5

66 13 0
                                    

Multimedia : Yazlığın salonu.

Tavana bakarken daldığımı fark etmemiştim. Bir süre sonra bi anahtar sesi duydum. Elif gelmişti. Onunla konuşmak istiyo muydum yoksa biraz daha mı zamana ihtiyacım vardı bilmiyordum.

Elif , "Ben geldim!" Diye bağırdı. Alt kattaki yatak odasında yattığım için yanlızca odadan çıkıp salona yürüdüm. Elif koltuklardan birine yayılmış telefonuna bakıyodu.

"Hoşgeldin" dedim. O da gülümsedi. Yanına oturdum. İkimizde sessizdik. O telefonuna bakıyordu bende ellerime.

Galiba konuşmaya ihtiyacım vardı. "Elif" dediğimde bana döndü ve ne oldu anlamında başını salladı. "Şu Selim varya... Sence nasıl bi çocuk ?" Diye sordum. Elif "Bilmem, normal işte." Diyip telefonuna geri döndü.

Ayağa kalkıp yanına oturdum ve manalı bi sesle "Eliif" dedim.

O da "Evet Deniz dinliyorum , çıkar ağzındaki baklayı" diyip güldü. Ne diyceğimi bilemiyodum fakat birşeyler demek zorundaydım. "Ben...bilmiyorum sanki iyi bi çocuk gibi dimi ? Yani...anlatmak istediğim şey...Burda hiç arkadışımız yok , onunla arkadaş olabiliriz belki.. hı ?" Dedim.

Elif gülmeye başladı "Deniz tam bi alemsin. Bu çocuğa aşık mı oldun yoksa ?" Dediğinde biraz utandım. Cevap vermedim. Ayağa kalktım ve "Neyse belkide bu konuyu hiç açmamalıydım" dedim. Elif "Hey! Biz çok iyi arkadaşız Deniz ne sorun var bunu söylemekte ?" Diye sordu. Ona gerçekten , tüm hislerimle cevap vermem gerektiğini anlamıştım.

"Bak , ben ilk defa böyle bir duyguyla boğuşuyorum. İlk gördüğüm andan beri onun ilgi çekici olduğunu düşünüyordum. Ve bilmiyorum ama.. onunla daha yakın olmak istiyorum. Onunla tanışmak istiyorum , arkadaş olmak istiyorum. Hatta belkide ilerde sevgili. Daha onu hiç tanımıyorum , evet. Ama o beni etkiledi. Selim'le sohbet etmek istiyorum. Konuşmak , sesini doyasıya duymak. Belki bi akşam için onu davet etmeliyiz, ne dersin ?" Dedim. Elif bana sevgi dolu bakıyordu. Ayağa kalktı ve bana sarıldı.

"Tabiki Deniz , tabiki çağırırız. Sen mutlu ol. Ha bide bende iyi bi çocuk olduğunu düşünüyorum onun. Eğer..ilerde sevgili filan olursanız yani...seni mutlu edebilceğine inanıyorum. İstersen yarın bile çağırabiliriz." Diye cevapladı.

Elif'i seviyordum. O gerçek bir dosttu. Her zaman yanımda olacağına ilk günden inanmıştım. Saat 20.00 olduğunda hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Elif ve ben televizyonda bir film izliyoduk.

Merdivenlerden ayak sesleri duyduk. Yorgunluğuyla kendini yataklara atmış olan Berk sonunda uyanmıştı. Durgunca "Hello.." diyip yanımıza oturdu. Hello ? Berk Hiç ingilizce sözcükler kullanmazdı. Elif bi kahkaha patlattı " Ne o ? Kendini ingilizceye mi kaptırdın bu aralar ?" Diye sordu. Berk de "Ha ha. Aklıma geldi söyledim , çok değişik bi olay aaa ne kadar değişik.." diye dalga geçti.

Filmimi kaçırıyodum ve "Of tamam susun gevezeler. Filmi izleyemiyorum" dedim. Elif'de bana hak verdi ve izlemeye devam ettik. Filmdeki kadın Jack adlı bir adama aşıktı ve tam şu anki sahnede Jack'e aşkını itiraf ediyordu. Hemde sahilde.

Onları gördüğümde aklıma Selim geldi. Acaba hala dükkanda mıydı ? "Elif" dediğimde Elif bana baktı ve bende ona göz kırpıp "Ben gidiyorum" dedim. Elif 'tamam' anlamında başını sallayıp tekrar filme döndü. Berk "Nereye gidiyosun?" Diye sorduğunda duymamazlıktan geldim ve yazlıktan çıktım. Yazlığın arkasına çıkmadan önce , duvara yaslanıp derin bir nefes aldım. İtiraf etmiycektim fakat yazlığa davet edicektim.

