"Aleson, uyan" zihnimde yankılanan sesin max'e ait olmadığından emindim.Uyuyordum, derin uykular daydım hatta. Her zaman ki gibi aklımın yine bana oyunlar oynadığına inandırmak istiyordum kendimi. Sağıma döndüm önce, yine devam ediyordu "Aleson uyan!" sonra soluma döndüm. "Gider misin aklımdan"dedim mırıldanarak. "Aleson yardım et bana " o kadar aciz ve tanıdık bir ses tonuydu ki aklım başıma gelince hemen gözlerimi aynı anda açtım ve siyah renkteki tavana baka kaldım. "Stefan"dedim endişeyle. Yanı başımda masumca uyuyan max'e baktım. "Stefan? İyi misin? " dedim. "Aleson jenna ya git ve beni bul "dedi. "Stefan!"dedim tekrar.Artık ses gelmiyordu.Zihinden zihne bağlantı kurulabildiğini bilmiyordum. Şaşkındım ve korkuyordum, çünkü Stefan'ın başı beladaydı. Ellerimle başımı tuttum ve düşünmeye başladım. Yerine oturmayan taşlar zihnimde ateş etkisi yaratıyordu. İçim içe sığmıyor ve ağlamak istiyordum . Neydi bu? İlk defa bu kadar endişeliydim.Canım öyle yanıyordu ki sanki içimden bir organımı söküp alıyorlardı. Hızlanan nefesimi kontrol edemiyordum. Omzumda bir el hissettim ve aynı anda irkildim. "Bebeğim iyi misin?"dedi max. "Stefan, başı belada, zihnimdeydi ve bana onu bulmamızı söyledi"dedim. Max hemen apar topar yataktan kalktı ve giyinmeye başladı. "Hemen giyin, jenna yı bulalım "dedi. Sanki üzerimde on bin ton ağırlık vardı ve yataktan kalkamıyordum, hatta ve hatta kıpırdayamıyordum. Max yatağa yanıma geldi ve elleriyle yüzümü okşadı. "aleson, onu bulacağız ama önce jennayı bulmamız gerekiyor.Yanındayım, korkma. Ne olup bittiğini anlamamız gerekiyor."dedi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Elimden tuttu ve beni kaldırdı.Giyinmeye başladım ve tekrar zihnimde sesler belirmeye başladı. Çekmeyen bir radyonun frekansı gibi, sesler garip garip,kesik kesik geliyordu. Başımı sallayıp giyinmeye devam ettim. Çantamı aldım ve hemen aşağı indik. Arabaya bindikten on dakika sonra evin önündeydik. Çantadan anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım. Eve adımımı atar atmaz içimde kötü bir his oluştu. Jenna evdeyken asla perdeler kapalı olmazdı ve perdelerin hepsi kapalıydı. Etrafta herhangi bir dağınıklık göremiyordum yada arbede yaşanmış gibi bir kanıt. Merdivenlerden çıkmak için çantamı bıraktım ve max'e benimle gelmesi için bir el işareti yaptım. Etraf çok karanlıktı ve adımlarımı bile korka korka atıyordum. "Max, sende bir terslik hissediyor musun?"dedim. "Aslını istersen evet,şu ışıkları açayım "dedi ve lambaların düğmelerine bastı fakat ışıklar yanmıyordu. "Sanırım sigorta atmış "dedi. Başımı iki yana salladım ve "Jenna'nın odasında olduğunu sanmıyorum benimle gel"dedim. Çünkü jenna genellikle aşağıdaki odaya girdiği zaman, evin bütün sigortaları atıyordu. Büyük bir ihtimal orada olmalıydı. Merdivenlerden tam tersine aşağı indik ve bodrum oldukça karanlıktı. Hemen jenna'dan öğrendiğim bir numarayla odaklandım ve havaya ışık yaydım. Max, hayranlıkla bana bakar iken ona mütevazi bir gülümseme gönderdim. O müthiş gecemizin sabahında yatakta kahvaltı etmek varken, yine yeni bir güne olaylı başlamıştık. Bodrumdaki duvarın önüne geldim ve " Cadı gecenin meleğidir"dedim ve duvar toz ve gürültü eşliğinde açıldı. Max şaşkın şaşkın yüzüme bakarken "sonra anlatırım"diyebildim sadece. İçeri girdiğimizde mumlar yanıyordu ve bundan dolayı içerisi oldukça sıcaktı. Jenna'yı içeride herhangi bir yerde göremiyordum. Yerlere dairesel bir biçimde mumlar dizilmiş ve ortasında da kuru dallar konulmuştu. Bunun ne olduğu hiç bilmiyordum fakat beni rahatsız etmeyi başarabilmişti. Jenna'nın büyüler kitabı hemen masanın üzerinde açık bir şekilde duruyordu.Kitabı biraz kurcaladıktan sonra gözüme küçük bir kağıt çarptı. Kağıdı sayfaların arasından yavaşça çıkardım, katlanmıştı ve çok beceriksizce yapılmış bir şeydi. Kağıdı açtım ve yazıyı okurken gözlerim istemsizce kocaman açıldı." Max, şuna bak"dedim ve kağıdı gösterdim. "Kitaptaki açık olan büyüyü yap ve beni öteki dünyadan çağır" max öylece yüzüme baktı ve "sanırım janna sana bir mesaj bırakmış dedi. "Ama oraya neden gitti ve dönmek için bana ihtiyacı var?"dedim. "Belkide gitmedi, gönderildi"dedi max yerlerdeki ayak izlerini göstererek. "Bak seni korkutmak istemem ama burada bizim kokumuz dan başka kokular alıyorum. Burada bir şeyler olmuş"dedi. "O yüzden hemen o büyüyü yap ve jenna'yı buraya getir. Daha sonrada stefanı bulalım"dedi. "Pekala sen yukarıya çık ve etrafa bir bak, bir şeyler bulabilecek misin?"dedim. Ardından max beni odada yalnız bıraktı ve mumların ortasına geçtim ve kitapta yazan satırı okudum. Bunu yapmayı nereden bildiğimi hiç bilmiyorum lakin biliyor olmak hoşuma gitmişti. "Gidenlerle kurduğum bu bağı koparmak için bugün burada bu yapılmış olan büyüyü tekrar ediyor ve cadı soyundan oraya geçiş yapan arkadaşımı yaşayanlar dünyasına çağırıyorum "ve ardında odada deprem etkisi yaratan bir sarsılma oluştu ve ardından jenna yere yığılmış bir şekilde gözlerimin önüne iniverdi. "Aman tanrım jenna iyi misin?" hemen yerimden fırladım ve onu yerden kaldırdım. "Ah,tanrım... Bir an öldüm sandım. "dedi jenna. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki sanki canını yakan bir kurşun vardı bir yerinde. "Aleson, stefan. Stefan'ı aldılar"dedi jenna. "Kim aldı,neden aldı nasıl?"dedim afallayarak. "Sana söylemem gerekirdi sizin adınıza bir kehanet va..."dedi ve hemen sözünü kestim. "Jenna biliyorum, öğrendim.Onu kim aldı?"dedim. "Nasıl öğrendin max mi? "dedi. "Jenna evet, her ne ise, konumuza dönelim. Stefan nerede?"dedim. "Onlar aldı, ilk soylular"dedi... Arkamdan max'in sesini duydum,sanırım bizi çoktandır dinliyordu. "Onları nerede bulacağımızı biliyorum fakat, bu savaşa gitmekten farksız değil."dedi. Derin bir nefes aldım ve stefan'ı düşündüm. Kardeşimin hayatı söz konusu olabilirdi. Yıllar sonra bulmuştum onu ve şimdi kaybetmekle yüz yüzeydim. Aldığım nefesi verdim ve max ile jenna'ya kararlı bir bakış attım ve "O zaman bizde savaşırız!". "Pekala, karşılaşacağımız kişiler bizden kat ve kat güçlü olmasalar bile yüzyıllardır büyü yapan soylular, o yüzden kendimizi korumak için büyü yapmam gerekiyor." dedi jenna. "Peki neye benziyorlar"dedim korku ve endişeyle. " Aslına bakarsan hiç bir şeye, yüzleri yok o yüzden hiç bir şeye benzemiyor. Sadece garip bir korku yayıyorlar hepsi o "dedi jenna. "Daha önce gördün mü? "dedim jenna ya . "Aslını istersen hayır, sadece büyük büyük annem öyle söylemişti.Pekala beni artık yalnız bırakın şu işi halletmeliyim" deyip saatine baktı "ve tam olarak iki saatimiz var, iki saat sonra dışarıda görüşürüz "dedi ve bizi odadan dışarı defetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN MELEGİ
FantezieAleson, çocukluğundan beri yakın arkadaşı olan jenna'nın yanına taşınır. Jenna ve Aleson çok küçük yaşta aynı kazada ailelerini kaybetmiştir. Aleson hayatının değişeceği bu şehirde başına neler geleceğini bilmeden yaşamını sürdürür. Fakat kısa bir s...