Multimedia : Ryan
Elif kapıyı açtığında ne merhaba dediler nede bişey yaptılar , Selim direk kulübeye girdi. Kulübede ne konuşacaklarını öylesine merak etmiştimki , aklımdan sinsice şeyler geçti. Öyle ki , ben bile kendime şaşırmıştım. Selimi ararsam belki birşeyler duyabilirim diye düşündüm ve telefonumu elime aldım.
-Alo
+Alo Selim , nerdesin buluşalım mı bir yerde ?
-Şu an olmaz ama biliyosun , bu akşam seni alıyorum bi yere gidicez.
+Restorant demiştin , başka planların mı var ?
-Boşver sen onu , benim kapatmam lazım.
+Tamam ama sen nerde-----
Tam cümlemi tamamlıycakken , Selim'in arkasından bi ses duydum. Elif'in sesiydi ve , "evet" diyodu. Ve o anda bir çarpma sesi duydum. Belli ki telefon yere düşmüştü. Selim'in ve Elif'in uzaktan gelen sesini duyabiliyordum. Amacıma ulaşmıştım.Selim telefonu açık unutmuştu. Elif her ne için "evet" dediyse , teşekkür ederim çünkü bu Selim'in telefonunu düşürmesine yol açtı.
Selim, "Gerçekten mi ? Sen ciddi misin ?" Diye sordu. Elif , "Selim telefonunu kapattın mı ? " dediğinde içimden "Lanet olsun" diye geçirdim. Tam o sıradada telefon kapandı. Telefonumu cebime koydum ve son kez kulübeye baktım. Ne konuşuyolardı ? Daha birşey öğrenemiyceğimi anladığımda , arkasında bulunduğum ağacı terk edip geldiğim yolu yürümeye başladım.Başlamıştım başlamasına ama nereye gittiğimin farkında değildim.Hatırlamaya çalıştım ama yol diye birşey yoktu orda. Ağaçlar , ağaçlar , ağaçlar... En sonunda umudumu kestiğimde bi ağacın kenarına oturdum ve Berk'i aramaya karar verdim.
Telefonumu elime aldığımda , omzumda bir el hissettim. Öyle büyük bi çığlık atmıştım ki , galiba tüm orman duymuştu.Arkamı döndüğümde , bir adamın bana baktığını gördüm. Ayağa kalkıp geri geri gitmeye başladım. Genç adam ,"Dur korkma , sana bişey yapmak için burda değilim , galiba kayboldun onun için burdayım"
Ben hayatımda herkese güvenmiştim, ama artık ne Elif'e ne de Selim'e tam olarak güvenmiyordum. Daha en yakınlarıma bile güvenemezken bu yabancıya mı güvenicektim ? O sırada aklıma Hansel ve Gratel geldiğinde , genç adamın şeker kaplı bi evi olabilceğini ve beni pişirip yiyebilceğini düşünüp dayanamadan güldüm. Bana niçin güldüğümü sorduğunda o da gülüyodu. Aramızdaki mesafeyi kapatmadan , "Yok bişey , hem sen kimsin , sana neden güveniyim ?" Dedim.
"Bilmem. Belki kaybolduğun içindir" diyip güldü. Yakışıklıydı. Kahverengi saçları vardı ve gerçekten yakışıklıydı. Ama tabikide Selim'in yerine geçemiyceğinden kendimi pekde kaptırmadım ve cevap verdim, "Kaybolmadım ki ben. Rahat bırak beni yoluma devam etmeliyim."
Arkasındaki ağaca yaslanıp kollarını bağladı. 'Cool' bir gülümsemeyle bana bakıyodu. Sırtımı ona döndüm ve yürümeye başladım. Sanki nereye gittiğimi biliyomuş gibi yapıyodum fakat en sonunda boşa uğraştığımı anlayıp arkamı döndüm. Hala beni izliyodu. "Peki..Seninle geliyorum" dedim.
Yüzündeki gülümseme yayılmıştı . Ona yaklaştım ve yürümeye başladık. Ormanın içinde yürürken "Ben Ryan" dedi. "Bende Deniz.. Sen yabancı mısın ?" diye cevapladım.
