}1{

31.7K 1.5K 1.7K
                                    

10.11.2019

Jimin bu sabahta erkenden uyandı. Yüzüne vuran güneş ışığına gülümsedi ve yataktan doğruldu. Her gün yeni bir umutla uyanıyordu ve kalkıyordu bu yataktan. Asla isyankâr birisi olmamıştı. Her zaman daha iyisi için çabalayan ve kabullenen birisi olmuştu.

Hazırlanıp çıkması uzun sürmemişti. Saçlarını tarayıp okul çantasını da alınca gitmeye hazırdı. Telefonuna uzanıp cebine attı.
Merdivenlerden hızlı adımlarla inip mutfağa uğradı.

'Günaydın Jimmy.'

Jimin başını annesine uzatıp yanağına öpücük kondurdu. Babası erkenden işe gitmiş olmalıydı. Erkek kardeşi Hoseok ise çoktan kahvaltıya başlamıştı.

'Günaydın Jimin. Kahvaltı edecek misin?'

Jimin başını olumsuz anlamda salladı ve cebinden küçük bir not defteri çıkardı. Bir şeyler yazıp annesine ve kardeşine gösterdi.

'Demek bugün Jungkook ile kantinde atıştırmak için sözleştiniz öyle mi?'

Jimin başını olumlu anlamda salladı ve annesine gülümsedi. Annesi de gülümseyerek karşılık verince Hoseok ayağa kalktı ve Jimin'in omzuna kolunu atıp annesine öpücük atarak kapıya vardı.

Birlikte sohbet ederek okula yürüseler de burada konuşan tek kişi Hoseok'du. Yine de Jimin söylediklerine yazarak karşılık veriyordu. Hoseok ise kendisinden bile çok sevdiği kardeşinin hayata bu denli sarılı ve bu denli azimli olmasına seviniyordu.

Okula ulaştıklarında Jimin el sallayıp kantine yöneldi. Hoseok ise sınıfına ilerledi çünkü arkadaş ortamları çok farklıydı.
İkiside lise son sınıftı, çift yumurta ikiziydiler. Bu yüzden hiç benzemiyorlardı. Huyları da farklıydı hâliyle.

'Hey Jimin!'
Jimin gözlerini Jungkook'a çevirdi ve hızlı adımlarla yanına gitti. Kantinin girişinde dikeliyordu,elinde ise bitmeye yüz tutmuş sigarası vardı. Sigara içmesine ve havalı olmasına aldanmamalıydı,o çok iyi biriydi. Ayrıca Jimin'in en yakın arkadaşıydı.

'Erken geldin dostum,haydi ramen yiyelim.'
Jungkook cümlesini bitirip sigarasını atınca Jimin not defterine yazmaya başlamıştı bile.

'Tabikide sabah sabah ramen yenir Jimin. Bu da soru mu?'

Jimin yüzünü buruştururken Jungkook kıkırdıyordu. Jungkook elini Jimin'in saçlarına atıp karıştırınca Jimin güldü ve Jungkook'un kolunu ısırdı.

'Seni yakalarsam mahvedeceğim Park Jimin!'

Jungkook ile itekleşerek kantine girdiklerinde bütün gözler onlara dönmüştü. Nedeni ise Jungkook'un oldukça popüler birisi olmasıydı. Boş bir masa bulamayınca Jungkook'un arkadaşlarının masasına ilerlerdiler. Jimin gergindi çünkü o grup fazla havalıydı;kötü anlamda.

'Günaydın çocuklar. Hey Yoongi iki tane ramen alır mısın?'

Yoongi başını sallayarak el işaretiyle iki ramen yapınca Jimin de oturmak zorunda kalmıştı. Jungkook arkadaşlarıyla sohbete dalınca Jimin'de gözlerini onlarda gezdirdi. Aslında hepsini tanıyordu. Okulun popüler grubuydu ve herkes Jimin'in bu masada oturmasına şaşıyordu. O buraya ait değildi.

'Eee Jimin. Sende gelecek misin bu akşamki partiye?'

Jimin dikkatini Jungkook'a verdi. Zaten ondan başka hiçkimse onunla muhattap olmazdı. Başını olumsuz anlamda salladı. Jungkook tek kaşını kaldırınca nedenini açıklamak için not defterini çıkardı.

Kalemini eline alınca kıkırdamalar duymuştu. Başını hafifçe kaldırdı ve çevreye baktı. Ramenler masaya gelmişti ama gülmeler bunun için değildi.

'Dostum bu da ne? Jimin deftere mi yazıyor anlatmak istediğini?'

Taehyung'un alaycı sesini duyunca kalbinin kırıldığını hissetmişti Jimin. Kalemi tutan elleri gevşemişti.

'Başka nasıl anlatacak dilsiz o Tae.'

Jungkook Yoongi'ye dönerek boğazını temizledi.

'Tae ve Yoongi kesin sesinizi.'

Jimin gözlerinin dolmasına engel olamayarak ayağa kalkınca defteri yere düşmüştü. Bu ise masadakilerin daha fazla gülmesine neden olmuştu. Jimin hızla defterini alıp çıkışa doğru ilerlerken gözler onun üzerindeydi.

'Jimin beni bekle!'

Jungkook'un sesini duysa da hızını azaltmamıştı Jimin. Yine ve yine bu konudan dalga geçmişlerdi. Sürekli aynı şey oluyordu ve sürekli Jimin ağlıyordu. Bununla baş edemiyordu,bu ona ağır geliyordu.

Gözyaşları hızlanırken okulun çıkış kapısına ulaşmıştı. Sağındaki büyük çamın altına girdi ve görünmeyecek şekilde sindi. Hıçkırıkları gözyaşlarına karışırken bu durumuna yine isyan edemiyordu. Başını dizine kapayıp ağlamaya devam etti.

Her gün olan klasik şeydi. Küçük düşürülmek artık onun için alışılmış bir şeydi. Yine en iyi yaptığı şeyi yaptı; kendisiyle başbaşa kalıp olduğu yerde uyuyakaldı.

Merhaba canımlar♡
Yine yeni bir kurguyla geldimm. Umarım ısınırsınız bu kitaba,iyi okumalarr♡

 Umarım ısınırsınız bu kitaba,iyi okumalarr♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mute 'yoonmin' ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin