Multide Sena'nın kaykayi var. Not sonda.
Tokattan sonra hızla evden cıkmıştı. Gözümden akan bir damla yasa engel olamadım. Tam on üç dakikadır bulundugum yerden kıpırdamamıştım. Abim Caner'in pesinden gitmisti. Annem ise bana bir seyler söylüyordu. 'Kendimi üzmemem' gerekiyormus. En sonunda kımıldadım.
''Anne. Ben ölücem. Her ne kadar karsı gelmeye calıssamda ölücem. Suanda mutlu olmam gerekmez mi? Ben hic bir sey yapmamısken neden böyle yaptı?'' diyee sordum.
''Üzülme bir tanem. Yanlısını anlayacaktır.'' diyip bana sarıldı annem. Siz annemle hic konusmuyorum sanmistiniz dimi? Ama sürekli konusuyordum. Saadece aklima getirmemeye calısıyordum. Onu özlüyordum cünkü.
''Belkide ölücek oldugum icin benden ayrılmaya bahane arıyordu.'' dedim.
''Yeter ama. Ölücem deyip durma. Sen ölmeyeceksin. İyileseceksin, bir tanem.'' dedi annem.
''Saol, validem.'' dedim ve onu öptüm.
Odama cikıp dus aldım. Üzerime siyahla 'just do it' yazan kırmızı bir tisort, kot kapri ve kırmızı vanslarımı giydim. Vans demisken bayadır kaykay sürmüyorum. -ne alaka amk? Diyenler icin söyliyim. Vans kaykay icin özel üretilmis bir ayakkabı-. En iyisi simdi süreyim. Rimel-eyeliner sürüp telefon ve kulaklıgımı elime aldım. Siyah kurukafalı kaykayımida alıp asagiya indim.
''Validem, ben cıkıyorum bir sey yemicem.'' diyip hızla evden cıktım.
Kulaklıklarımı taktım. Bora Cengiz-Gidiyorsun açtım ve dinlemeye basladım. Bu cocugu SBSV'den beri cok seviyorum. Bütün sarkıları ezberimde. Kıvırcık saçlarını yerim onun!! Yavasca kaykayımı sürerken gözüm etraftaki insanlara kaydı. Gülen kızlar/erkekler. Ama hepsinin birer derdi var. Sacma degil mi? Dısarıya gülen insanlar ama iclerinde fırtınalar. Garip degil mi benim bu kadar duygusal olabilmem? Zaten yazın yalnız olacagım.
Nese'nin babası Nese ve Mete icin tatil ayarlamis. Ama salaklar tutturdular biz Sena'yı yalnız bırakamayız diye. Bende zorladım gittiler. Can'da Amerika'ya ailesinin yanına gitmek zorunda kaldı. Efe desen Bursa'da annesinin yaninda. Umut'u o günden sonra bir daha görmedim zaten.
Caner'e gelince... Onu hala seviyorum ama bir daha görmekte istemiyorum. Cok garip ama hem hep yanımda olsun, ellerimi tutsun istiyorum hemde yanıma bir daha gelmesin istiyorum.
Bir an sokagın ortasında ''depresyon stayla!! '' diye bagırasım geldi. Bu ne amk böyle!? Ben niye hüzünlü görl takılıyom lan!? Didim ve silkinerek kindime geldim. İlk olarak gülümsemeye basladım. Ama suan tekrara aldıgım icin calan sarki yüzünden pek basaramadım. Tamda ''gidiyorsun ve yalnızım yine'' kısmında gülümsemeye calisirsam böyle olur! Bora Cengiz'den vazgecemedigim icin Sevsek Mi? Sarkısını acarak söylemeye basladim. Tabi mırıltıyla. Deli sanarlar falan kim uğrasacak?
''İyidir hostur hersey, gercek yüzler görünmeden.
Maskeler düsmaden, canim cicim henuz kol gezerken.
Sarkilar ask doludur gönderler daha yoktur.
Belkide bu baslangıclar her aşkin sonudur...''
''Sevme. Hayat gecer sevmedende.
Bence e acı cekmektense...''
''İyi güzeldi hersey bu yasananlar olmasaydı.
Kaybolsaydı kadınin resmi asla bulunmasaydı.
O zaman varolurdu en korkunc yalnızlık.
Sana göre varolusun anlami yok.
Yalnızlık yada varsızlık. '' biraz durdum. Sonra diger yerinde eslik etmeye devam ettim.
''Bence hayat gecmez sevmedende.
Öyle e acı cekmektense... Sev bence.'' dedim ve kahkaha attım. Bu sarkıyı bu yüzden seviyorum. Bir sev bir sevme diyor. Ne yapılması gerektigi belli degil cünku. Sevmekte güzel, sevmemekte.
Bir anda karasımda gördügüm manzara ile kaykayımi ani bir kareketle elime aldim. Yavasca o tarafa yürüdüm. Özlem ve Caner öpüşüyor. Özlem. Ve. Caner. Öpüsüyor. ÖZLEM! VE! CANER! ÖPÜSÜYOR!
Yanlarina vardigımda ayrılmıslardı. Caner beni fark ettiginde yüzüme sadece baktı. Özlem ise zafer kazanmıs bir eda ile bakıyordu. Gözlerimi kapattım. Acınca ruya oldugunu anlamak icin. Ama actigimda rüya olmadıgını gördüm.
''İnsan aynı kisiden ikinci kazıgı yiyince canı yanıyor. Ama aynı kazıgı ikinci kisiden yiyince daha cok cani yanıyor. Kalbine bir ok saplanıyor. O ok öyle bir hızla geliyorki kalbini parcalara ayırıyor. Gözlerini kapatıyor ve rüya olmasinı diliyor. Gözlerini actıgında rüya olmadıgını anlıyor. Yerlere sacılmıs kalbinin parcalarına daha fazla ok saplanıyor. Acısı artıyor. Sanki mümkünmüs gibi daha da parcalanıyor kalbi. Gözünden yas akmıyor. Akamıyor. İcindeki cıglıkları kimse duyamıyor.'' dedim. İcimde hic bir sey tutamama gibi huyum var. Bazen en ince ayrıntısına kadar hissettiklerimi söylerim. Caner'in gözünde pışmanlık vardi. Hemde fazlasıyla. Tam ağzını açmıstı ki onu elimle susturup devam ettim.
'' Hayatımda aşık oldugum ve ya aşık oldugumu sandıgım herkes bana acı cektirmek icin var sanki. Sana tokat bile atmayacagım. Sabah bana haksız yere attıgın tokatın intikamını almayacagim. Ha yeri gelmisken söyliyim. Sabah eve geldigim kisi Yagız'di. Karsılastıgımızda basketbol oynadık ve beni eve kadar bıraktı.''
''Sena-'' derken yine Caner'in lafinı böldüm.
'' Ama ne var biliyor musun? Umut'ta bile canım bu kadar yanmamıstı. Cünkü sana aşık oldugumda onun benim icicn sadece bir cocukluk, bir saplantı oldugu anladım. Ona aşık degildim.'' dedim ve hızla yürümeye basladım. Canım daha ne kadar yanabilir? Paramparca olmus kalbim daha ne kadar parcalanabilir? Daha ne kadar dayanabilirim? Kanserim ben ya!! En azından bunun icin üzmemeye calısın!!
~~~
Caner'e 'piç' diyelim çünkü bu bölümde bütün hayatlarinı değiştirecek bir sey yaptı. Final yakin zamanda gelecek canlar.
![](https://img.wattpad.com/cover/24905551-288-k283171.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERGENOTORUS
ChickLitNeşeli ama birtakım olaylardan sonra neşeli olmayi beceremeyen, hayattan bıkmış, aşk hayatı boktan, yinede sevimli bir kız. Ne olursa olsun, ne yaşarsa yaşasın, nesesini kaybetsede o bir ERGENOTORUS! ©Tüm haklarını yedim...