"Iris biraz konuşalım mı?"
Slytherin Ortak Salon'unda her zamanki yerimizde otururken Iris'i bir kenara çektim. Muhtemelen Robb hakkında konuşacağımızı düşündü ama yanılıyordu.
Yarın Iris'ı Sirius'la buluşturuyoruz!
"Ne oldu?" diye sordu merakla.
"İki konu var. Birincisi; yarın benimle Hogsmeade'e gelir misin?" dedim ve cevap vermesini bekledim.
"Jas, gitmek için iznimiz-"
"Dert etme, babamın görünmezlik peleriniyle gideceğiz zaten." dedim sakin kalmaya çalışarak. "Harry, Ron ve Hermione'de bizimle birlikte olacak."
"Neden benim de gelmemi istiyorsun ki o zaman?" dedi şüpheyle.
"Çünkü Robb'a ve Theo'ya bir şeyler almak istiyorum. Görüşlerine ihtiyacım var." dedim anlık yalan uydurarak.
"Peki. İkinci konu ne?" dedi aynı şüpheyi yüzünden silmeden.
"Bu biraz derin olacak ama, Sirius Black hakkında konuşmak istemiştim." dedim minicik bir ses tonuyla.
"Sirius Black mi? O adam bir Ölüm Yiyen." dedi kaşlarını çatarak.
"Bilmediğin şeyler var bu konuda. Size daha önce anlatmadım ama şu an hazırsın bence." dedim ve durakladıktan sonra devam ettim. "Babam, Remus Lupin, Sirius Black ve Peter Pettigrew eskiden yakın dört arkadaşmış. Peter Pettigrew, kendisini ölü göstererek işlediği bütün suçları Sirius'a atmış.
Geçen sene okulun son zamanlarında Sirius Black'le tanıştık. Remus Lupin ve o bize tüm gerçekleri anlattılar ve Peter Pettigrew'u ifşa ettiler. Ardından Remus Lupin'in vaftiz babam olduğunu öğrendim. Sirius Black'te Harry'nin vaftiz babasıymış.
Sadece Sirius'a olan önyargın kırılsın ve gerçekleri bil istedim." dedim ve gözlerinin içine baktım.
Iris'in gözleri doldu. Hızla bana sarıldı ve ağlamaya başladı. Biraz sakinleşince benimle konuştu.
"O zaman neden beni bulmadı, ulaşmaya çalışmadı?" dedi sesi titremeden.
"Senin yaşadığını bilmiyordu Iris. Bana güveniyor musun?" dedim sakin bir sesle.
Biraz durdu. Sonra gözlerimin içine bakıp gülümsedi ve kafa salladı.
"Biraz dinlen, yarın işimiz var. Bana güvendiğin için teşekkür ederim."
***
"Jas, hediyelerini aldıysan gidelim artık! Çok gerginim."
"Tamam sakin ol. Kimse yokluğumuzu fark etmeyecek bile. Ayrıca çocuklar bizi idare edecekler." Iris'ı Sirius'la buluşturmak için heyecandan öleceğim.
Dükkandan çıktık ve orada Harry, Ron, Hermione ve Fırtık'ı gördük. Tabi köpek bedeninde.
Görünmezlik pelerini üstümüzdeydi tabi. Geldiğimizi belirtmek için bir kaç kere öksürdüm. Harry beni duydu ve yürümeye başladı.
"Nereye gidiyorlar?" diye sordu Iris bana.
"Biz de gidiyoruz." dedim ve başka bir şey demeden peşlerinden gitmeye başladık.
Iris gergindi. Elini tuttum. Biraz daha yürüdükten sonra Sirius'un mağarasına geldik.
Sirius kendi bedenine geçmeden önce bizim görünmemizi bekledi. Pelerini üstümüzden aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTTER KIZ KARDEŞ
Fanfic-DÜZENLENİYOR- Jasie Potter iyi niyetli, kimseye zararı olmayan, bazense anlık gaza gelen sıradışı sayılabilecek bir karakter. Kızıl ve kıvırcık olan saçları, babasından aldığı ela gözleri, ve abisininki gibi bir göz problemi var. Gözlüğünü takmay...
