Zerya

1K 41 0
                                    

Sümeyye: " hanımım ben gidersem ya Kudret ağam arkamdan adamları yollarsa? Ya beni de Raufu da öldürürlerse?" Züleyha: " hayır Sümeyye sen bana güven! Ben canım pahasına dahi olsa; size zarar gelmesine izin vermeyeceğim. " Sümeyye: " hıçkıra, hıçkıra ağlamaya başlar ve hanımım keşke seninle iki sıradan insanlar gibi tanışıp; arkadaş olsaydık. Keşke biz bunları hiç yaşamasaydık. Fakat kaderimiz de böyleymiş, biz plânlar yaparken kader son çizgisini çekmiş de haberimiz yokmuş. " Züleyha ayağa kalkıp; sândığını açar içinde yüklü bir miktar para alır Sümeyye'ye verir.
Sümeyye: " hayır hanım ben bunu alamam! Bu sana lazım olur.
Daha Kudret ağamın gelip ne yapacağını bile bilmiyoruz, ben nasıl bu parayı alayım?" Züleyha: " Sümeyye bu benim sana vefa borcum. Ben senin düzenini bozdum, hayatını tehlikeye attım eğer sen bu parayı almazsan ben vicdan azabıyla ölürüm. Ne olur kırma beni, al bu parayı. " Sümeyye: " Allah korusun hanımım, o nasıl laf? Allah seni uzun ömürlü eylesin tamam alacağım bu parayı, fakat zamanı geldiğinde geri vermek özere; alıyorum bi nevi borç sayıyorum, tamam mı hanımım?
Züleyha: " tamam, Sümeyye gönlün nasıl rahat ediyorsa öyle al." Züleyha Sumeyenin yanına gidip ona sımsıkı sarılır benim vefalı dostum yolun da, bahtın da açık olsun. Gittiğin yerde bir sıkıntın olursa yada başın sıkışırsa bir ablanın olduğunu sakın unutma..." Sümeyye: " ağlayarak hanımım ben son nefesime kadar seni unutmayacağım, o yüreğinin güzelliğini kendime rehber edeceğim. Elimden geldiği kadar senin gibi olmaya çalışacağım. Mahmut gelir hanımım misafirler artık yavaş, yavaş dağlıyor yarım saat sonra Kudret ağamlar gelir, eğer şimdi Sümeyye yi götürmezsem artık götüremem, ağam ikimizide öldürür." Züleyha; " hayır Mahmut ne pahasına olursa olsun sen bu gün Sümeyye yi götüreceksin. Unutma ki; Rauf seni kardeşi kadar seviyor eğer Sümeyye ye bir şey olursa yarın sen Raufun yüzüne nasıl bakacaksın? Sümeyye, ile Züleyha vedalaşıp ayrılırlar...
Sümeyye konaktan gidince Züleyha yı derin bir hüzün sarar. Züleyha kendini yapayalnız kimsesiz hisseder.
Sonra odasına gidip ağlamaya başlar. Leyla Zuleyha nın odasına gelir, anne ne olur artık üzülme; sen kendini ne kadar üzsen de bir yararı olmaz. Babamla evlenmeden önce; düşünecektin. İstanbuldan çıkıp babam için buraya gelmeyecektin. "
Züleyha: " hayır kızım bilip, bilmeden beni yargılama. Bu zamana kadar hiç anlatmadım. Fakat şimdi sana anlatmak istiyorum. Ben daha küçükken annem ile babamı trafik kazasında kaybettim. evin tek çocuğu olduğum için ben tek başıma yapyalnız kaldım, o zamanlar dayımın da çocukları olmuyordu. Anne annem ile baba annem anlaşıp; beni dayımlara verdiler. Bana çocukları gibi bakacaklarını söylediler; fakat öyle olmadı, benden sonra dayımın çocukları oldu dayım ile yengem artık bena hiç çocuklarıymışım gibi davranamadılar. Bilâkis bana çocuklarının bakıcısıymışım gibi davrandılar ve ben büyüdükçe onlar beni daha çok dışladılar. Ben okul da
Birinci olduğum hâlde; yengem sırf masraf oluyorum diye; okumamı istemedi. Yaptığım herşey onların zoruna gidiyordu, dayım her gün çocuklarına harçlık verirken bana ihtiyacın varmı? demiyordu.
Bir gün dışarı çıktım, sahil kenarına gidip mahalledeki arkadaşımı bekliyordum.
Bir kapkaççı gelip çantamı almaya çalıştı tam, o sırada baban belindeki silahı çıkarıp; kapkaççıyı vurdu. Polisler gelip bizi karakola götürdüler bunu duyan dayım ile yengem de geldiler, fakat beni almak için değil, dayım herkesin içinde bana vurdu ve senin gibi bir... evimde istemiyorum dedi. Ben genç ve güzel bir kızdım. babanın da dikkatini çekmiştim. Baban olan biteni öğrenince benden vazgeçmedi, o gün yalvara yakara dayım beni eve aldı; fakat evde de sürekli azarlıyordu, ben bir çıkar yol ararken baban gelip benimle memleketime gelir misin? Dedi bende hiç düşünmeden kabul ettim. Ben buraya gelince babaannenin
Yaptıklarına maruz kaldım. Ben ne yaşadıysam kimsesizliğim den
Yaşamışım. keyfimden değil kızım..."

***

Zerya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin