GECENİN MELEGİ

Bölüm:1 Yeni

Saat sabahın 10'unu gösterirken, balkonumdan esen muhteşem rüzgar, balkon penceresindeki beyazın en beyaz tonunda olan perdeleri dans eden bir kadın gibi bir sağa bir sola estiriyordu. Hava üşümeyecek kadar sıcak fakat bir o kadar da serindi. Evimizin en güzel odası aslında benim alanımdı.Odanın konumu bakımından balkonuma çıktığımda, enfes güzel bahçemizi ve tertemiz havanın şahane birleşimi ile keyfinize keyif katıyordu. Odanın içerisine girdiğinizde ise, hem son derece modern ve de bu modernliğin yanında benim zevkime hitap eden enteresan detaylar da söz konusuydu. Örneğin; koca bir kitaplık, duvarlara asılı tablolar, çift kişilik kocaman bir yatak, hem koyu renklerin hemde bir o kadar açık renklerin birbirini dengelediği mobilyalar,biblolar, balkonumda ki çiçekler... Her şeyi nasıl istediysem öyle yapmıştım. Daha doğrusu yapmıştık. Kiminle mi? Şu an yeni taşınmış olduğum Corcia'da hiç tanımadığım insanlar arasına, üstelik bir de parti yapılan, herkesin sarhoş ve seviştiği saçma bir gençlik partisine gitmek için beni ikna etmeye çalışan sevgili dostum ve aynı zamanda ailem, ve tekrar aynı zamanda ev arkadaşım olan Jenna. Yaklaşık olarak tam yirmi sekiz dakika kırk beş(şuan kırık yedi oldu) saniyeden beri konuşuyor ve artık intihar etmek üzereyim. Birisi beni vurabilir mi?

 -"Hadi ama aleson, gerçekten harika bir parti, sensiz gitmeyeceğimi biliyorsun, ikna etmek için daha kaç saat dil dökmeliyim ki? Ve biliyorsun rekorum altı gün!." Evet! yanlış duymadınız.Bir de hala övünüyor. Geçen yaz sevgili dostum Jenna, paraşüt ile uçaktan atlama manyaklığı denilen şey için tam altı gün ki bu hiç de yazıldığı kadar kolay geçmeyen bir altı gündü, tam altı gün boyunca aralıksız beni arayıp konuşmuş ve altıncı günün sonunda kendimi bir uçaktan salyalarım aka aka paraşütle atlarken bulmuştum. Sanırım hayır demeyi öğrenmeliyim,çok yazık.Aklımdan bunları geçirirken, kendimden emin bir hamle yaparak başımı dikleştirdim, göğsümü dışarıya çıkardım ve başımı saat üç yönüne çevirdim.

-Evet, haklısın! Senin için zaferle biten fakat benim için utanç verici bir anı olarak kalan altı gün.Taşınalı daha kaç gün oldu ki ben bir partiye gidiyim ? Hem hiçbir zaman partileri sevmedim biliyorsun. Alkole karşı direncim yok, sarhoş oluyorum ve kendimi hep bir bahçede uyanarak buluyorum. Ve nedense bu hikayelerde hep başı sen çekiyorsun." Elimi kulağıma götürerek; "aleson merhaba, parti var, lütfen gidiyoruz hazırlan! Sonuç mu hüsran!"dedim kızgın kızgın yüzüne bakarak. 

-"Biliyorum fakat alkole direncin olmaması benim suçum değil ki." O kadar umursamazca konuşuyordu ki bazen neden onunla tartıştığım konusunda hiç bir fikre sahip olamıyordum."Ben sadece seninle birlikte eğlenceli zaman geçirmek istiyorum, tabi ki evde oturup pijama, mısır ve film izlemekte güzel" işte tam burada alaya alarak gözlerini devirmişti ve bam telime basmaya çalışıyordu." Ama biraz da geçek eğlenceyi tatman gerek değil mi? Zaten kendini o eski erkek arkadaşın Rubby yüzünden kısıtlamış idin." Burada araya girdim; "Rubby değil , Robert " dedim gözlerimi ona açarak. "Her ne ise, Rubby yada Robert ne fark eder, kısıtlamaların yetmezmiş gibi, seni terk ettikten sonra da eve kapandın. Resmen bunalıma girdin.Hatırladıkça içim kalkıyor"dedi. "Bak tatlım, bir tane geri zekalı Rubby" sözünü keserek devam ettim; "Robert " dedim ve aldırış etmeden konuşmaya devam etti "Pardon Robert seni üzdü diye bütün bu nimet olan erkeklerden kaçman doğru değil" yüzünün tam ortasına gerçekten bir yumruk indirmek istiyordum şimdi. Öfkene hakim ol aleson, sevgili Jenna bunu hep yapar;

-"Kaçtığım filan yok, sadece fazla duygusal bir insanım ve tekrar dan duygularımın incinmesini istemiyorum." arkamı döndüm ve yatağımın üzerinde duran kıyafetlerimi alıp gardırobun önüne geldim.

-"Pekala, bu konuyu daha sonra tartışacağız ." Tanrım! gerçekten susmuş olabilir miydi? İnanılmaz, bu bir ilk!  "Şükürler olsun..." dedim onu sinirlendirmek için.