Jimin o sabah daha iyi uyuduğunu hissederek uyandı. Saniyeler içinde doğrulup kalkmış,hatta 10 dakika içinde duş bile almıştı. Kahvaltısını da büyük bir iştahla yapmıştı. Şimdi ise Yoongi'nin kendisini götürmek için söz verdiği kampa gidiyorlardı.
Yoongi'nin kamp hakkında anlattığı şeylere odaklanamıyordu. O kadar heyecanlıydı ki arka koltuktaki Jungkook ve Taehyung ikilisi bile onu rahatsız etmiyordu. Malesef yalnız gitmesine ailesi izin vermemişti. Jungkook'u tanıyıp güvendikleri için onlarda geliyordu. Elbette gelmelerini isterdi Jimin ama Yoongi ile özel bir şeyler yapma fikrine fazlasıyla kapılmıştı.
'Jimin peki tek sorum olacak,Yoongi'ye nasıl katlanıyorsun?'
Jungkook sanki büyük bir hayret içindeymiş gibi konuşunca Taehyung kahkaha patlattı. Yoongi ağzına gelen küfürü ederken Jimin sadece gülümsemişti. Tabletine uzandı ve tek kelime yazdı.
'Seviyorum.'Taehyung ıslık çalarak Jungkook'a baktı. Sevmek hakkında çok şey öğrenmişti.
Jungkook asla pes etmeyerek tekrar öne eğildi. Arabayı Yoongi kullanıyordu.'Tamı tamına 1 haftadır sevgilisiniz bence artık ayrılın. Jimin,kardeşim..Bu öküzle zaman geçmez.'
Yoongi elini kaldırıp sertçe Jungkook'un alnına vurunca Jungkook geriye gitmişti.
'Ne vuruyorsun lan!'
Taehyung gözlerini devirip Jungkook'u kollarına aldı. Aptaldı ama seviyordu. Jimin gibi.
'Jungkook çeneni sikerim.'
'Sik çenemi Yoongi-ah.'
Jungkook eğlenmeye tam gaz devam ederken Taehyung ve Jimin sadece sabır diliyordu. Arabayı 5 dakika almadan kahkahalar doldurmuştu tekrar. Birlikte geçirdikleri zamanları çok seviyordu Jimin.
Telefonunun tanıdık melodisi ile elini cebine attı Yoongi. Babası arıyordu ama açmak istemiyordu. İçinde kötü bir his vardı,bu anı mahvetmek istemiyordu. Mutlu olmak istiyordu.
'Açacak mısın?'
Taehyung'un sorusuna karşılık boğazını temizledi ve telefonu açtı.
'Evet?'
Babasının sarhoş sesi kulaklarını doldurunca direksiyonu sıktı. Açmamalıydı telefonu.
'Neredesin orospu çocuğu! Derhal eve gel!'
'Gelmeyeceğim.'
Güpegündüz içiyordu ve dövmek için Yoongi'yi eve çağırıyordu. O bir baba değildi,canavardı. Nefret ediyordu ondan,ölesiye nefret ediyordu.
Babası küfürler savururken telefonu kapattı. Cebine koymadan önce sessize aldı. Huzurlu olmak istiyordu. Artık kavga gürültü istemiyordu. Jimin ile mutlu olmak istiyordu.
Jimin'in elini kendi elinin üzerinde hissedince tuttuğu nefesini verdi. Taehyung ve Jungkook anlamış olmalıydı ki bu derin sessizlik bozulmuyordu. Jimin ise..emin değildi. Anlamamış olabilirdi ama hissettiği kesindi.
Orman yolunda ilerlerken son dönemece girmişlerdi. İleride seyrek çadırlar görüş alanına girince sohbet tekrar başlamıştı. Taehyung ısrarla Jungkook ile aynı çadırda uyumak istediğini söylüyordu.
'Taehyung sakinleş bebeğim. Tamam seninle yatarım.'
'Zaten yatacaksın. Başka ihtimal mi var?'
Taehyung bilmişçe Jungkook'u süzdü. Bu sırada Yoongi arabayı park etmişti. Birer birer inerlerken kamp görevlisi onlara yaklaşıyordu. Zayıf ve uzun boylu bir adamdı. Yoongi'nin buraya ilk gelişi değildi.Haftasonunu geçirmek için mükemmel bir aktiviteydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/205624081-288-k22466.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mute 'yoonmin' ✔
Teen FictionJimin dilsiz bir çocuktu ama aşk konuşmadan da yaşanmaz mıydı? Yoonmin#1 /20.11/