POTTER KIZ KARDEŞ

Sirius Black'in Dönüşü

Hogwarts'ta turuncu renginin ardından beyaz, beyazdan da sonra yeşil rengi kendisini gösterdi. Cadılar Bayram'ı ve Noel her zamanki gibi çok güzeldi. Ayrıca Mrs Weasley, Harry ve benin için de süveterler örmüştü.

Tabi arara firar haberleri almamız, Sirius Black'in aslında Lily ve James'in çok yakın arkadaşı olduğu hâlde yerlerini ifşa etmesini öğrenmemiz, Hagrid'in çok sevdiği hipogrifi Şahgaga'nın Malfoy'a saldırması nedeniyle ölüme mahkum edilmesi kararını duymamız dışında senemiz güzel geçiyor aslında.

Ayrıca profesör Lupin Harry'ye patronus büyüsü çalıştırıyor, profesör Snape'de beni zihnifendet için çalıştırıyor. Gerçi ben işi tamamen çözdüm sayılır.

İşin garip tarafı biraz Malfoy'du. Slytherin Ortak Salon'da kaldığım bir gece aşırı morali bozuktu. Mektup yüzünden olmalıydı. Onu üzen şeyi çok merak ediyorum ama birazını biliyorum. Rüyamda gördüm.

***
"Farkında değil misin?! Draco, senin ona değer vermen için neler yapıyor Lucius! Anlamıyorsun değil mi? Onu umursamıyorsun bile değil mi? Senin oğlun, oğlu olduğun için gurur duyarken sen ona iyi bir baba olamıyorsun!" diyerek kocasının üstüne yürüdü Narcissa Malfoy.

"Cissy hayatım, Draco benim oğlum, onu ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun-" derken Lucius Malfoy, Narcissa sözünü kesti.
"Peki Draco biliyor mu Lucius?"

"Eminim biliyordur." dedi çok emin bir sesle. Kendinden bu kadar emin olması ve yanlış düşünmesiydi. Narcissa ona acı bir gülümseme bıraktı ve onu koca salonda bırakıp odalarına çıktı.

***

~Draco Malfoy

Draco'nun oldu olası babasıyla sorunları olurdu. Hep kendisini suçlardı ama farkında değildi... çocuk olduğunun.

Daha yedi yaşındayken ilk hayal kırıklığını yaşamıştı.

Gönlünce bir resim boyadı. Babasının beğenmesini, onay vermesini ve tebrik etmesini o kadar çok istiyordu ki! Yılan, aslan, kartal vr porsuk olan bu resimi hem çizmiz hem boyamıştı. Yedi yaşındaki bir çocuğa göre çok yetenekliydi bu konuda.

Hemen babasına gösterdi. Babası ilk önce kağıdı süzdü, gözlerini kıstı, dudaklarını yukarıya kıvırdı ve sesli bir nefes aldı.

"Aslan, kartal ve porsuk. Bunlar ne Draco? Yoksa Slytherin'de olmak istemiyor musun? Ayrıca burada hata yapmışsın, şurası. Bak bir tane daha ve bir tane daha. Resim sana göre değil Draco." demişti Lucius.

Küçük Draco Malfoy'un duyguları incinmişti ama bunu babasına göstermedi. Odasına çıkıp resimi parçaladı ve bir iki göz yaşı döktü.

Bir keresinde de Lucius Malfoy, Weasley'lerin yanında Draco'yu terslemişti. O kadar çok üzmüştü ki onu. O kadar çok kırmıştı ki onun küçük kalbini. Acınası olan hâlâ farkında olmamasıydı. Cissy bile.

Bütün bunların farkında olan tek bir kişi vardı. Jasie mini Potter.

~

Bütün bunları biliyorum. Defterim de yazılı, aklımda hâla. Ama Malfoy bildiğimi bilmiyor. Aslında Şahgaga'nın muhtemel ölümü, onun yüzünden olmasaydı belki yardım etmeye çalışırdım.

Şahgaga birazdan öldürülecek. Büyük Salon'da Harry söyledi. Ben de koşarak peşlerinden gittim ve yetiştim.

"Beni de bekleyin!" diye nefes nefese durdum yanlarında. Onlar da duruyordu çünkü bir kaç adım ötede Malfoy, Crabbe ve Goyle duruyordu.