Selim'in dükkanının (Belkide yalnızca orda çalışıyo) önüne geldim. İçeri girdiğimde Selim yoktu. Onun yerine yine o yaşlı amca vardı. "Merhaba kızım ,buyur" dedi. Bende yaşlı amcaya Selim'i sordum. Selimle konuşmak istiyodum bu nedenle içimden umarım uzak biryerlerde değildir diye geçirdim.

Yaşlı amca Selim'in sahilde yürüyüş yaptığını söyledi. Oh , uzakta değildi. Teşekkür edip dükkandan çıktığımda havanın tamamen kararmış olduğunu gördüm. Etraf sokak lambalarıyla aydınlanıyordu.

Tekrar yazlığımızın ön tarafına geçip denize doğru yürüdüm. Sahilde ışık yoktu. Kapkaranlıktı, ve deniz insanı rahatlatıyordu. Aslında emin değildim. Belkide korkutuyordu o kapkaranlık deniz. İnsana acılarını hatırlatıyordu. İnsana....hayatın birgün sona ericeğini hatırlatıyordu....

Ayaklarımda parmak arası terliklerim vardı. Terliklerimi elime aldım ve denizin dalglarının ayaklarıma vurmasına izin verdim. İleride aynı benim gibi denizin içinden yürüyen birisi vardı. Belki Selim'dir diye koşmaya başladım. O kişi ile aramda 2 metre kadar bir mesafe kaldığında durdum. Hızlı adımlar atmam ona yetişmem için yeterliydi.

Yan yana geldiğimizde "Selim , sen misin ?" Diye sordum. "Evet ama sen...bi saniye... sen o kızsın di mi? Üzgünüm ismini unuttum adressiz kız..." dediğinde gülmeye başladık. "Deniz" dedim.

Bana baktı ve "Deniz..ne hoş bi isim..Şu anda denizin içerisinden yürüyorum ve yanımdada ayrı bir deniz var. Siz ikiniz, kafamı karıştırıyorsunuz.. hanginiz gerçek deniz ?" Diyip güldü. "Soğuk bir şaka mıydı bu ?" Dedim. Ve bu sefer ikimizde güldük.

Ortam sessizleşmişti. İkimizde susmuştuk. Bir yandan yürüyor , bir yandanda denizin dalgalarını dinliyorduk.. Onu davet etmek için yanına geldiğimi unutmuştum.

Aradan 5 dakika geçtiğinde , artık davet etmem gerektiğini düşündüm ve önüne geçtim. Durmak zorunda kaldı. "Selim...hani sen bana adresimi sormuştun ya..bende cevap vermemiştim. İşte onu telafi etmeliyim değil mi ?" Diye sordum.

Selim güldü. Bende devam ettim, "Yani diyorum ki...yarın akşam yemeğinde bizim yazlığa gelmeye ne dersin ?" Vericeği cevabı beklerken Selim'in gözlerini düşündüm. Evet , karanlıktı ve gözükmüyolardı... fakat onları hissediyordum. Sanki ayağıma vuran dalgalar , onun gözlerindeki masmavi denizin dalgalarıydı.

Selim, "Çok memnun olurum..hatta çok çok memnun olurum..çoooook memnun olurum" dedi ve ikimizde gülmeye başladık. Yürümeye devam ettiğimizde , saat geç olmuştu ve rüzgar yüzüme çarptıkça hafif bir titreme geliyordu.

Selim, "Üşüdün mü ? Üşüdüysen eve gidebiliriz. Nede olsa yarın görüşücez ?" Dedi. Ondan ayrılmak istemiyordum fakat , biraz üşümeye başlamıştım. Kabul ettiğimde geldiğimiz yolu geri yürüdük.

Yazlığımın önüne geldiğimiz zaman terliklerimi giydim ve hoşçakal dedikten sonra , yazlığın kapısını açtım.

Hala ordaydı , ve bana bakıyordu. Kapıyı kapatmadan önce ona baktım ve el salladım. O da el sallayıp yürümeye başladığında kapıyı kapattım ve salona geçtim. Berk ve Elif koltuklarda uyuyolardı.

Berk'in o kadar saat uyuduktan sonra nasıl bu kadar derin uyuduğunu aklım almıyordu fakat kafa yormadım. Üst kattaki yatak odalarından birisine girdim ve camı açıp denizi izledim.

Denizi izliyordum fakat , Selim'i düşünüyordum....

PerdelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin