Sabahın köründe uyanmıştı Jimin. Saat henüz 7 oluyordu ve haftasonuydu. Bu yüzden kendine kızmıştı,neden haftaiçi de bu saatte uyanamıyordu ki?
Vücudunu yatakla ayırıp doğruldu. Masasının üzerindeki telefonundan gelen ışığa baktı. Mesaj gelmiş olmalıydı ve kimden geldiğini de biliyordu. Bıkkınlıkla nefes verdi ve telefonunu eline aldı.
Jungkook:
Gerçekten Yoongi seninle yakın mı duruyor
İnanması zor biraz da
Yoongi sonuçta bu
Bir bana iki Tae aşkıma iyidir
Taeye aşkım dedim fark etmediysen söyliyim de
Neyse uyudun herhalde
Sabah kahvaltıyı dışarıda yapalım
8 de alırım seni
Görüşürüz Jimin!Jimin bütün mesajları tek seferde okumuştu. Gerçekten yanlış anlayacak diye ödü kopuyordu. Yoongi son günlerde ona tuhaf bir şekilde iyi davranıyordu ve bu tuhaftı işte. Kendisini haz etmeyen biriydi o.
Düşüncelerinden sıyrılıp ayağa kalktı. Jungkook'un mesajlarına cevap vermek yerine lavaboya gitti ve yüzünü yıkadı. Giyinmesi gerekiyordu ve sonra da Jungkook gelene dek bir şeylerle ilgilenirdi herhalde. Jungkook'un söylediği saatte gelmeme huyu olduğundan hazır beklemeyi tercih etti.
Bordo bir kazak ve siyah pantolon giydi Jimin. Hava serindi ve üşümek istemiyordu. Paltosunun cebine not defteri ve kalemini koydu. Cüzdanı ve telefonunu da diğer cebine atıp salona indi. Hoseok hâlâ uyanmamıştı. Anne ve babası ise 9'dan önce uyanmazdı. Haftasonuydu ve kimse Jimin gibi aptallık edip bu saatte uyanmazdı.
Saat 8'e 20 dakika varken pencereden Jungkook'un arabasını görmüştü Jimin. Ayağa kalktı ve onu bekletmemek için hızla evden çıktı.
Arabasına doğru yürürken ön koltukta Yoongi'nin oturduğunu fark edince durmuştu. Yoongi ile göz göze geldiklerinde geldiği yöne geri döndü ve yürümeye başladı. Hemen eve girmek istiyordu. Yoongi'nin burada ne işi vardı umrunda değildi, tedirgin ediyordu Jimin'i.
Jimin evin kapısına ulaştığında Jungkook önüne geçmişti.
'Günaydın kanka.'
Jimin kaşlarını çatıp Jungkook'u kenara itti. Anahtarını kapıya takmaya çalışırken Jungkook kolundan tutup onu çekmeye başlamıştı bile.
'Kahvaltıya gidiyoruz Jimin. Yoongi seni yemez merak etme.'
Jimin Jungkook'a karşı koymak istese de ne kadar aptalca göründüğünü fark etmişti. En iyisi gidip kahvaltı edip geri dönmekti. Yoongi bu hâllerini gülerek izliyordu ve Jimin yanlış anlamasından korkuyordu. Ondan haz etmiyor falan değildi sadece onunlayken rahat olmuyordu.
'Kaçış nereye Park Jimin?'
Jimin başını yere eğip arka koltuğa geçtiğinde utanç verici göründüğünü düşünüyordu. Neden eskisi gibi Jungkook ile sadece ikisi kahvaltıya gitmiyorlardı ki? En azından Jimin tedirginlikten ecel terleri dökmezdi.
Jungkook arabaya binip çalıştırınca Yoongi'nin gözleri aynadan Jimin'i bulmuştu. Jimin üzerindeki gözleri hissedip ona bakınca Yoongi sırıtmakla yetinmişti.
'Birbirinize ısınıyorsunuz gerçekten.'
Jungkook bunu alayla söylemişti. Jimin eğilip Jungkook'un koluna vurdu. Tanrım,bu konuşma çok utanç vericiydi.
'Hiç sorma Jungkook. Tam istediğin gibi sosyalleşiyor.'
Jungkook gözlerini Yoongi'ye dikip ters ters bakarken Yoongi söylememesi gereken bir şey söylediğini anlamıştı.
Jimin gözlerini irileştirip Jungkook'a durması için el hareketleri yapıyordu. Nihayet Jungkook durduğunda arabadan indi,defterine yazdığı notu arabadan inip yanına gelen Jungkook'a gösterdi. Bu sırada Yoongi de yanlarına geliyordu.
'Hayır Jimin onu seninle arkadaşlık etsin diye ayarlamadım.'
Jimin hayal kırıklığıyla Jungkook'a bakıyordu. Arkadaşı zaten vardı, Jungkook ona yetiyordu ama o fikrini bile almadan Yoongi'ye kendisiyle arkadaşlık etmesini söylemişti. Bu zavallıca bir hareketti. Jimin bunu asla istemiyordu.
'Jungkook bana istemediğim hiçbir şey yaptıramaz Jimin. Arkadaşın olmak istediğim için oldum.'
Jimin başını olumsuz anlamda salladı ve arkasını döndü. Ne kadar Yoongi'nin yanında gerilse de onunla arkadaş olması biraz mutlu etmişti kendisini. İlk defa birisi onunla arkadaş olmak için çok uğraşmıştı ama o da Jungkook'un isteğiydi. Kendisini yine o yetersiz çocuk olarak görüyordu. Yardıma muhtaç falan değildi ama Jungkook ona bu muameleyi yapmıştı.
Yoongi'nin kendisiyle arkadaş olmak istemesini şaşırarak karşılamıştı Jungkook. Bu da numaraymış diye düşündü Jimin. Siniri geçiyordu ve yerini üzüntüye bırakıyordu. Neden bunu yapmıştı ki kendisi istemeden? O kendisinin en yakın arkadaşıydı ve bu yaptığı gerçekten onur kırıcıydı.
Sessizce yol alırken arkasından Yoongi'nin gelmesini beklemişti Jimin. Anlamsız bir istekti,o da gelmemişti zaten. Üzüntü ve biraz da buruklukla evin yolunu tuttu. Sabahın soğuğu bile işlemiyordu şu an ona. Tek isteği eve gidip ağlamaktı;ne için olduğunu bilmeden.
Kısacık bir bölümle geldimmm~ İyi okumalar kuzular! Güzel günler çok yakında♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mute 'yoonmin' ✔
Novela JuvenilJimin dilsiz bir çocuktu ama aşk konuşmadan da yaşanmaz mıydı? Yoonmin#1 /20.11/