Sınır: 30 OY, 60 YORUM.
Sınırı ne kadar çabuk geçerseniz o kadar çabuk ve çok bölüm okursunuz can tanelerim.
Yemin ederim sınırın geçilmesi için geri sayım bile yapıldı... Normalde bu saatte asla asla asla atmazdım ama o çabaya karşı bir ödül olsun... Sizi ne kadaaar çok sevdiğimi ve sizin için her zaman daha fazlasını yapacağımı bir kez daha anladım.
İyi okumalar...
✨
14. BÖLÜM: TERK EDİLMİŞ SALONKırık.
Hissettiğim şeylerin silsilesi tamamen buna bağlıydı. Kırık olmama, belki de paramparça.
Kelimeler zihnimde tükendi, bedenim onun kusursuz elleri tarafından koca bir boşluğa itilip varlığını yitirene kadar dibe çekildi.Ama asla dibe ulaşamadı.
Kırılmıştım. Fakat kırılmam tamamen kendi eserimdi, ona yalan söyleyerek olmayan aramızı açmıştım. Sonra da onun ödeşme başlığı altında attığı her adımda, benim kırık olan can tanelerimin üzerinden geçmiş, onları un ufak etmişti.
Kırılmak tamamen benim seçimimken, paramparça etmek de onun seçimiydi.
Kırıklarımı, beni kaldırdığı yerden toparlayabilir, ayağımı nasıl sardıysa onları da öyle sarabilirdi. Fakat bunlar, beni itmeyi seçmeden önceydi.Normalde her düştüğümde ilk ayağım sonra bütün bedenim acı içerisinde kıvranıyordu.
Şimdi?
Şimdi, ayağımın acıması için dua edeceğim kadar kalbim acıyordu.
Sırtımı yasladığım ahşap kapının yüzeyi benimle dostluğunu paylaşırken fayans zemin de benimle soğukluğunu paylaşıyordu.
Ama o, benimle yara bantlarını bile paylaşmaktan acizdi.
Yara almış bir bedenin yaraları daha ne kadar yaralanabilirdi. Benim geçmeyen yaralarım, asla dinmeyen kanamalarım yoktu.Benim yaralanan yaralarım vardı.
Kafamı kapının ahşap yüzeyine yasladım. Dağılmış ve bana küsmüş saçlarımın dipleri, parmaklarımın onlara sarmalanarak asılmasından dolayı sızlıyordu.
Sürekli çektiğim burnum, düzene girmesine izin vermediğim nefeslerim ve kuru hıçkırıklarım odanın içerisinde kurumuş göz yaşlarımın yüzümde bıraktığı izlerle konuşurken, ağlamaktan kızarmış gözlerimin acısı bakışlarımın kısılmasını sağlıyordu.
Ankara benimle bozuşmuştu ama benim Ankara'ya kafa tutacak gücüm yoktu.
Birilerinin, en azından çok kısa süre için önüme siper olmasını isteyecek, benim için Ankara'yla bozuşacak kadar güçsüzdüm.
Ve çıplak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman Sancısı
Teen FictionZaman bölündü. Zamana bölündük. Zaman küçüldü. Zamanla küçüldük. Ellerimize saatleri, dakikaları, saniyeleri aldık... Hayatlarımızın etrafındaki lahza, kuyruğunu bir kedi gibi ömrümüze doladı. Düne küstüm, bugün ile hiç barışmadım ve y...