"Evet, annem ve babam İngiltere'de evlenmişler fakat,..aralarındaki sorunlar yüzünden annem ülkesinden kaçıp Türkiye'ye gelmiş. O zamanlar daha çok küçükmüşüm , bunları bana , bu adadaki bi esnaf amca anlattı. Çünkü o büyütmüş beni. Annem beni onların dükkanlarının kapısına bırakıp gitmiş , ve bir not bırakmış. Bütün bunları o notda anlatıyormuş...Birde notun sonunda , intihar ediceği yazıyomuş , zaten bu nedenle beni bırakıp gitmiş. Marketin sahibi olan Ahmet Amca beni sahiplenmiş ve kendi çocukları gibi büyütmüşler beni eşiyle... Fakat bigün ben kaçtım onların evinden. Amacım annemleri bulmaktı. O zamanlar bilmiyodum annemin intihar ettiğini. 15 yaşındaydım , bundan 5 sene önce. Bu ormana girdim. Geri yolumu bulamayınca ormanda bi ev arayışına girip şuanki evimi buldum. Bi sonraki gün bir çok adamın sesiyle uyanmıştım. Birisinin sesi Ahmet amcaydı . "Ryan burda mısın !?" Diye bağırışlar ile açmışlardı kapımı. O günden sonra , Ahmet amca herşeyi anlattı. Onlarda kalmam için ısrar etmişti fakat ben orman hayatını daha çok sevmiştim. Benim için kulübeyi düzenlediler , eşyalar koydular ,onardılar. Şimdi burda kalıyorum" dedi ve yürümeyi bırakıp eliyle önümüzde duran kulübeyi gösterdi.
Rengarenk bi kulübeydi. Gerçekten gösterişliydi. İçeri girdiğimizde , çok şeker bir salon ve 3 kapı olduğunu gördüm. "Burasıda benim , küçük , mütevazi evim" dedi gülümseyerek. "Ne kadar şirin bi evin var " dedim. Gerçekten tatlıydı. Camlarla çevrili bi salondu. Deri koltuklar, koltukların önündeki cam masa , kraliyet sandalyelerine benzer gösterişli şirin sandalyeler , ve minik bi masanın üstündeki , tahta fincanlar... Koltukların önündeki minik şöminede insanın içini ısıtıyodu
"Mutfakta toz çikolata ve süt olmalı" diyip bi kapıyı araladı ve içeri girdi. Bende arkasından o odaya girdim. Aynı salon gibi , şirin mi şirin bi mutfaktı. Sıcak çikolataları hazırladığında , "Nasıl becerikliyim ama dimi ?" Dedi.
Yaslandığım mutfak tezgahından ayrılıp gülmeye başladım. Sıcak çikolataları tepsiye koyup salona doğru gitti ve bende onu takip ettim.
Koltukların önündeki sehpaya bardaklarımızı yerleştirip bana döndü. "Senin hikayen ne ?" Dedi.
"Ne anlatiyim ki ? Benim senin kadar büyük bir hikayem yok. Eskiden annemle yaşardım. Babamla boşandılar. Ben liseye başladığımda boşanmışlardı. Üniversitenin ikinci yılında 2 kişiyle tanıştım. Elif ve Berk. Çok iyi arkadaş olduğumuzdan , ayrı bi eve geçtik. Burayada yaz tatili için geldik." Dedim.
"Peki..Niçin burdaydın ? Yani ormandan bahsediyorum.."
"Sevgilimi takip ettim. Galiba gizli işler çeviriyo , hemde en iyi arkadaşım, Elif'le. Sevgilim, Selim'in gittiği yer Ormanın içindeki bi kulübedeydi. Bende geri dönerken yolumu kaybettim."
"Berk ? Berk sana yardımcı olmuyo mu ?"
"Berk'in haberi yokki yardım etsin. Hem bilse nolcak. Nası yardım edicek bana ?"
"Sen çok güzel bi kızsın Deniz. Seni böyle kandırmaların ben bile izin veremem. Biliyo musun , yemek yapmakta usta olduğum kadar takip etmekte , iz sürmekte ve teknolojik işlerdede çok iyiyimdir. "
"Bu ne demek oluyo ?"
"Sana ben yardım edicem.İster iste ister isteme , ama bundan sonra bi ekipiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perdeler
RomanceSizinle bir şeyler düşleyelim. Bunu bir oyun gibi düşünün. Şimdi yazdıklarımı okuyun ve uygulayın. Bir tatile gittiğinizi düşünün. Çok güzel bir adaya , en yakın arkadaşlarınızla beraber. Denize girdiğinizi , bütün yaz eğlendiğinizi düşleyin şimdi...