}8{

14.8K 1.1K 705
                                    

Jimin elindeki üzerinde Iron Man yazan kurşun kalemini çevirdi. Bir türlü Tarih sorularını anlamıyordu ve artık patlayacak gibi hissediyordu.

Son soruyu da okuyup uğraştıktan sonra çalışma masasından kalktı. Yatağına gidip büyük peluş ayısına sarıldı ve uzandı. Bu sırada telefonundan bildirim sesi gelmişti.

Yine ne var dercesine telefonu eline alıp gözlerini devirdi. Emindi ki Jungkook geçen gün için bir şeyler yazmıştı. Gerçi bunu dün yapmıştı, Jungkook ile araları yine bir şekilde düzelmişti. Tek arkadaşıyla küs kalamazdı Jimin,ayrıca onu seviyordu.

Ekran kilidini açtığında karşısında Hoseok ile selfieleri vardı. İkiside olabildiğince gülümsemiş ve sahilin kavurucu sıcağında kumlarda oturmuşlardı. Bu fotoğrafın çekildiği günü çok iyi hatırlıyordu. Hoseok yine yaşam dolu gülüşüyle her yere sevgi saçmıştı.

Şimdi ise odasında bilgisayar oyunları ile ilgileniyordu. Jimin iç çekip mesaj bölümüne girdi. Mesaj gönderen kişinin numarası kayıtlı değildi.

0xxx...:
Naber Park Jimin

Jimin yüzünü buruşturmuştu. Onunla konuşmak istemiyordu. Görüldü atmak en iyisiydi.

Kalkıp çalışma masasına döndüğünde telefonunun çaldığını duydu. Yoongi arıyorsa açamazdı. O kendisiyle arkadaş olunca biraz mutlu olmuştu Jimin. Ama artık inanmıyordu,neden kendisiyle olsundu ki?

Telefonunu eline aldı ve açtı.

'Yalnız o görüldüyü götüne sokarım Park.'

Jimin nefesini tuttu ve telefonu sıkıca kavradı. Yoongi sinirlenmişti,ondan korkmuyordu ama sesi korkunçtu. Ayrıca kelimeleri buz kesecek cinstendi.

'Yarım saat sonra Seattle Park'ta ol.'

Jimin henüz cümlesinin bittiğini duymuştu ki Yoongi telefonunu kapatmıştı. O korkunçtu ve Jimin'i tedirgin ediyordu.

Acaba geçen gün onları arabada bırakıp eve döndüğü için sinirlenmiş miydi? Ama haklıydı,dürüst bir arkadaşlık kurmamıştı onunla. Jungkook'un isteğiydi bu.
Yine de o zamana sinirliyse ve bana bir şey yaparsa diye düşünmekten kendini alamadı Jimin.

Saçlarına sprey sıkıp tararken bütün düşünceleri dağılmıştı. Gereksiz yere kuruntu yapıyordu,en fazla bağırırdı ve bu da Jimin'in umrunda olmazdı. Zaten arkadaş değillerdi.

'Kardeşim harika görünüyorsun. Yoksa randevun Jungkook ile mi?'

Jimin arkasını döndüğünde kendisini izleyen Hoseok ile karşılaşmıştı. Not defterine 'Defol git Hoseok,Jungkook benim arkadaşım.' yazıp uzatınca Hoseok burnunu kırıştırmıştı.

'Taehyung'a abayı yakmıştı o. Unutmuşum.'

Hoseok omuzlarını silkip Jimin'e yaklaştı. Kulağına eğilip usulca konuşmuştu.

'Kim olduğunu gelince kesinlikle anlat. Bol şans kardeşim.'

Hoseok, Jimin'i sinir etmeyi başardığını hissediyordu. Salına salına odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı.

Hoseok odadan çıktıktan 5 dakika sonra Yoongi tekrar mesaj atıp parka gelmekten vazgeçtiğini haber vermişti. Kendisini evin önünden alacaktı. Jimin bu mesaja da görüldü atmıştı.

Jimin annesine haber verip çıkmıştı. Şimdi ise evinin önüne yanaşan siyah Range Rover'ı süzüyordu. Gerçekten böyle arabalara nasıl biniyorlardı anlamıyordu. Zirâ babası yeni aldıkları arabalarını kullandırtmıyordu bile.

Mute 'yoonmin' ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin