Zerya

1.6K 49 4
                                    

Sümeyye: " hanımım çok düşündüm, biliyorum hangi yolu seçersem benim açımdan büyük bir kayıp olacak. Fakat siz de benim için çok fedakarlık yaptınız ve ben size yardımcı olmaya karar verdim. Tabi size şartlarım var, eğer bu şartları kabul ederseniz en azından bir nebze dahi olsa sorunlarım azalır."
Züleyha: " tabiki Sümeyye ben senin her isteğine razıyım. Sen canımı istersen, onu bile vermeye razıyım. " Sümeyye: " estağfirullah hanımım, benim isteğim şudur ki bu çocuğum ilk çocuğumdur. İlerde başka kardeşleri de olabilir ve ben bu çocuğuma nasıl bir hayat sunarsam, öbür çocuklarımada aynı hayatı sunmalıyım. Şimdi eğer kızını kızım diye alıyorsam ve siz de oğlumu alıyorsanız, bu artık bizim için gerçek olmalı. Siz hem kızınızla hem de oğlumla ilgilenmiyeceksiniz. Kızınızın hayatına karışmayacaksınız, onun için büyük şeyler yapıp onun hayatını etkileyecek şeyler yapmayacaksınız!
Ben nasıl sizin hizmetkarınızsam, sizin kızınız da hizmetkarın kızı olacaktır. Hiç bir zaman onun için birşeyler yapmaya kalkışmayacaksınız, aç dahi kalsa duyurmayacaksınız. "

Züleyha'nın beyaz tenine gözlerine çektiği siyah sürmesi yol gibi gözyaşlarından akmış. Sesiz sesiz ağlayarak Sümeye'yi dinlemektedir
ve bir eliyle gözyaşlarını silerek, Sümeyye, bu çok acımasızca değilmi?!
Sümeyye: " hayır hanımım inanın bu ikimiz için de daha iyi olacaktır. Ayrıca öz çocuklarımız gibi benimseyeceğiz. Sen kızınla uğraşırsan, bende oğlumla uğraşırsam, o zaman çocuklarımızın hayatını daha çok zorlaştırırız. Bu nedenle şartlarımı kabul edersen bende isteğini kabul ederim..."

Züleyha: " tamam Sümeyye sana sözüm olsun hiç bir şekil de kızımın hayatına karışmayacağım ve seninde aynı şekilde davranmanı istiyorum. Sümeyye: " elbette hanımım ben de sana söz veriyorum! Sen sözünde durduğun sürece, bende duracağım. Peki hanımım doğumuma çok az kalmış, sizin de öyle ama Rauf 'tan çocuğumu saklamam imkansız, senin de hem Kudret ağam başında olacak, hemde Rahşan hanım! Bizim böyle bir şey yapmamız imkansız gibime geliyor. "
Züleyha: " Sümeyye, ben her şeyi düşündüm yarın Rauf'u Îstanbul'a göndereceğim ve Rauf gelinceye kadar da sen doğum yapmış olursun.
Benim bebeğimi değiştirecek kişiyi de düşündüm. Bizim tanıdığımız Hatice hemşire ile konuşacağım ben doğum yapar yapmaz, o senin çocuğunu benimmiş gibi sarıp getirecek ve bunu hiç kimse bilemeyecek. "

Sümeyye:" içinden dua ederek. Allah'ım! Ne olur benim çocuğum kız olsun, yoksa ben buna dayanamam. Evet hanımıma tamam dedim, fakat içimdeki bu korku ve acı benide yok edecek. "
Sümeyye: " tamam hanımım ben gidiyorum mutfağa bakacağım. Halime'ler yemek yaptılar mı, yapmadılar mı diye. hanımım varmı bir isteğin? Züleyha: " yok Sümeyye, ne olur üzülme; sana söz veriyorum! Sen çocuğunu ömür boyu göreceksin ve onu hiç bir zaman senden uzaklaştırmayacağım. " Sümeyye: " biliyorum hanımım inan elimde değil, şimdiden içim yanıyor. " Züleyha:" seni anlıyorum, buna emin olabilirsin ki ben senden daha kötü bir durumdayım. Kızımı versem dert, vermezsem bin dert. Ne yapacağımı da bilmiyorum. "
Sümeyye:" tamam hanımım, her şey olacağına varır der ve mutfağa gider! Mutfakta bütün kadınlar hareretli hararetli çalışmaktadırlar. Sümeyye: " kolay gelsin hanımlar! İnanın sırf sizin bu halinizi görmek için bile olsa Rahşan hanımın gelmesini istiyorum! O gelecek diye hepiniz karıncalar gibi çalışıyorsunuz. " Halime: " kız Sümeyye sen galiba bizim kızı karnında büyütüp, okula göndereceksin. Hadi gelsin artık bizim prenses gözümüz yollarda kaldı! Sümeyye:" inşallah halime'm, o günleride görürüm. Halime:" kız sen daha başlamadan pes etmiş gibisin, bi dur daha düğününü bile birlikte yaparız. Hem benim oğlan yakışıklı, kim bilir belki de gelinim olur senin kız. Sümeyye:" tebessüm ederek, inşallah Halime'm. Hele sağlıklı kucağıma alayım da, o zaman konuşuruz bunları. Hem ben kızımı evlendirmem benim kızım bizim gibi olmasın, o okuyup ayakların üstünde duracak! Rauf mutfağa gelir biri prensesimden mi bahsetti? Halime: " evet Rauf abi, senin kızı oğlana istiyorum, fakat Sümeyye kabul etmiyor. Rauf:" papatyam ne derse o,
benim can yoldaşım nasılsın, yoktur bir ağrın sızın inşallah?! Prensesim nasıl? Sümeyye:" ikimiz de iyiyiz. Sen iyi ol, biz her zaman iyi oluruz inşallah! Rauf:" bak papatyam! Sana bir haberim var, Hanımım beni istanbul'a gönderiyor. Oraya gidince seni'de götürmek istiyorum, ne dersin?! Hem orada seni güzel bir hastaneye götürürüm, kızımız İstanbul'da dünyaya gelir...
Sonra gülerek, hem kızımız istabul'lu
olacak. Sümeyye:" hayır Rauf
Ben gelemem, biliyorsun hanımım da hamile, onu tek başına bırakıp gitsem olmaz! Hem o tecrübelidir, benim bilmediklerimi de öğretir."
Rauf: " tamam papatyam sen nasıl istersen öyle olsun. Size bir şey olmasında ben başka bir şey istemem. " Halime'nin oğlu koşarak gelir anne! anne! Büyük hanımım geliyor! Diye mutfağa girer. Halime mutfaktaki herkesi alır Rahşan hanımı karşılamaya gider. Sümeyye Züleyha'nın odasına gidip, hanımım! Rahşan hanımım geldi onu karşılamazsanız çok sinirlenir. Züleyha: " tamam Sümeyye, sen git ben hazırlanıp geliyorum. " Sümeyye gider Halime'lerin yanına bütün hizmetkârlar bir komutanı karşılar gibi herkesi hizaya koyar ve onları iyice tembihler lütfen dikkatli olun, sizi de beğenmeyip, kovmasın. Derken araba gelir. Rauf koşar kapıyı açar Rahşan hanım arabadan iner inmez Züleyha nerede?! Diye sorar. Züleyha da gelir hoş geldin Anne, ben burdayım diyerek elini öper. O da ilk defa olsa gerek, Züleyha'ya sarılıp öper. Torunum nasıl Züleyha? Erkek torunum geliyor! diye bağırır
ve içeri girerler! Íçeri girdiklerinde Züleyha'nın kızları babaannelerinin elini öpmeye gelirler. Leyla babaanne hoş geldin, nasılsın iyisin inşAllah? Rahşan hanım iyiyim, çok iyiyim sonun da Annen yüzümü güldürmeyi becerdi!
Nasıl iyi olmayayım? Leyla biraz kırılsa da sırf Züleyha üzülmesin diye susar ve Zulayha'nın yanında oturur. Züleyha: " kızım Sümeyye'lere söyle yemeği hazırlasınlar." Annem acıkmıştır şimdi. Leyla gider mutfaktakilere söyler, onlar da muazzam bir sofra hazırlarlar. Herkes yemeğe oturur, yemeği yemeye başlarlar.
Rahşan hanım:"
Kudret oğlum! Yarın torunum için bütün ağaları çağırıp, ziyafet vermek istiyorum. Sen buna ne diyorsun? Kudret'in kafası başka yerde, hiç anlamadan olur Anne! Sen nasıl istersen öyle olsun. Rahşan:" tamam oğlum! Mahmut! diye bağırır Mahmut: " buyur hanımım? " Rahşan: " Mahmut yarın ziyafet vereceğim, git çiftlikten en güzel kuzulardan sekiz tanesini seç, yarın misafirlere kuzu çevirme yapın. Mahmut:" tamam hanımım
Emrin olur. " der ve çıkar..."

***

Zerya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin