasley gidiyordu ardından Ron, Ginny, ikizler ve biz. Teknik olarak en arkadaydım. En arkada olduğum için onları ilk ben gördüm; Malfoy'lar!
"İnanamıyorum Arthur, evinin bu maçı izleyebilecek kadar para ettiğine inanamıyorum." dedi Mr Malfoy.
Lucius Malfoy beni henüz görmemişti. O yüzden Draco Malfoy'a göz attım.
O da dikkatle babasını dinliyordu."Hadi çocuklar, yukarı çıkmaya devam edin." derken Mr Weasley, Lucius Malfoy beni gördü.
"Burada kim varmış? Jasie Potter, sizinle karşılaşmak ne hoş." dedi ve asasının yılan başıyla bacağımı yakaladı.
"Hey! Bırak beni!" ayağımı kurtarmaya çalışırken Harry'nin öfkeyle soluduğunu duydum. Müdahele etmiyor çünkü benim kendimi savunmamı istiyor.
Draco Malfoy'un bana bakışını gördüm. Yemin edebilirim! O ruhsuz bakışların arkasında korku ve gerginlik hissettiğime yemin edebilirim!
"Çok zeki bir çocuksunuz, umarım yakında seçimlerini akıllıca yaparsınız Miss Potter mesela Slytherin evi gibi." dedi Lucius Malfoy. Bunları söylerken neyi kast ettiğini anlayamadım açıkçası.
"Merak etmeyin Mr Malfoy, ben seçimlerimi her zaman akıllıca yaparım. Baba tavsiyelerinizi benim yerime oğlunuzla paylaşın. İyi akşamlar!" dedim ve bacağımı kaçırdım hemen. Yukarı çıkmaya devam ettik.
Maçı da tek solukta izledik.
Ron'un Victor Krum'a aşık olduğunu öğrenmiş olduk. Çadıra geldiğimizde ikizler epeyce bir dalgalarını geçtiler.
Biz Ron'la dalga geçerken Mr Weasley bizi durdurdu. Dışarıdan gelen gürültülü sesleri duyduk. Bir şey oluyordu, dışarıda.
"Çocuklar hemen çıkmamız gerekiyor." dedi Mr Weasley. "Fred ve George, Ginny sizin sorumluluğunuzda. Dikkatli olun ve buradan gidin."
Harry sıkı sıkı elimi tuttu. Sonra sanki bir şey duymuş gibi aniden arkasını döndü. O gürültünün arasından uzak bir yere baktığını gördüm.
"Jas, sakın Ron'un yanından ayrılma. Hemen döneceğim." diyerek beni Ron'un ellerine bıraktı.
"Hey! Harry Potter, hiçbir yere gitmiyorsun." dedim ama duymazlıktan geldi."Üzgünüm Ron." dedim ve kendimi Ron'un ellerinden kurtardım. Ron ve Hermione'de peşimden gelirken, geri dönmem için beni uyarıyorlardı.
Hızla etrafa baktım. Harry'yi aradım gözlerimle. İnsanlar üstüme üstüme geldikleri için yürümekte güçlük çektim. Ayağım takılıp düştüğümdeyse, bilincimi kaybettim.
***
Gözlerimi açtığımda Harry ayakta başka bi yöne bakıyordu.
"Harry?" Dedim.
"Harry! Jasie! İyisiniz. Şükürler olsun." dedi Hermione, yanında da Ron. Birden Barty Crouch geldi.
"Suçlusunuz! O işareti yaptınız! Saldırın!" Neye uğradığımızı şaşırdık. Harry bizi yere çekti lanetlerden kurtulmamız için.
"Barty! Dur o benim oğlum!" diyerek geldi Mr Weasley.
"Ama karanlık işareti yaptı!" dedi Crouch.
"Hadi ama! Onlar daha çocuk! Nasıl yapsınlar?!" dedi Mr Weasley.
"Doğru, o zaman kim yaptı? Gidiyoruz!"
"Orda bi adam vardı!" dedi Harry.
"Kim vardı?" dedi Crouch.
"Bilmiyorum, sadece bi adam vardı."Eski guzel gunler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTTER KIZ KARDEŞ
Fanfiction-DÜZENLENİYOR- Jasie Potter iyi niyetli, kimseye zararı olmayan, bazense anlık gaza gelen sıradışı sayılabilecek bir karakter. Kızıl ve kıvırcık olan saçları, babasından aldığı ela gözleri, ve abisininki gibi bir göz problemi var. Gözlüğünü takmay...