}15{

12.2K 883 590
                                    

Zil sesi bütün okulu sardığında bu Seoul Özel Lisesi için ders bitimi anlamına geliyordu. Herkes sınıflardan kaçarcasına çıkarken bazıları da dışarıya çıkmak yerine sınıfta aylaklık etmeyi tercih ediyordu.

Yoongi ve Jimin kantine inip kahve içenlerden,Taehyung ve Jungkook da kahve molasını isteyenlerdendi. Bir masaya oturduklarında Yoongi okul ceketini çıkarıp masaya gelişigüzel koydu. Bu ceket onu çok rahatsız ediyordu.

'Yoongi'nin soyunma zamanı geldi.'

Taehyung'un söylediğine Jimin ve Jungkook gülerlerken Yoongi sadece elini sallamıştı.

'Uğraşmama değmezsin.'

Taehyung dilini çıkarıp ayağa kalktığında kahvenin yanına bir şey isteyip istemediklerini sordu. Jimin eliyle donut bölümünü işaret edince Taehyung başını salladı. Artık iletişimde hiçbir sıkıntı yaşamıyorlardı. Jimin tabletini yanında bulundurmasa bile anlaşabiliyorlardı.

Jimin sarı saçlarını düzeltip Yoongi'ye gülümsedi. Yoongi ise yanağını öpüp düzelttiği saçlarını tekrar karıştırmıştı.

'İstediğin kadar düzelt yine bozacağım.'

Jimin kıkırdarken Jungkook öğürme sesleri çıkarmaya başlamıştı.

'Aşkınız midemi bulandırıyor.'

Jimin sahte sinirle kaşlarını çatarken Yoongi güldü. Bu diyalogları çokça kuruyorlardı. Hatta haftasonunu geçirdikleri kampta şakalaşmayı başka boyuta taşıyıp birbirlerini ormanda kovalamışlardı. Çocukça eğlendikleri minik tatilleri hepsine iyi gelmişti aslında,özellikle de kendisini hep eksik hisseden Jimin'e.

'Buraya oturabilir miyim?'

Daniel ve arkadaşları masanın başında dikiliyorlardı. Hepsi anlamaz bakışlarla onlara bakıyordu. Birbirlerini hazmedemeyen gruplardı ve neden şimdi oturmak istediğini anlamamışlardı.

Jimin gülümseyerek sandalyeyi gösterdi ve oturmalarını işaret etti. Düşmanlık yapmak istemiyordu. Elbette onlarla oturabilirlerdi.

Daniel sandalyeyi çekip oturmadan kahkaha atınca Jungkook ve Yoongi kaşlarını çattı.

'Gayler masasına mı oturacağım? Şu dilsize bakın hele inanırmış bana!'

Daniel'in haddini aştığının farkındaydı Jungkook ve Yoongi. Zengin züppesinin tekiydi. Babası Güney Kore elçisiydi ve okul bağışının yarısını sadece onlar veriyordu. Bu nedenle son derece şımarık ve şerefsizdi.

Jimin gözlerini kaçırıp nefes verdi. Hayır şimdi burada olmazdı,daha güçlü durmalıydı.

Daniel kahkahasını zoraki de olsa atarken Yoongi ayağa kalkıp tereddüt etmeden Daniel'in yüzüne yumruğu geçirdi. Daniel sendelerken Yoongi burnundan soluyordu. Sevdiği kişiye dilsiz mi demişti o?

'Hadi o kelimeyi tekrar kullan orospu çocuğu!'

Kantindeki öğrenciler çevrelerine toplanırken Taehyung hızla gelmişti. Elindeki kahveleri masaya bırakıp Jungkook'un yanında durdu. O da sinirle Daniel ve üç kuyruğuna bakıyordu.

'Gayler masası demek? Birileri bizim hükmümüzü unutmuş olmalı.'

Jungkook'un buz gibi sesine ek olarak Daniel'in öfkeli sesi karşılık vermişti. Bu sefer sesi eskisi kadar cesaretli değildi çünkü okulda kimsenin sataşmaya cesaret edemediği Jungkook,Yoongi ve Taehyung üçlüsüne meydan okuyordu.

'Öylesiniz tabi. Erkekliğin yüz karaları!'

Jungkook dilini yanağına dayayıp sırıttı. Bu sırıtma bir felaketin habercisiydi. Saniyeler sonra Daniel'e ikinci yumruğu yerleştirmişti ama bu sefer kuyrukları diyerek tanımladıkları Daehwi,Do Hwan ve Taemin de kavgaya karışmıştı.

Mute 'yoonmin' ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin