Deniz'in ağzından
Havanın soğukluğu yüzüme çarpıyor. Kaldığım o küçücük , tahtadan evin çatısı dökülüyor. Yaşamım öylesine berbatki , keşke o yazlığa gitmeseydik diyorum. Berk ve Elif ? Ayrıldılar. Tabikide ayrılıcaklar.
Selim ? Selim'i hiç sormayın. O zaten... Neyse , biliyorum şuan hiç bir şey anlamıyorsunuz. "Soğuk hava mı ? Sen yaz tatilinde değil miydin ?" Diyosunuz. Evet öyleydim. Fakat şimdi kışın soğuğu , ve ben her şeyimi kaybettim.
En son , Selim'in yazlıkta bizimle akşam yemeği yediği geceyi anlatmıştım. Şimdi devam edicem ve herşeyi anlıycaksınız.
O geceden sonra , Selim ile öylesine yakındık ki , Elif ve Berk'den çok onunla görüşüyodum. Sabahları beraber kahvaltı eder , akşamları beraber yemeğimizi yerdik.
Bir sabah uyandığımda Elif'lerin yazlıkta olmadığını gördüm. "Eliff? Berkk ?" Diye seslendim ama kimse cevap vermedi. Elif'i telefonla aradım , ama açmadı. Bende yazlıktan çıkıp Selim'lere gittim. Kapılarını , genç bir kadın açtı. Nazikçe "Buyrun?" Dedi ve ben Selim'i sordum.
İçerden bir kapı açılma sesi duyuldu ve Selim yanımıza geldi , "Günaydın güzelim , noldu? " dedi ve genç kadına içeri git işareti yaptı. Selim'e sormadan edemiyecektim , bu nedenle "O kadın kim?" Diye sordum.
Selim , kadının babasının yeni eşi olduğunu söyledi. Yoksa bahsettiği kadın babasının eve getirdiği kadın mıydı ? Fakat başka bir merakım daha vardı , kadın nasıl Selim'in dediklerine uyuyordu ? Üvey anneden çok , hizmetçi gibiydi.
Selim kapılarının önündeki ayakkabılarını giydi ve kapıyı kapattı. Bana kocaman ve şefkatlice sarıldı. O anki hislerimi hiç birşeye değişmezdim. Selim kollarını benden ayırıp , "Seni çok özledim" dedi.Bende , gülerek "Ama daha dün buluştuk" dedim. O da güldü , "Olsun , yine de özledim işte."
Elimden tuttu ve yürümeye başladı , "Bi kafeye gitmeye ne dersin ?" Diye sordu. Tabiki de kabul ettim ve beraber güzel bir kafeye gittik. Masalardan birisine oturduk ve sipariş verdik. Siparişlerimizi beklerken Selim'in telefonu çaldı.
Selim bir dakika izin isteyip masadan kalktı. Ve kafenin bahçesine çıktı. Keşke ağız okuyabilseydim diye geçirdim içimden. Siparişler geldiğinde Selim hala telefonla konuşuyordu. Kahvemden bir yudum aldım ve onu izlemeye devam ettim.
Hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu ve ben hiç bişey anlamıyordum. Sonunda garsonu yanıma çağırdım ve bir miktar para karşılığında Selim'in sesini kaydetmesini istedm. Garson ilk başta böyle birşey yapamıycağını söyledi fakat çıkardığım 100'lüğü gördüğünde kabul etti.
Telefonumun ses kaydını açtım ve garsona verdim. Garson bahçeye çıkıp sanki kapının önünde müşterileri geçiriyormuş gibi duruyordu. Selim'e yakındı. Bir 10 dakika kadar sonra Selim telefonunu kapattı ve yanıma geldi.
Garsondan telefonumu almam gerektiği için lavaboya gitmek üzere kalktım ve bana bakan garsona yanıma gel anlamında göz işareti yaptım. Garson yanıma geldi ve telefonumu verdi. Selim'in sırtı dönüktü bu nedenle bizi göremedi. Garsona teşekkür ettim ve ses kaydını kapattım.
Hiç birşey olmamış gibi geri döndüm ve belki Selim yalan söyler diye Selim'e kimle ve ne hakkında konuştuğunu sordum. Selim bir yandan kahvesini içip bir yandan bana cevap verdi, "Babamın dükkanın iş ortağı ile sorunları çıkmış. Onu konuşuyoduk." Dedi. Peki anlamında başımı salladım.
Dinlemek için sabırsızlanıyordum. Bu nedenle telefonuma mesaj gelmiş gibi yaptım ve Selim'e gitmem gerektiğini söyledim. Selim "Nereye ?" Diye sordu. Bende yazlığa gidip üzerimi değiştiriceğimi ve daha sonra arkadaşımın doğum günü hazırlıklarına yardım ediceğimi söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perdeler
Roman d'amourSizinle bir şeyler düşleyelim. Bunu bir oyun gibi düşünün. Şimdi yazdıklarımı okuyun ve uygulayın. Bir tatile gittiğinizi düşünün. Çok güzel bir adaya , en yakın arkadaşlarınızla beraber. Denize girdiğinizi , bütün yaz eğlendiğinizi düşleyin şimdi...