Pencereden içeriye vuran güneş ışığı uyandırmamıştı bugün Jimin'i. Daha doğrusu gece sürekli uyandığı için tam olarak uyudum bile diyemezdi. Aklı hâlâ Jungkook'un ve Yoongi'nin onu görmesindeydi. Jungkook en yakın arkadaşıydı,ona kızsa bile affedebilirdi. Ama Yoongi'den çekiniyordu.
Ona istemeden kulak misafiri olduğunu, Jungkook için endişelenip geldiğini anlatamazdı. Onun defterini çıkarıp yazmasını bekleyecek birisi bile değildi. Açıklamasına fırsat bile vermezdi.Gözlerinin buğulanmasına engel olamıyordu Jimin. Hayat onun için çok zordu, konuşmak istediği birçok an oluyordu ve tek kelime edememek ona ağır geliyordu.
'Günaydın Jimin!'
Hoseok'un neşeli sesiyle düşünceleri dağılmıştı. Yanına gelip alnına öpücük kondurmasına izin verdi.
'Erken uyanmışsın,şaşırdım doğrusu.'
Yanıt olarak gülümsemekle yetindi Jimin. Daha fazlasını yapamazdı zaten.
Üzerinden örtüyü attı ve doğruldu. Gözlerini ovuşturarak ayaklandı fakat Hoseok hâlâ odadan çıkmamıştı.
Bir şey isteyeceği zamanlar böyle beklerdi. Ellerini arka cebine sokar ve kesintisiz bir şekilde gülümserdi.Jimin eline kalem aldı ve defterine yazdı.
'Ne istiyorsun Hoseok?'
Hoseok'un gülümsemesi sırıtmaya dönüştü.'Bak kardeşim bu akşam Jungkook evinde parti veriyor. Annemden izin istedim ama senin eve kapanık durmandan endişelendiği için sadece birlikte gidebileceğimizi söyledi.'
Gülümsemesi tedirginliğe dönüşürken başını olumsuz anlamda salladı Jimin. Gitmek istemiyordu,henüz Jungkook ile bu konuyu konuşmamıştı bile. Bugünün Cumartesi olması konuşması için 2 günü olduğunu gösteriyordu. Çünkü mesajlarına da cevap vermemişti.
'Hadi ama Jimin! Lütfen.'
Hoseok kendini acındırmaya başlamıştı bile ama Jimin kararında kesindi. Gitmek istemiyordu.
'İyi o zaman bende yalnız giderim. Annemde partiye kaçtığımı duyunca bana ceza verir. Bende büyük ihtimalle haftasonlarımı evde geçiririm.'
Jimin bu tehdidin nereye gittiğini anladığı için gözlerini kısmıştı.
'Ben evden çıkamazsam sende yeni çıkacak Avengers filmine yalnız gidersin. Ve en nefret ettiğin şeyin sinemada yalnız olmak olduğunu biliyorum.'
Jimin dil çıkarıp üstüne ceketini aldı. Odası biraz serindi ve üşüyordu. Hoseok'un tehdidini değerlendirdi. Hâlâ gitmesine yeterli bir sebep olmadığı için merdivenlere ilerledi.
Hoseok arkasından hızlı adımlarla geliyordu,iknâ çabaları hâlâ sürüyordu.'Çok istediğin Iron Man robotunu alacağım sana.'
Jimin başını olumsuz anlamda salladı ama iknâ olmaya başlamıştı. O robotu odasında istiyordu ve asla annesi almıyordu. Çocuk gibi davranma Jimin diye azarlardı onu.
'Sinema biletlerini de ben ödeyeceğim. Hatta mısırı ve kolayı da!'
Jimin mutfağa girmesine bir adım kala durdu. Hoseok meraklı gözlerle cevabını beklerken o defterine neden bu kadar gitmek istediğini soran bir soru yazdı.
'Dostum çünkü partiye Seokjin'de geliyor.'
Jimin yüzünü buruşturup öğürme taklidi yaptı. Bu Hoseok'un kahkaha atmasına neden olmuştu. Onun bu denli güzel bir kahkahası varken Jimin'de gülmeden edemedi.
'Sen aşık olmadan anlayamazsın bunu.'
Jimin defterine hızla bir şeyler karaladı.
'Bir erkeğe aşık olmam mı? Aşık olacağın kişiyi kendinin seçebileceğini mi sanıyorsun Jimin?'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mute 'yoonmin' ✔
Teen FictionJimin dilsiz bir çocuktu ama aşk konuşmadan da yaşanmaz mıydı? Yoonmin#1 /20.11/