Derken havaalanına gelirler. Sabah saattin dördü ezan sesleri minareler 'den yükseliyor sanki her şey onları uğurluyormuş gibi.
Layla; " tebessüm ederek, anne başardık gidiyoruz." Züleyha; " evet kızım gidiyoruz ama ne yürüdüğümüz yol belli, ne 'de varacağımız yer.
Kızım ben çok korkuyorum. Ya oralar 'da başımıza büyük bir bela gelirse, ya sizlerin başına bir hal getirirlerse? O zaman ben ne yaparım, kime derdimi anlatırım, kime sığınırım? Ne dillerini biliyorum, ne 'de hiç bir şeylerini... " Leyla; "anne inan bana başaracağız. Yaşamayı 'da , konuşmayı 'da, anlaşılmayı 'da. Ben buna inanıyorum ne olursun sen 'de bana ve kendine güven. Ne olursun anne kendine bir şans ver bak kardeşimin gelmesine sayılı zaman kaldı. Onun için biraz iyi olmaya çalış... "
Züleyha; " inan bana kızım ben istesem 'de senin gibi pozitiv düşünemem, benim bilinçaltım negatif düşünceler 'le kaplanmış.
Ben çocukluğum 'dan bu zamana kadar hep kara yollar 'da yürüdüm ne zaman iyi bir şeye rast gelsem ardından kötü bir şeyin gelme kaygısıyla yaşıyorum..."
Mahmut; " hanımım havaalanına geldik ben şimdi etrafa iyice bakarım tanıdık kimseler yoksa siz hemen inip gelin ben çantalarınızı 'da getiririm. " Züleyha; " tamam Mahmut lütfen dikkatli ol, zaten bizim yüzümüzden senin başın belâya girecek. Mahmut; " siz beni boşverin hanımım siz iyi olun 'da ben başımın çaresine bakarım. " der ve araba 'dan çıkar etrafa iyice göz gezdirir tanıdık kimseleri görmeyince sevinir. Sonra bir an yüreği daralır, nefes almaktan zorlanır ve Leyla 'yı düşünür ilk konağa annem 'le gelmiştim geldiğim zaman daha 17 yaşın 'da cılız bir gençtim. Leyla ise, 14 yaşın 'da çok güzel ve yaşın 'dan fazlasıyla olgun bir kızdı. Onunla konuşmak, onunla zaman geçirmek için elimden gelen her şeyi yapardım. Onun beni sevme ihtimali dahi yokken bir gün ona karşı sevgim azalmadı, onu üzgün gördüğüm her an canımdan can gidiyordu.
Şimdi ise onu tamamen kaybediyorum.
Iyi mi yapıyorum, kötü mü yapıyorum bilmiyorum. Bildiğim tek şey Leyla 'nın mutlu olabileceği. " sonra araba 'nın yanına gelir bagajı açar çantaları
Alır havaalanına taşır. Sonra gelir hanımım çıkabilirsiniz, tanıdık hiç kimse yok der.
Züleyha ve öç kızı araba 'dan eşyalarını alıp çıkarlar. Havaalanına geldiklerin 'de giriş için görevli çantalarını kontrolden geçirir sonra Leyla ve diğer iki kardeşide kontrolden geçtikten sonra Züleyha geçmek ister. Görevli "hanımefendi siz hamile misiniz? " Züleyha; " evet hamileyim. " görevli; " kaç aylık hamilesiniz?" Züleyha dokuzuncu ayın başındayım. Görevli birden kaşını çatarak hanımefendi siz uçağa binmezsiniz. " Züleyha şaşkın bir şekilde neden diye sorar? Görevli "hanımefendi prosedür böyle hamile kadınlar hamileliğin otuz altı haftasın 'dan sonra uçağa binemezler siz bunları nasıl bilemezsiniz? " der. Züleyha 'nın gözü dolar görevlinin yanında ağlamaya başlar sonra görevliye dönerek, siz hayatınız 'da hiç uçağa binmemiş olsaydınız, yine 'de uçağın prosedürlerini bilebilir miydiniz?" Görevlinin yüzü düşer ve üzgün bir vaziyete
Züleyha 'nın yanına yaklaşır. Hanımefendi inanın benim amacım sizi üzmek değildi. Sorup soruşturmak bizim görevimiz, eğer sizi üzdüysem üzür dilerim."
Züleyha tamam kızım beni sen üzmedin benim derdim bambaşka." der ve Leyla diğer iki kızı 'da geri gelirler Züleyha'nın yanına. Züleyha; " bak kızım sana söylemiştim gitmemiz o kadar kolay değil diye, heleki bu halim 'le. "
Leyla; " peki anne biz şimdi ne yapacağız, konağa geri mi döneceğiz?..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zerya
General FictionZerya, daha annesinin karnında. Annesi 8 aylık hamile. Zerya'yı herkes erkek biliyor. Baba Kudret, doğunun en kıdemli ve zalim ağalarından. Yeni doğacak çocuğuna dünyayı hazırlamış. Erkek bebekler için ne varsa almış. Anne Züleyha olacaklardan haber...