"Jasie, sanırım konuşmamız gerekiyor."
"Bu ses tonu hiç hoşuma gitmedi Hermione."
Hermione zaman döndürücüyle geriye döndüklerinde beni Malfoy'la konuşurken dinlemişler.
"Malfoy'a güvenmemelisin. Ona yardım edemezsin. Onun kalbi çoktan kirlenmiş. Sana zarar verebilir." dedi endişeyle.
"Hermione, Malfoy'a karşı elimde büyük bir koz var. Lazım oldukça kullanıyorum. Merak etme eğer kötü bir şey hissedersem ilk size söyleyeceğim. Harry merak etmesin beni." dedim tane tane.
Hermione anlayışla karşıladı beni. Tam bir abla gibiydi konuştuğumuz akşam. Bir senenin sonunda artık bir ablam olmuştu.
Öte yandan Ginny'ye anlattığımda o da bana aynı şeyleri söyledi.
"Jasie, Malfoy kötü biri. Ona yardım edemezsin." haklılardı. Ama ona yardım edebileceğimi biliyorum!
Henüz kimse farkında değil ama ben farkındayım. Bütün bunları yapmasının nedeni öyle bir ailede büyümesi.
Thedore Nott, Iris Black ve Robert Silver'e de anlattım. Hepsinin düşünceleri birbirinden farklıydı. Farklı bir şeyler duymak karar vermek açısından daha yardımcı oluyordu.
Robert, "Dinle Jasie, seni sürekli aşağılayan birine yardım edemezsin. O senin verdiğin değeri anlamayacaktır." dedi.
Iris, "Draco Malfoy kötü şeyler yapıyor olabilir. Ama tamamen kötü biri değil. Tek başına olduğu zaman iyi bir insana dönüşüyor. Onu etkileyen şeyler var." dedi.
Theo, "Anlamıyorum, onunla neden bu kadar ilgileniyorsun ki? Belki iyi belki kötü biri, ne fark eder? Ona yardım etmişsin etmemişsin ne olacak? O senden hoşlanmıyor, hatta belki de senden nefret ediyor. İyi veya kötü bir insan olmasına değil, sana karşı nasıl olduğuna bak." dedi.
Hepsi haklılardı. Ama neden bilmiyorum burnumun dikine gitmeye devam ettim. Hep bir şekilde onunla konuşmaya çalıştım. Ne onu dinledim, ne de diğerlerini.
Bir kaç gün sonra, yani Hogwarts'ın son günlerinde Remus Lupin'i görmeye gittim.
"Profesör, benim için bir kaç dakikanız var mı?" dedim.
"Senin için hep zamanım var Jas. Ayrıca Remus. Artık profesör değilim." dedi Remus Lupin."Ama neden?" dedim gözlerimin dolduğunu hissederek.
"Kimse çocuklarının kurtadam öğretmenleri olsun istemez de ondan. Hey, ama merak etme. Sen benim kızımsın." dedi Remus Lupin bana yaklaşarak. Göz yaşlarımı güzelce sildi."Seni çok özleyeceğim Remus." dedim ona sarılarak.
"Ben de seni Lily. Artık daha çok görüşeceğiz, merak etme." dedi o da bana sarılarak.Remus Lupin'in odasından çıktım. Koridorda yürürken düşüncelerime daldım.
Sirius, Remus, Harry ve ben gerçekten sonunda mutlu olabilecek miydik? Gördüğüm rüyaları hiç düşünmemeye başladım. Sanırım biraz onu düşünmeö gerek.
Mesela sanırım bazı parçalar yerine oturuyor. Bir kaç ay önce rüyalarımda vücudunda çeşitli yaralar olan birini görmemi şimdi anlıyorum. O biri Remus Lupin'di. Remus'u görmemin nedeni bir bağımızın olmasıydı. Öte yandan aklıma başka bir şey geliyor ve o düşünceye atlıyorum.
Iris Black. Iris benim Slytherin evinde sevdiğim nadir kişilerden. Sirius Black amcası oluyor. Ama hiç ailesinden bahsetmedi bize. Korkuyor mu Sirius'tan? Ya da babası kim? Ya da Sirius'un haberi var mı-?
"Hey! Önüne bakmayı öğrenmedin mi sen?" diyerek düşüncelerime daldı Malfoy. O sırada arkaya doğru sendeledim.
"Sen öğrenmedin mi?" dedim ben de ona karşılık."Kapa çeneni Jasie mini Potter." dedi ve gitmeye hazırlandı. Tam gidecekken durdu ve konuşmaya başladı.
"Gelecekle ilgili şeyler de görüyor musun?""Tanrı değilim Malfoy. Tabi ki hayır. Sadece hissediyorum." dedim ben de.
"Peki benimle ilgili herhangi bir şey hissediyor musun Jasie mini Potter?" dedi merakla yüzünü bana çevirerek."Malfoy, şu sıralar beynim ve rüyalarım kendi bilinç altımda ilgileniyor. Ayrıca yardımımı istemediğini sanıyordum. Fikrini değiştiren nedir?" diyerek konuştum.
"Sadece senin peşimi bırakmayacağından çok eminim. O saçma rüyalarında göreceğin kötü şeyler için endişelenip yanıma koşacaksın. Benim için." dedi o da üstüme yürüyerek.
"Evet evet," dedim önemsiz bir şeyi anlatıyormuş gibi yaparak. "senin hakkında kötü bir şey göreceğim, yapma diyerek boynuna atlayacağım falan. Bunu biliyorsun zaten. Fikrini değiştiren tek şey bu mu?"
"Evet." dedi tekdüze bir sesle
"Sana inanmıyorum." dedim ve arkamı döndüm.
"Profesör Snape senin iksirde çok iyi olduğunu söyledi. Ne o? Geceleri gizlice iksir mi çalışıyorsun?" diyerek durdurdu beni yine.
"Sen değil miydin benden uzak dur diyen?"
"Yoksa sinirleniyor musun? Jasie mini Potter sinirleniyor mu?" dedi. Konuşmayı sürdürmek için bana saldırıyor.
"Kes sesini."
"Birilerinden hoşlanmak için çok küçüksün Potter. Geceleri süt içmek için uyanıyor musun?"
"Kimseden hoşlanmıyorum Malfoy. Kes sesini." gittikçe sinirlenmeye başladığım doğru!
"Thedore Nott, çok sevimli değil mi ama? Sevimli ve aptal."
"Konunun Theo'yla ne ilgisi var?"
"Hiç kimse görmüyor ama ben görüyorum Potter. Şimdi gidip Thedore Nott'la konuşmaya gidiyorum."
"Git, seni tutan ne?" O değil de, Draco Malfoy itin aklına çomağı soktu. Thedore evet tatlı-
"Hey! Düşüncelerimi mi okuyorsun?" diyerek atladım. Onun enerjisini hissettim.
"Evet, onunla konuşmaya gidiyorum." dedi ve sırıttı."Eğer onunla bu konuda konuşursan Malfoy, herkes senin iç dünyanı öğrenir." dedim ve bu sefer oradan uzaklaştım.
~Draco Malfoy
Draco'nun amacı Jasie'nin düşüncelerine girmek kolay mıydı, zor muydu, onu öğrenmekti. Jasie Potter'ı eğer kontrol edebilirse o rüyaları görmeyebilirdi. Elinde kozu kalmazdı.
Ne yazık ki bu fikir aklına son gün gelmişti. Elini çabuk tutmak için saçma sapan konuşmuştu. Ama kız anlamamıştı.
Artık emindi, kızın aklına rahatça girebiliyordu.
***
Hogwarts'taki ilk senemin son yemeği. Profesör Lupin'e Snape'e ve diğerleriyle de vedalaştım. Slytherin arkadaşlarımla son bir gece kaldım ve onlara hoşçakalın dedim.
Gryffindor binasında da ufak bir hüzün vardı benim için. Ortak Salon bir yıl için bile çok anıya sahipti şimdiden.
Büyük Salon'da da son yemeği yedik. Hogwarts Ekspresinden indik ve şuan King's cross istastonundayız.
Harry elimi tuttu. Kulağıma fısıldadı.
"Hogwarts'a geri dönmek için şimdiden sabırsızlanıyorum."
"Ben de!" dedim.
"Bu yaz için hazır mısın Jas?"
"Her zaman."
Evet, bölümleri en başta düzeltirken daha kolaydı. Şuan sanki başka bir hikaye yazıyormuşum gibi geliyor. Neyse, yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTTER KIZ KARDEŞ
Fanfiction-DÜZENLENİYOR- Jasie Potter iyi niyetli, kimseye zararı olmayan, bazense anlık gaza gelen sıradışı sayılabilecek bir karakter. Kızıl ve kıvırcık olan saçları, babasından aldığı ela gözleri, ve abisininki gibi bir göz problemi var. Gözlüğünü takmay...