Hogwarts Ekspresindeki yerimize geçerken Draco Malfoy'un konuşmalarına kulak misafiri olduk.
"Bu sene aslında Durmstrag beni bekliyordu. Ama annem o kadar uzağa gitmemi istemedi..." diye palavralarını sıralarken Hermione, "keşke gitseymiş. En azından bu sene onu çekmemiş olurduk." dedi.
Kompartmana geçtiğimizde Quiddich Dünya Kupası hakkında konuşmaya başladılar.
"İnanabiliyor musunuz? Onlar Ölüm Yiyen'lerdi. Hiçbir güvenlik önlemi yok muydu?" diye isyan etti Hermione.
"Olması gerekenden fazla varmış, babamı korkutan da bu." dedi Ron huzursuz bir şekilde.
"Harry, bence Sirius olanları ve rüyanızı bilmek isteyecektir." dedi Hermione. "Ayrıca Remus Lupin'de."
"Haklısın Hermione. Yazalım hemen." dedim ve iki parşömen kağıdı çıkardım. Yazmaya başladık.
~
Sevgili Remus,
Nasılsın? Umarım iyisindir. Seni çok özledim ama yüz yüze konuşmamızı bekleyemeyecek birkaç şey anlatmalıyım sana.Dünya Kupası'ndan bir gece önce Harry ve ben ilginç bir rüya gördük.
Karanlık Lord, Kılkuyruk ve tanımadığımız başka bir adam, etrafta hiç ışık olmayan bir odada korkunç bir görev hakkında konuşmalarını içeren bu rüyamız aynı zamanda Harry'nin ve benim yara izlerimizi acıttı.
Bu görev ne diye soruyorsun tabi. Karanlık Lord Harry'yi ona getirmesi için tanımadığımız şahısa talimat verdi.
Endişelenme, Hogwarts'a gidiyoruz zaten, Harry'ye göz kulak olurum. Eğer Sirius'ta yanındaysa aynı şeyleri bir de Harry'den okumuş olursun.
Seni seviyorum
babacım.
Sevgiler, Jas
~Mektubu bitirdim ve Harry'ye verdim. Sonra yanlarından ayrıldım.
Theo, Iris ve Robert beni bekliyor olmalılar.
Slytherin'lerin olduğu vagona geldiğimde Draco Malfoy hâlâ konuşuyordu. Birinin ona haddini bildirmesi gerek!
"...Dumbledore bunamış. Bulanıkların dostu-" derken sininlendiğimi hissettim. Hemen yanından geçerken asamı çıkardım. Boynuna yaklaştırdım.
"Ne dedin?" dedim dişlerimin arasından. Anlık olarak aklımdan bu hâldeyken bile alaycı olmasının karizmatik olduğu düşüncesini geçirdim. Çünkü yüzünde alaycı bir sırıtış vardı.
"Dumbledore bulanıkların dostu. Gerçeklerin acı olması benim suçum değil Jasie mini Potter. Şimdi toz ol ve git buradan." dedi beni iyice tahrik ederek. Bütün bunları gülerek söylemesi ayrıca sinirlendirdi beni.
"Malfoy, senin hayatın," dedim ve kulağına yaklaştım. Kimsenin duyamayacağı bir sesle devam ettim. "yalan. Ve bir tek ben biliyorum unuttun mu?"
Sonra geri çekildim. Onu sinirlendirmek için gevşek gevşek gülümsedim.
"Malfoy Malikhanesi'nde durumlar nasıl? Oh doğru, zaten-" biliyorum demeye kalmadan ayağa kalktı, kolumdan tuttu ve karşıdaki boş kompartmana soktu beni."Gerçeklerin acı olması benim suçum değil Malfoy." dedim ve hızla kolumu kurtardım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Hayatımı böyle kontrol edemezsin!" diye öfkeyle konuştu. Bağırmıyordu ama sesi tüyleri diken diken eden türdendi.
"Evet edebilirim. Dinle Malfoy, yol yakınken vazgeç yaşadıklarından." dedim.
"Benim hayatım mükemmel! Benim kadar! Ayrıca bu konu da bir kez daha uyarmayacağım seni." dedi aynı soğuk tınıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTTER KIZ KARDEŞ
Fanfiction-DÜZENLENİYOR- Jasie Potter iyi niyetli, kimseye zararı olmayan, bazense anlık gaza gelen sıradışı sayılabilecek bir karakter. Kızıl ve kıvırcık olan saçları, babasından aldığı ela gözleri, ve abisininki gibi bir göz problemi var. Gözlüğünü takmay...