A.Ç:17

3.7K 154 3
                                    

Öyle çok yanar ki canın, dünyadaki bütün suçları işlediğini sanırsın. Oysa sadece sevmişsindir...

YAZARDAN:

İnsanın canı bazen öyle yanardı ki..
Hiç bir merhem çare olamazdı.
Tıpkı şu an hastane koridorunda volta atan koyu kahve gözlerin sahibi gibi.

Halbuki onu sevdiğini kendine bile zor itiraf etmişti adam.
Tam herşey yoluna girdi derken tekrar kaybetmenin eşiğine gelmesi onun yıkılmasına sebep olmuştu.

Durumu iyi değildi.Nefes alamıyordu.
Ruhu gibi kalbide ölüydü ona göre.
Ama o bunun farkında değildi o zamanlar.

Başkasını sevdiğini sanıyordu.
Ta ki onu o izbe depoda görene kadar.
Koyu mavi gözlerle o zaman tanışmıştı.

Tabi durmadan yollarının kesişeceğini bilmiyordu.
Ne kadar birbirlerinden kaçsalarda
kader onları ortak bir noktada birleştirmeyi başarmıştı hep.

Peki şimdi tekrar kavuşabilecek miydiler?

Zaman herşeyi yoluna koyabilecek miydi?

Yoksa sonsuza denk yollar ayrılacak
mıydı?

Adam bu soruların cevabına bilemedi.
Yada bilmek istemedi.
Eğer her hangi bir olumsuz cevap verirse sanki olacakmış gibi hissediyordu.

Bu yüzden sustu.
Gerekirse sonsuza dek susardı da.
Tek istediği onun o yoğun bakım ünitesinden sağ salim çıkmasıydı.

KARAN SAYGINER:

"Abi iyimisin?"

Korayın bana seslenmesiyle ona baktım.
Ama konuşmak için yeltenmedim.
Zaten o da bakışlarımdan anlamış olacak ki sessiz kaldı.

Ne kadar bir zamandır burdayım hatırlamıyordum bile.
Sanki benim için dünya onun nefes alamayışıyla durmuştu.

Bu kaçıncı kaybediş hissiydi.
Annemin ölümüne sebep olduğum gibi onun ölümüne demi  ben sebep olacaktım.

Benim yüzümden mi içeride yaşam savaşı veriyordu.

Ben nasıl bir adamdım böyle.
Neden sevdiklerimle sınanmam gerekiyordu hep.

"Aldığın canların bedelini ödüyorsun Karan.."

Dedi içimdeki yıllardır susturmaya çalıştığım vicdanım.
Halbuki en son annemin öldüğü gün hissetmiştim ben o vicdan azabını.

Yıllar sonra tekrar baş göstermesi ne büyük ironiydi ama.

Bir süre sonra yoğun bakım ünitesinden çıkan doktorla ayaklandım.
Yanına vardığımda yüzünde ki sıkıntılı ifadesinden kötü bir şey olduğunu anladım.

Ben kendimle savaşırken benim yerime Koray sormuştu.

"Durumu nasıl doktor."

Bende bakışlarımı doktora çevirdiğim de konuşmaya başladı.

"Ne kadar tam zamanında getirmiş de olsanız.Nefessiz kaldığı bir kaç dakika içerisinde akciğerin de büyük olmasa da bir hasar bırakmış.
Şu an yoğun bakım ünitesinde olmasının sebeplerinden biri bu.Kendisi solunum yapamadığından makineler yardımcı oluyor."

"Peki diğer sebep?"

"Diğer sebebin ne olduğunu benim kadar sizde iyi biliyorsunuz Karan bey."

ATEŞ ÇUKURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin